REKLAMI GEÇ

İflas etti pes etmedi şimdi dünyaya peştamal satıyor

18 Kasım 2015 Çarşamba

 

denizli-mehmet-mustak-kahve-sohbetleri-h

Denizlili Mehmet Mustak, yaşadığı iflasın ardından Buldan Evi markası ile ayağa kalktı. Pes etmemenin karşılığını alan işadamı, şaldan peştemale ünlü Buldan dokumalarını hem ihraç ediyor, hem geniş kitlelere ulaştırıyor.

Onun dünyasında edebiyat geniş yer tutuyordu. Kafasına da koymuştu edebiyatçı olacaktı. Buldan ürünü dokumaları edebiyat diliyle şiir gibi anlatacaktı. Ama kaderini çizen yol; edebiyat dünyasına değil, doğup büyüdüğü toprakların yerleşik sanatı dokumacılığa çıktı. İtiraz etmedi, kabullendi.

Tam her şey yolunda derken ekonomik sıkıntıların üstesinden gelemedi. İflası yaşadı. İşte o iflas onun iş hayatındaki miladı oldu. Düştüğü yerden kalktı, silkindi ve yeni bir heyecanla sarıldı çalışmaya. Şal yaptı, beğenildi. Fular yaptı beğenildi. Kravat yaptı, hediyelik ürün oldu.

Sonra, 1960 darbesinin ardından Yassıada’da yargılanıp idam edilen eski Başbakan Adnan Menderes’in kayınvalidesi, Evliyazade Hacı Mehmet Efendi’nin kızı Naciye Hanım’ın restore edilen konağını kiraladı. Evliyazade Konağı, Buldan’a gelenlerin uğrak yeri oldu.

Buranın referansını daha sonra Buldan Evi markasıyla turizm merkezi Bodrum’a taşıdı. Türkbükü’ndeki Buldan Evi, adını aldığı ilçenin ürünleriyle kısa sürede Bodrum’un trend noktalarından birisi oldu. Mehmet Mustak’a da 6 ay Buldan, 6 ay Bodrum’da yaşamak düştü.

denizli-mehmet-mustak-kahve-sohbetleri-ic-2

EDEBİYATÇI OLACAKTI DOKUMACI OLDU
Mehmet Bey, sohbete sizi tanıyarak başlayalım isterseniz. Kimdir Mehmet Mustak?

Dokumacı bir ailenin çocuğu olarak 1971 yılında dünyaya gelmişim. Ortaokulu bitirdikten sonra, aile büyüklerimin “Okuyup da ne olacaksın? Bir memurun maaşını bir haftada kazanıyoruz” tavrı nedeniyle eğitime devam edemedim. “Geç tezgahın başına” dediler. geçtik. Peki okumadığıma dair pişmanlık var mı? Evet… “Keşke okusaydım” diyorum. Hedefim de edebiyatçı olmaktı. Bunu da yaptığımız ürünleri edebi bir dille anlatabilmek için istiyordum.

Ama olmadı ve küçük yaşlarda iş hayatına atıldınız…

13-14 yaşlarında dokumacılığa başladım. Askere gidinceye kadar çalıştım. Vatani görev sonrası bir tezgah aldık ve onunla üretime başladık. İlk üretimlerimiz havluydu. 2005 yılına kadar devam etti. Ekonomik sıkıntıya girdik ve iflas ettik. “Ne yaparım?” diye düşünürken bugünkü işime yöneldim. “Sizin için hayır olan bizim için şerdir. Sizin için şer olan bizim için hayırdır” derler ya, aynen öyle oldu. Hayli sıkıntılardan geçtik ama iflas bizim için hayırmış. “İyi ki de bu işe yönelmişiz” diyorum şimdi.

denizli-mehmet-mustak-kahve-sohbetleri-ic-5

YAPTIĞINIZ İŞTE FİYATI BELİRLEYEN OLACAKSINIZ
O zaman sohbete buradan devam edelim. Nasıl başladınız?

Havlu işi kaba bir çalışmanın ürünü. Tonlarca iplik geliyor, tonlarca havlu gidiyor. Fakat kazancınız sınırlı. Çünkü havlunun fiyatı bellidir. Üç aşağı beş yukarı her yerde aynıdır. Ama farklı iş yaparsanız fiyatı belirleyen siz olursunuz. El dokuması ipekle başladık. Şal, fular ile başladık. Sonra kravatı ekledik. Dönemin Buldan Belediye Başkanı sağ olsun bize sahip çıktı. Yaptığımız kravatlardan aldı. Aynı şekilde Denizli Valiliği ve Belediyesi aldı kravatlarımızı. Sonra odalar almaya başladı. İyi satışlarla kendimizi topladık. Şu anda sadece ABD’de 40’a yakın toptancımız var. Kimilerine kendi markalarıyla üretim yapıp gönderiyoruz, kimilerine de kendi markamızla ürün veriyoruz.

Sizi şu anda bulunduğunuz konuma taşıyan işin nüvesini kravat, fular ve şal oluşturdu öyle mi?

Evet, bunlarla başladık. Şimdilerde ise tüm dünyada trend olan peştemale geçtik. Valizde az yer kaplıyoruz. Yıkıyorsunuz hemen kuruyor. Cıvıl cıvıl renkleri var. Aynı zamanda fular gibi kullanın, isterseniz koltuk örtüsü yapın. Her yerde kullanılabiliyor. Göndermediğimiz ülke kalmadı herhalde.

Bu arada kendi markanızı da oluşturdunuz.

Evet… Kendi markamızın ismi Buldan Evi.

denizli-mehmet-mustak-kahve-sohbetleri-ic-4

ALIŞVERİŞ YAPMADAN ŞİFTAH PARASI VEREN MÜŞTERİ
Ürettiğinizi sadece buradan pazara sunmuyorsunuz. Aynı zamanda ünlü turizm merkezi Bodrum’da da bir mağazanız var değil mi?

Benim içinde hep bir heves vardı. Müşteriye gitmek diye. Bodrum’a da ürün veriyorduk. Oraya gittiğimizde insanların bizim ürünlerimizi kullandığını görünce heyecanlanıyordum. “O halde kendim niye satmıyorum” diyerek mağazamızı açtık. Bodrum pahalı bir yer. Mağazamızın bulunduğu Türkbükü daha da pahalı bir bölgesi Bodrum’un. Güzel bir yer bulduk. Dizaynı çok beğeni topladı.

Buradaki üretimlerinizi pazarladığınız bir yer mi orada da üretim var mı?

Şöyle… Orada da el tezgahımız var bizim. Mağazaya gelen üretimimizi bire bir görüyor nasıl dokunduğunu. Kumaşa dokunuyor. Ambalajlatan da oluyor, üzerine giyip giden de. Plajda görüyorum sonra ve kendi kendime “bunları biz mi yaptık?” diye soruyorum. Bu kıyafetleri plajda görebilmenin hazzı bir başka oluyor.

Bazen mağazaya gelip “şu renkte istiyorum” diyenler olabiliyor. Hemen siparişi alıp, istediği renklerde el tezgahında üretime geçiyoruz. Bir gün sonra da gelip alıyor. Bu da müşteri memnuniyetinin ayrı bir boyutu .

Alacağı kumaşa temas ederek almak bizim halkımızın geleneğinde olduğundan, isteğe göre de dokuma yapmanız ayrı bir hizmet…

İnternet üzerinden de satışlarımız var. Ben de alışverişimde interneti kullanırım ama. İş kumaşa geldiğinde, dokunmalıyım. Bir pantolon, gömlek alacaksam ona dokunmalıyım. Dolayısıyla sipariş ile dokuma yapmak da ayrı bir cazibe oluşturuyor.

denizli-mehmet-mustak-kahve-sohbetleri-ic-7

MAĞAZANIN ÜNLÜ MÜŞTERİLERİ
Mağaza Bodrum’da, satılan da Buldan dokumaları olunca ünlü müşterileriniz vardır. Kimler geldi alışverişe?

Çok gelen oldu. Hülya Avşar, Zuhal Olcay, Pınar Altuğ, Erdal Özyağcılar, Cüneyt Tanman, Cemil İpekçi, Tansu Çiller, Ataol Behramoğlu, Şenay Akay, Erdal Beşikçioğlu, Yıldız Tilbe, Orhan Gencebay ilk aklıma gelenler. Siyasetçiden iş dünyasına birçok ünlü mağazamızdan alışveriş yaptı.

denizli-mehmet-mustak-kahve-sohbetleri-ic-9Peki, ünlülerin tepkileri nasıl?

Mağazamızı açtığımız ilk günledi, Trabzonlu ünlü bir müteahhit geldi.  Mağazayı gezdi ve “Bu şiftahınız olsun” diyerek, tezgahın üzerine 200 lira bıraktı. “Mağazamızda size göre ürün yok. Ürünlerimiz bayanlara hitap ediyor” dedim. O da “Ben bir şey almak için vermedim, mağazayı çok beğendim ve siftahınız olması için bıraktım parayı” cevabını verdi ve çekip gitti.

Birkaç gün sonra eşiyle birlikte geldi. Beğendikleri ürünleri seçtiler. Verdiği 200 lira nedeniyle iskonto yapmak istedim. Bana cevabı “Yok öyle iskonto! Parayı bana iskonto yapmanız için vermedim. Siz, herkese iskonto yaparsanız seneye burada olmama ihtimaliniz var. Ben seneye de burada olmanızı istiyorum” şeklinde oldu. Bu unutulmayacak bir örnektir benim için.

Bodrum işinizin başlangıcı böyle oldu. Ama Buldan’ı da ihmal etmemeniz gerekiyor. Zor olmuyor mu?

Eşim var burada. Bana “Buraya bakarım” demeseydi ben Bodrum’a gitme cesaretini bulamazdım. Üretim, satış, paketleme bölümünü internet üzerinden görüyorum. Dolayısıyla illa ki burada bulunmam gerekmiyor.

denizli-mehmet-mustak-kahve-sohbetleri-ic-6

TÜRKİYE’DE BEĞENİLMEDİ, ABD’DE TREND OLDU
Koleksiyonunuzu yaratmada nasıl bir uygulamanız var?

Ben çok gezerim. Gördüklerimi gelir kendi üretimimizde denerim. Deneme yanılma yöntemiyle tutan bir ürün yaratıyorsunuz. Ha tutmuyorsa da üretim yapmıyoruz. Bir de bizim sektör çok farklı. Bu sezon tutmayan bir başka sezon trend olabiliyor. Bir örnek vereyim. ABD’de çok tutulan “Akasya” isimli bir peştemalimiz var. Yaptık, Türkiye pazarına sunduk ama tutmadı. Biz de üretimden çıkardık. Daha sonra ABD’den talep geldi. New Jersey’den bir müşterimiz, bizim reklam filmimizi aldı, kendi logosuyla tanıttı. Şu anda ABD’ye gönderdiğimiz ürünlerin yüzde 70’ini bu peştamal oluşturuyor.

denizli-mehmet-mustak-kahve-sohbetleri-ic-1

BERİN MENDERES’İN DOĞDUĞU SÖYLENEN KONAK
İçinde bulunduğumuz bu konak size mi ait, kiraladınız mı?

Evliyazade Konağı olarak biliniyor burası Adnan Menderes’in kayınpederine ait. Menderes’in eşi Berin Hanım’ın annesi Naciye Hanım, Buldanlı Evliyazade Hacı Mehmet Efendi’nin kızı. Evlendikten sonra İzmir’e yerleşiyorlar. Bu konağın böyle bir yanı da var. Anlatıldığına göre Berin Hanım bu konakta dünyaya geliyor.

Bu konak kaç yıllık?

200 yılın üzerinde bir geçmişi var.

Buldan’da ilk restore edilen evlerden birisi bu konak sanıyorum.

Doğrudur… İlçede restorasyonu yapılan ilk konak burası.

Bu tür yerlerin sayısı da giderek artıyor. Buldan’da yapılması gereken de bu değil mi?

Restorasyonlar yapılıyor… İyi de oluyor. Bir de biz buraya eşimle birlikte ruh koyduk. Gelenlere müşteri gibi değil, misafir gözüyle baktık. Sıcak davrandık. Gelip de mutsuz ayrılan bir misafirimiz olmadı.

“Ruh” dediğiniz şey çok önemli. En iyi hizmeti verirsiniz tamam ama bir de müşteriyi cezbeden yanı vardır. Sanıyorum eşiniz ve çalışanlarınızla o sıcaklığı katıyorsunuz işinize?

Çalışan arkadaşlarımız da bizim gibi. Mesela bir arkadaşımız askere gitmek üzere ayrılıyor. Yerine gelen sıkıntı çekmiyor. İşe hemen adapte oluyor.

Buldan’da sizin gibi faaliyet gösteren kaç işyeri var?

Bu işi yapan 4-5 firmayız. Ama konak tarzında hizmet veren tek işletmeyiz.

Üretimleri sadece ahşap tezgahla mı yapıyorsunuz?

Şöyle… Ahşap tezgah var. Bir üstü “yuvalı” dediğimiz kara tezgah ve daha üst modeli var. Ahşap tezgahlarla siparişleri karşılamamız mümkün değil. Bazen öyle sipariş geliyor ki, onları üretmeye ömrümüz yetmez.

Buldan işini daha çok sevdiren de el tezgahları değil mi? Bir dönem teknolojiye yenik düşüp kenara bırakılan bu tezgahlarda sizin gibi firmalar devreye girmesiyle yeniden üretim artırılabilir mi?

Olmuyor… Yeni nesil o tezgahlarda çalışmak istemiyor. Oğlumdan örnek vereyim. İlk açtığımızda ustalara bakıp çalışmaya başladı. Ama şimdi istemediğini söylüyor.

denizli-mehmet-mustak-kahve-sohbetleri-ic-3

BULDANLI ORTAKLIĞI SEVMİYOR
Buldan işi dokumalar asırlardır bilinir. Saraylara giderken Denizli pazarına sıkışıp kaldı. Ne oldu da sıkışıp kaldı?

Bir dönem teknoloji olarak yenilenmemiz gerekiyordu. Orada geç kalındı. Herkes çekindi. Fakat Babadağlılar bu işi yakaladı. Ortak olup çalıştılar. Biz, Buldanlılar ortaklık yapamadık.

Artık o yıllar geride kaldı değil mi?

Tabi ki… Japonya, Yeni Zelanda, Meksika, onlarca ülkeden sipariş mailleri geliyor. Yetişemiyoruz artık.

Alışverişe nerelerden geliyorlar?

O kadar çok ki… Her yerden geliyorlar. Cuma, cumartesi ve pazar günleri yoğunluk olur Buldan’da. Tur rehberleri de getirir. Konağımızda iki otobüs dolusu müşteriyi ağırlayabiliriz.

Burada hem satış hem yemek veriyorsunuz sanıyorum?

Yemek işini bu yıl kaldırdık. Sadece sabah kahvaltısı veriyoruz.

denizli-mehmet-mustak-kahve-sohbetleri-ic

BULDAN’DA SORUN KONAKLAMA
Buldan’a gelenler oluyor da kalmak istese insanlar nerede konaklayacak?

En büyük sıkıntımız o işte bizim. Colossae Otel yatırım yapacaktı, çok sevinmiştik. Ama olmadı sanıyorum. Öyle bir yatırım Buldan’ın önünü açar. Bir de “İpek Yolu” diye bilinen Pamukkale – Buldan arasındaki güzergahın açılacağı hep konuşulur. Bugüne kadar gerçekleşmedi. Hierapolis ile Tripolis’in buluşması çok şey katar Buldan’a. Yayla turizmi için de Buldan çok uygun.

Tabii doğayı unutmamak gerek.

Süleymanlı Yayla Gölü müthiş güzel bir yer. Endemik bitkilerin bulunduğu, kuşların barınağı konumundaki bir yer.

Konaklamayla ilgili sıkıntı eski Buldan evleri restore ettirilerek, butik otel tarzında düzenlemeyle giderilemez mi?

Buldan Ticaret Odası Başkanı, bizi bir otobüse bindirip Beypazarı ve Safranbolu’ya götürdü. Dönüşte toplantılar düzenlendi. Her zaman olduğu gibi, ilk heyecanla “yapalım” denildi. Sonra unutulup gitti. Yapamadık…

Niye yapılamıyor?

Herkes “ben” deyince olmuyor.

Benim soracaklarım bitti. Sizin ilave etmek istedikleriniz varsa alıp, sohbeti noktalayalım isterseniz.

Yaptığım iş çok zevkli. Konuklarla sohbeti seviyorum. Zuhal Yorgancıoğlu, Cemil İpekçi, Barbaros Şansal gibi modanın ünlü isimleri geliyor. Onlarla sohbetimiz yapacağımız işlerde bize feyz katıyor. Kendi ustalığımız da harmanlayıp yeni ürünler sunuyoruz.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı