REKLAMI GEÇ

EĞLENİRKEN VE EĞLENDİRİRKEN PARA KAZANAN ADAM

29 Nisan 2014 Salı

denizli-is-dunyasi-ile-kahve-sohbetleri-engin-unal-h
Halk oyunları ile ilgilenebilmek amacıyla kısa adı PAHOY olan, Pamukkale Halk Oyunları Gençlik ve Spor Kulübü Derneği’ni 28 yıl önce kuran Deniz Semerci, hobisini işe çeviren girişimcilerden birisi. Onunkisi eğlenceli bir faaliyet alanı. Dans, bale, halk oyunları kurslarıyla eğlenceli bir hizmet sunuyor. Doğal olarak kendisi ve ekibi de keyifle çalışıp, eğlenirken para kazanıyor.

Bankacı bir babanın oğlu olan Deniz Semerci, lise yıllarında başlayan halk oyunları tutkusundan hiç vazgeçmedi. Dernekçiliğin hala sakıncalı sayıldığı yıllarda bu tutkusunu gerçekleştirmek üzere PAHOY’u kurup, baleden halk oyunlarına, salsadan tangoya dans eğitimleri sundu. Bir dönem işe alınmasında referansı olan PAHOY ile para kazanmanın kapılarını da kendisine açtı.

Bu özelliğiyle de Deniz Semerci’yi “İş Dünyası ile Kahve Sohbetleri”ne konuk ettik. Denizli’nin önde gelen ailelerine ve onların çocuklarına tangoyu, salsayı ve halk danslarını öğreten Semerci ile PAHOY’un 28 yılını konuştuk.

ic-1

BABA BAŞKAN, OĞLU GENEL SEKRETER

Bankacı Deniz Semerci’den halk oyunları ustası Deniz Semerci’ye uzanan başarılı bir iş süreci var. PAHOY’u kurup, geliştiren ve bugünlere getiren Deniz Semerci’den kuruluş öyküsünü dinleyelim mi?

PAHOY’u 1986’da kurduk. Onun hikayesi şöyle: Ben üniversiteyi Bursa’da okudum. Denizli’ye dönünce babama “dernek kuracağım” dedim. Babam, dernek lafını sert tepkiyle karşıladı, itiraz etti. Çünkü 1980 öncesi derneklerin durumunu biliyor; hemen aklına sağ-sol ayırımının olacağı bir dernek geldi. Dolayısıyla dernekçilik onun için sakıncalı durumdu. O nedenle çok zorlandık ama ikna ettik.
O dönem 3-5 dernek kuruldu, birisi de PAHOY idi. Başına da derneğin kuruluşuna karşı çıkan babamı geçirdik. Onu da “Bizi kimse takmaz, sen başımızda bulunman iyi olur” diyerek ikna ettik. Babam başkan, ben genel sekreter. Bir arkadaşımız daha vardı, Halil Gökdemir, onu aldık. Hala üyemiz olan Dr. Rıdvan Erdemir, Dr. Ali Caner, işadamı Oktay Mersin de bize katıldı.

ic-7

Dernek faaliyette ama siz bankacılığa yöneldiniz yanlış anımsamıyorsam…

1988’de Dışbank’a girdim. O da zaten PAHOY’un sayesinde oldu. Caddede yürüyorum, camında iş ilanı vardı. “Girip bakayım” dedim, şansımı denemek üzere girdim. “Sen kimsin?” diye sordular. O zaman öyle CV falan yok. Biyografimizi söyledik. PAHOY diye bir derneğimiz var, o dönemlerde bir de Lions Kulübü’nün bir altı olan Leo vardı. Leo Kulübü’nün de başkanıydım. Bunları anlattım. “Biz size bilgi veririz” dediler, ayrıldım.
O dönem Denizli’nin önemli şirketlerinden Emsan’a da başvurmuştum. Bir süre sonra ikisinden de iş başvurumun kabul edildiği bilgisi geldi.

PAHOY bir yerde torpiliniz oldu…

Kesinlikle öyle. Sosyal yönüm güçlü olduğu için bankalar bu tarz insanlar ister zaten.

Denizli içe kapanık bir kentti o yıllarda. Sosyal kültürel aktiviteler bu kadar yoğun değildi. Halk oyunları üzerine faaliyet gösterecek bir iş için bu cesareti nereden buldunuz?

1977’lerde, lise yıllarımda ben halk oyunlarıyla uğraşıyordum. Üniversiteye gittim. O zaman ki adı Bursa Üniversitesi olan şimdinin Uludağ Üniversitesi’nde halk oyunları ekibi yoktu. 1981’de öğrenciler olarak yönetime “halk oyunları ekibi kurmak istiyoruz” diye başvurduk. Kabul gördü ve birkaç arkadaşla üniversitede böyle bir faaliyetin temellerini attık. Başımıza da ücretli bir hoca tuttuk.
Yıl 1985… Babam benim oğlan üniversiteyi bitirdi diye biliyor. Ama ben halk oyunları sevdası yüzünden hala üniversite öğrencisiydim. İki yıl geç mezun oldum. İstanbul’a İngilizce kursuna gönderdi. Ben yine İngilizce öğrenmek yerine oradaki derneklere takıldım. Hem çalıştırıcılık yaptım, hem farklı yörelerin oyunlarını öğrendim. Bir de dernekçiliği…
1986’de üniversiteyi bitirip Denizli’ye dönünce, halk oyunları üzerine bir dernek kurmayı kafama koydum. Tamamen sosyal amaçlı, hobi amaçlıydı. Gerçi daha sonraki yıllarda işimiz oldu ama o yıllarda söylediğim gibi hobiydi.

ic-3

KORİDORLARDA ÇALIŞMA

PAHOY gelişerek bir marka oldu. “Halk oyunları” denildiğinde Denizli’de ilk akla gelen isim. Federasyon ve organizasyonlarda görev alıyorsun…

PAHOY 28 yılı geride bıraktı. Bir insan hayatı için bile çok önemli zaman dilimi. Çok zorlu süreçlerden geçtik. Bu süreçleri sizler de biliyorsunuz. Gazeteciler hep yakınımızda oldu. Ben, PAHOY’un var olmasındaki en büyük etkenlerden birisinin de gazeteci dostlarım olduğunu söylüyorum hep. Hala öyledir. Ne internet, ne cep telefonu var o yıllarda. İnsanlara ancak sabit telefonlarla ulaşabiliyorsunuz ya da afiş asarak bilgilendirme yapabiliyorsunuz. Gazeteci arkadaşlarımız haberleriyle bize büyük yardımcı oldu.
Çalışma yeri sıkıntısı çekiyorduk. Okul koridorlarında, derneğimizin bulunduğu binanın koridorunda çalıştık. Genelde avukatların ofisleri vardı bulunduğumuz binada ve hafta sonları onlar pek olmazdı. Bizde fırsat bilip koridoru çalışma alanı gibi kullanırdık. Bugünlere öyle geldik.
Çalışmalarımızla Türkiye Halk Oyunları Federasyonu’nun dikkatini çektik. İl Temsilcisi olarak beni atadılar. Çalıştırdığımız ekiplerle halk oyunları yarışmalarına katıldık. Denizli Halk Eğitim Merkezi, Gazi İlkokulu gibi ekiplerle elde ettiğimiz başarılarla Türkiye genelinde tanınırlığımızı sağladık.
Ayrıca yurt dışı var. Yurt dışında tanınırlığımız da çok yüksek orana ulaştı. Artık dünyada tanınan bir dernek haline geldik. Bu da federasyonun ilgisini çektiğinden, farklı organlarında görev aldık.İl Temsilciliği, İl Hakem Temsilciliği gibi. Eşim Dilek halen Denizli Temsilcisi, ben de İl Hakem Kurulu temsilcisiyim. Ayrıca seçici kurullarda görevler verildi.

_________________________________________________

_________________________________________________

ic-4

Yurt dışında festivallere davet ediliyorsunuz. Oralarda oyunlarınızı sergilediğinizde nasıl bir tepki alıyorsunuz?

Özellikle 1990 yıllardan 2006’ya kadar çok önemli festivallere katıldık. Yurt dışına hangi Türk ekibi gitse olumlu tepki alır. Çünkü örf ve adetlerine, geleneklerine bağlılıkta önde gelen ülkelerden birisi Türkiye. Ancak yavaş yavaş bu özelliğimiz yok olmaya başladı.
O yıllarda Denizli ve Türkiye’ye çok iyi temsil ettiğimizi düşünüyorum. Neden böyle düşünüyorum. Hala festivallere davet edildiğimize göre iyi temsil ettik, iyi izler bıraktık demektir.

HALK OYUNLARINDA İVME DÜŞTÜ

Peki o düşüşün, özelliğin kaybolmaya yüz tutmasının sebebi nedir?

Farklı sebepler var. Birincisi politikalar. İnsanların kendilerine sosyal amaçlı olarak ayıracak zamanları yok artık. Örneğin halk oyunlarında 14 yaş sınırı konuldu. Bir kurs açabilmeniz için halk oyunlarında 14 yaş sınırı var. Oysa siz çocuğu küçük yaşlarda eğitemezseniz, 14 yaşında ondan verim alamazsınız. Artık eğitim sistemimiz tamamen üniversiteye yönelik. Dolayısıyla erken yaşlarda o hedefe yönelik olarak dershanelere gidiyor. Bunların dışında gençlerimiz pop kültürüne daha yatkın. Halk oyunları dediğinizde ben köylü kıyafetimi giyeceğim diye düşünen çok fazla çocuk var, gençler var. O nedenle ivme tamamen düştü.

Halk oyunlarına ilgi giderek azalıyor diyorsunuz…

Azalıyor, eskiden kaliteli ekipler çıkardı. O kaliteli ekipleri yakalama şansınız yok artık. Eskiden yarışmalara girdiğiniz zaman sabahtan başlar akşama kadar sürerdi. Şimdi örneğin Milli Eğitim Bakanlığının yarışmaları geçtiğimiz yapılamadı. Hiçbir ekip başvuru yapmadı. Sadece Denizli değil, Türkiye’nin birçok ilinde aynı şey söz konusuydu. Bu yıl yaptığımız yarışmalarda Denizli merkez ve ilçelerinde ilkokul, ortaokul, lise ve Halk eğitimler olarak katılımcı sayısı yanlış hatırlamıyorsam 5 idi. Bu da bir acıdır. Eskiden bu yarışmalar iki gün sürerdi. Şimdi iki saat içinde bitiyor, Denizli’de olduğu gibi.

ic-5

PAHOY sadece halk oyunlarından ibaret değil. Bale, dans veenstrüman konusunda da eğitimler veriyorsunuz. Biraz da o alanlardaki faaliyetlerden söz edelim mi?

PAHOY hep gelişerek, kendini yenileyerek yol aldı. Denizli geliştikçe, farklı alanlarda ihtiyaç doğdu. 17 yıl önce bize dediler ki; halk oyunları tamam ama bale ve dans ile ilgili eğitim açığı var. Ne yapalım diye değerlendirdik. Baleyi başlattık. Ankara Hacettepe Üniversitesi’nden bir bale hocası getirdik. Rus uyrukluydu, Denizli’ye yerleştirdik. Dört yıl kaldı burada. Şansımıza dünyaca tanınan bir hoca olduğunu sonra öğrendik. RudolfNureyev ile dans etmiş bir hocaydı. Tacikistan uyrukluydu. Bozgülİsayeva, onunla tanıştık ve bale eğitimine böyle başladık. Hemen ardından Latin danslarla tangoyu başlattık. PAHOY’un bir özelliği de Denizli’de saydıklarımda eğitimi ilk başlatan olmasıdır.
O yıllarda halk oyunları üzerine Halk eğitim Merkezi vardı. Bir dernek kuruldu çok az yaşadı. Belediye Konservatuvarı ile aynı dönemlerde açıldık. Eşli danslar, tango ve salsayı yine Denizli’de ilk başlatan olduk. Baleyi de ilk başlatan olduk.Salsada Hanife Karakulak – Mesut Giray ikilisiyle Türkiye birinciliğini Denizli’ye taşıdık.
Bale ve dans bölümüne de kızımın ismi olan Tuana’yı verdik. Ardından yogayı başlattık. Yeni yerimizle beraber geçtiğimiz yıldan itibaren müzik kursları başlattık. Müziğin birçok dalında eğitim veriyoruz. Çocuk koromuz var. Denizli’de ilk defa özel sektörün kurduğu korodur.

20 BİN KİŞİYE HALK OYUNLARI, DANS KURSU

Kurs verdiğiniz ne kadar kursiyer var?

28 yıllığız. 20 binin üzerinde kursiyerle çalıştık. Bu rakam Türkiye geneline baktığınız inanılmaz bir rakamdır. Son 5 yıldır inanılmaz ivme kazandık. Bunda halk oyunları kısmında Denizli Belediyesi ile yaptığımız bir protokolünde etkisinin olduğunu düşünüyorum.

Düğün, nişan öncesi“tango ve salsa gibi dans öğrenmek istiyoruz” diye gelenler oluyor mu?

Bunu da ilk başlatanız. 17-18 yıl önce evlenecek çiftler geliyordu. Her akşam burada hocalarımız kurs veriyor. “Bizden bir dans eğitimi alana bir harmandalı bedava” diyorum. Böyle bir espri yapıyoruz.

Ama harmandalı düğünlerin olmazsa olmazdır…

Evet, kesinlikle…

ic-6

Sizden kurs alan Denizli’nin ünlü simalar vardır mutlaka.

Denizli’de aklınıza gelen ne kadar ünlü aile varsa, onların çocuklarının yüzde 90’ı bizim kurslarımıza katıldı, ders verdik. Sanayi Odası Başkanı Müjdat Keçeci’nin oğlu Sezgin. Yıllarca ders aldı. Aslı Tekstil’in sahibi Hasan Kasapoğlu’nun kızı Aslı inanılmaz yetenekliydi. Yıllarca bizim ekipte oynadı.

Yetişkinlere gelelim…

İlk yıllarda Halim-Nilgün Sivri çifti çok iyi dansçımızdı. Mesela Meral-Murat Alten, Almut – Mehmet Yüksel, Nalan – Atilla Oğuzhanoğlu… Hemen aklıma gelenler. Fakat çok sayıda çifte dans eğitimi verdik.

“ARKADAŞ ÇEVREM YAŞITLARIM DEĞİL”

Seni arkadaşlar arasında anlatırken “eğlenerek ve eğlendirerek para kazanan adam” diyorum.

Doğru… Biz, 1996 yılına kadar bu işi amatörce yaptık, gerçi hala öyleyiz. 1996 yılına kadar farklı işlerim oldu. Butik işlettik, tekstil işine girdik, bankacılık yaptım vs… 1996’dan itibaren her şeyi kapattık, profesyonel olarak tamamen bu işe girdik. Bizim hobimiz işimiz oldu. Birçok insanın gıptayla baktığı durumdur bu. Bir insanın hobisinin işi olması gerçekten çok zevkli. Ben ve eşim hala çocuklarlayız.
Bana diyorlar ki sen çok genç gösteriyorsun. Bunun nedeni benim çocuklarla, gençlerle uğraşıyor olmam. Benim arkadaş çevrem benim yaşıtlarım değil. Benden en az 10-15 yaş küçük olanlar. Sevdiğimiz işi keyifle zevkle yapıyor almanın güzelliği bir başka. Bu da mutluluk veriyor.

Keyifli bir iş, stres de yok. Doğal olarak rahatsınız…

Stres yok değil, var. Sizin görmediğiniz arka planda… Çekle, senetle uğraşmıyorum ama insanlar gönderdiği çocuğuyla ilgili bir sonuç görmek istiyor. Bu nedir bizim için? Bir gösteridir. O gösteri için haftalarca bize geliyor, eğitim alıyor çocuk. Sahneye çıkıyor ve iş 3-4 dakikada bitiyor. Halk oyunlarında da diyelim ki 7-8 dakika… Kısacık sürede aylarca süren çalışmayı göstermek zorundasınız. Orada en iyisini yapmalısınız ki, insanlar aaa şuna bak, aylarca gönderdim, her şey şu birkaç dakika için miydi? Bunu dedirmemeliyiz. Bizim işin stresi bu.

Eşiniz Dilek Hanım bu alanda en büyük destekçiniz. PAHOY’un bu günlere gelmesinde önemli bir payı var. Onu da bu röportajda anlatmak istersek, neler söylersiniz?

ic-2Dilek Hanım, bir yere yerleştireceksek en başa o konulmalı. Bunu açık yüreklilikle söylüyorum. Ben 2000 yılından itibaren aktif çalıştırıcılığıbıraktım. İşin sadece organizasyon ve yönetim kısmındayım. Dilek Hanım hala aktif olarak çalıştırıcılık yapıyor. Özellikle bale ve danslar kısmında bana çok destek oluyor. Üst düzey hocalık yapıyor.
Bu arada PAHOY’a gizli destek olanlar var. Arka planda olup ama destek veren birçok insan var. En başta Avukat Zafer Gönenç geliyor. Yüksel Turan geliyor. Bu insanlar ön planda olmayıp, geri plandan bize çok büyük destek veren insanlar. Rahmetli Mehmet Özhan, Denizli’de bize kostüm sağlayan ilk isimdir.

Hocalarınız arasında yurt dışından gelenler de var bildiğim kadarıyla…

Evet, bale hocalarımızın bir kısmı hala dışarıdan geliyor. Taya Karabeyikova,Rus uyruklu hocalarımızdan birisi.

Kostüm hazırlanması kimler görev alıyor.

Halk oyunlarında zaten temel kostümler vardır, onlarda çok fazla değişiklik yapamazsınız. Yapanlar, bozanlar var. Ufak tefek değişiklikler İstanbul ve İzmir’de yapılıyor.
Dans, özellikle bale kıyafetlerini İstanbul’da yıllardır çalıştığımız firmaya hazırlatıyoruz. Eşim Dilek Hanım ve hocalarımızın ortak kararıyla her dansa özel kostümler yaptırıyoruz. Her yıl 150-200 tane kostüm yaptırıyoruz.

Maddi rahatlık var. Milli Piyango talihlisi olmanızın hobinizi işe çevirmenizde payı var mı?

Kesinlikle var. Söylemekten sakınmıyorum. Hatırlarsan elimde biletle doğru sizlerin yanına gelmiştim,“Bu gerçek mi acaba” diye. Ekonomik olarak 1989 yılı için söylüyorum böyle bir paranın çıkmış olması çok rahatlattı. Çünkü dernekçilik hizmettir, para kazanamazsınız. Biz parayı nereden kazanıyoruz? Tuana Dans Okulu’ndan… O nedenle ekonomik olarak bize güç verdi. Büyük ikramiye o dönem 1 milyar liraydı. Bizim bilet yarımdı 500 milyon lira almıştık. O yıllarda ciddi bir rakamdı bir memur çocuğu için ve ben de memurdum o dönem.

DENİZ SEMERCİ KİMDİR?

1962 yılında Denizli’de doğdu. İlkokulu Denizli’de, ortaokulu Nevşehir’de okudu. Denizli Lisesi’nden mezun olmasının ardından üniversite eğitimi aldı. Bursa Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü’nden mezun oldu.
PAHOY’u kurdu, bir süre Dışbank’ta çalıştı. Halk oyunlarında PAHOY ile Denizli’yi yurt içi ve yurt dışında birçok festivalde temsil etti.
Deniz Semerci, evli ve bir çocuk babası.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı