REKLAMI GEÇ

Rotaryenler mason mu?

9 Aralık 2014 Salı

denizli-is-dunyasi-ile-kahve-sohbetleri-rotaryenler-mason-mu-engin-unal-h

Rotary nedir? Rotaryen kimdir? Gönüllü hizmet veren, iş ve mesleklerinde başarıya ulaşmış kişileri bir araya getiren bir kuruluş mu? Topluma hizmet etme yollarından birisi mi? Ya da bazı çevrelerin yorumuyla mason locası mı?

Bu konuyu 1978’de kurulan Denizli Rotary Kulübü’nün Başkanı Mürüvet Algümüş, 1993’te kurulan Pamukkale Rotary Kulübü’nün Başkanı Cengiz Alptekin, 1999’da kurulan Delikliçınar Rotary Kulübü’nün Başkanı Ayşegül Giray ve 2440. Bölge GuvernörYardımcısı Akgün Değirmencioğlu ile konuştuk.

Son olarak Denizli’de hazırlanan ve ülke genelinde ses getiren “Bugün 1 Saat Yarın 1 Hayat” konserle mücadele projesine imza atan Rotaryenler, bu sohbette kendileriyle ilgili merak edilenleri anlattı. İşte o sohbetin satır başları…

ic-7

ROTARY’YE ÜYELİK

Rotary kulüplerine nasıl üye olunur? Şartları var mıdır, varsa nelerdir?

Cengiz Alptekin: Bir üyemiz önerir. Üye olacak kişinin ad, soyad, meslek, doğum tarihi vesaire bilgiler alınır. Bu tüm üyelere verilir. Bir kişi bile itiraz ederse, başvuruda bulunan kişi Rotary üyeliğine alınmaz. Her şey açık, ortada. Bilmiyorum masonlukta böyle midir? Bildiğim kadarıyla orada teklif tersine gidiyor. Ben geliyorum size “mason olur musunuz” diyorum. Burada ise “Ben Rotaryen olabilir miyim” diyorsunuz.

Akgün Değirmencioğlu: Bir basın toplantısında bir basın mensubu arkadaş “Ben namaz kılıyorum, Rotary’ye üye olabilir miyim?” diye sordu. Ben de olabileceğini, içimizde hacca gidip gelenlerin olduğunu söyledim. Bizim üye seçiminde insanların dini inançlarını, siyasi görüşlerini sorgulamak diye bir şey yok. Mesleğinizde başarılı mısınız? Mesleğinizdeki başarınız, bilginiz, becerinizle hizmetlere katkı koyabilecek misiniz? Yardımlaşmaya, paylaşıma var mısınız? Bunlar bizim için önemli. Ahlaki olarak lekeniz de yoksa üyemiz olabilirsiniz. Ayrıca biz bir meslek odası değiliz. Dolayısıyla her meslekten belli sayıda üye alıyoruz.

NE KADAR AİDAT ALINIYOR

Üyelik aidatları iddia edildiği gibi yüksek mi? Aylık ne kadar alıyorsunuz?

ic-akgun-degirmenciogluAkgün Değirmencioğlu: Bizim yaptıklarımız da, yapmaya çalıştıklarımız da mesleki olarak belli bir olgunluğa, belli bir tecrübeye ihtiyaç olduğu için; ilişkilerle, tecrübelerle, yardımlarla, dolaylı desteklerle (maddi destek değil) bir takım etkinlikleri yapmak. Üyelerimizin farklı meslek gruplarından oluşmasının amacı da bu. Kulüplerimize üye olarak giriş için ciddi bir meslek sahibi, iyi ahlak sahibi olmak gibi şartlar aranıyor. Giriş için büyük rakamlar değil. Eğitim ya da paylaşım amaçlı çalışmalar için 200-300 lira gibi rakamlar alınıyor. Külüp aidatlarımız giderlerimizi karşılamak adına birimizinki 160 lira. Öyle 3 bin-5 bin lira gibi rakamlar söz konusu değildir.

Mürüvet Algümüş: Bizim aidatlar, yemekler dahil 200 lira.

ROTARY NEDİR, ROTARYEN KİMDİR?

Az önce “masonluk” dediniz, buradan devam edelim isterseniz. Rotary nedir, Rotaryen kimdir?

Cengiz Alptekin: Misyoner kulüpler değil, herhangi bir gizli görevi yok. “Hani siz toplanın, edin de arada da şu konuya bir bakın, bunu böyle edin, şunu şöyle yapın” diye bir olay yok. Herhangi bir kişinin ideolojisini yaymak peşinde olan veya böyle görevlendirilmiş insanlar değil.

Kim bunlar? Bunlar mesleğinde başarılı olmuş, ahlaki değerleri ön palana alan ve bu çerçevede bir araya gelmiş değişik meslek gruplarından insanlardır. Topluma hizmet vermek için bir araya gelenlerin kuruluşudur.

Tabii hayat herkese aynı şansı vermiyor. Demin bakın neler konuştuk, onun yanında asgari ücrete bilmemne yapan insanlar da var. Dolayısıyla bu şansı bir parça yakalamış insanlar, vicdani olarak topluma bir takım şeyler verebilmek için bir araya geliyorlar…

ic-cengiz-alptekinMeslek sahibi olacaksın, bir ve iyi ahlak sahibi olacaksın. Üçkağıtçı, dolandırıcı, bilmemneci olmayacaksın. Böyle insanların bir araya gelmesiyle yardım potansiyeli daha da güçleniyor. Bunu şöyle görebiliriz. Türkiye’de bir takım organizasyonlara üye. Nereye üye? BM’ye üye mesela… Efendim UEFA’ya, FİFA’ya üye. Peki UEFA’ya üye diye Türkiye, Almanya’ya her yaptığımız maçta yenilecek mi? Bu mudur kaide? Herkes 90 dakika oynar ama siz 20 dakika oynayın. Öyle bir şey mi var? Üye olursan en fazla oranın kurallarına uyarsın. Dolayısıyla biz de Rotary’ye üyeyiz.

Rotary nedir? Kendince önce hizmettir. Bu düsturun altında herkesin aktivite programları var. Mesela bu sene “göz taraması ve sağlığı, onun üzerine çalışın” diyor. Sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada o yılın programları aynıdır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda derneklere tanınan haklardan yararlanan ve o yasalara tabi, Türkiye vatandaşı ya da yabancılar da olabilir, bizde yok gerçi, siyasetin asla ve asla konuşulmadığı kulüplerdir.

Bir de şu var… Biz burada Rotary’yi mi temsil ediyoruz, yoksa Rotary mi bizi temsil ediyor? İkili bu… Temsil ediyoruz ama tümüyle bağlı değiliz ki Rotary’ye. Rotary uluslararası bir organizasyon. Ben üye değilim ki kulubüm üye Rotary’e. Dolayısıyla yok masonlar bilmemne ediyorlar, böyle bir olay yok. Olsa zaten o üyelerin arasından ayrılanların çevreye verdiği bilgilerle bu ortaya çıkardı.

MASON TOPLANTILARI GAZETEDE YAYINLANIR MI?

Mürüvet Algümüş: Ya gerçekten ben hala masonluğun ne olduğunu bilmiyorum. Biraz komik gelecek ama gerçekten bilmiyorum. Bunu araştırmak da istiyorum, ne yaparlar, nedir görevleri? Sadece eleştirilerde duyuyorum.

Cengiz Alptekin: “Mason” dediniz… Siz mason toplantılarının herhangi bir gazetede yayınlandığını gördünüz mü? Ama Denizli Rotary’nin yaptığı bir aktivite her gün bir yerde yayınlandı.

Mürüvet Algümüş: Kanserle ilgili aktivitemizin 100 dolayında haber küpürü var, hiç reklamını yapmadığımız halde ic-muruvvet-algumusvar. Denizli Rotary başlığıyla internette arama verdiğinizde, çok sayıda bilgi veriyor. Yazılı basın da ve televizyonlarda haberlerimiz yayınlandı. Mason olsaydık, arkamızda İsrail olsaydı ya da başka bir şey olsaydı bu kadar ortaya çıkamazdı. Tamamen gönüllülük esasıyla yapılan bir çalışmaydı o.

Denizli’de ne valilik, ne İl Sağlık Müdürlüğü veya gittiğimiz illerde bir engel görmedik. Gittiğimiz illerde KETEM, Halk Sağlığı Müdürlükleri, Aile Hekimliği Federasyonu başta olmak üzere her yerden destek aldık. Biz mason bir örgüt olsaydık, sanmıyorum bize destek versinler. Ben bilmiyorum, bilenler varsa da bir anlatsın.

Ayşegül Giray: Bizim toplantılarımızda mesela çocuklarla ilgili, aileyle ilgili, sağlıkla ilgili konular ele alınır. Biz bunları yaparken, “İsrail’e hizmet mi ediyorsunuz?” gibi hiç alakası olmayan soru üzüyor. Bizim ne masonlarla, ne İsrail’le ilişkimiz yok.

Niye yapıştı bu etiket Rotary kulüplerine?

Cengiz Alptekin: Arkadaşım sen geldin, bizim toplantılarımıza istediğin gibi girersin. “Selamünaleyküm” de, gir. Öyle giremezsin diye bir olay yok. İşte bu ofise girdin, ne var? Türk bayrağı var, Atatürk posteri var, bir de kulübün flaması var. Ha Atatürk posteri, Türk bayrağı seni rahatsız ediyorsa bilmiyorum. Bundan gıcık kapıyorsan, takkeli makkeli bir şeyler bekliyorsan yok. Üyeleri; demokrasiye inanmış, Atatürkçü, memleketini seven insanlar. Kimsenin oy kaygısıyla vesaire iş yaptığı da yok.

ALMANLARI ŞAŞIRTAN CEVAP

Mürüvet Algümüş: Siyasetle hiçbir alakamız yok. Tamamen yardım amaçlı çalışıyoruz. Herkesin farklı düşünceleri, görüşleri vardır. Fakat biz toplantılarımızda siyaset konuşmayız. Temmuz ayında Almanya’ya bir ziyaret gerçekleştirdik. Bize Sayın Erdoğan’ı, hükümeti sordular. Cevabımız “bu konularda yorum yapmıyoruz” oldu. “Nasıl yani, bu konuda bize her hangi bir şey söylemeyecek misiniz?” diye tekrar sordular. “Biz Rotary’de politika konuşmuyoruz. Doğru olan şeyler var, yanlış olanlar var. Bunları yargılamıyoruz, kulüp içersinde bunları konuşup tartışmıyoruz” dedik ve konuyu kapattık. Almanlar şaşırdı.

Cengiz Alptekin: Bu kadar seçim geçti, kulüp toplantılarında hiç siyaset konuşulmadı. Bizim toplantıların bir resmi yanı vardır, bir de gayriresmi… Toplantı bir program dahilinde yapılıyor. Hele resmi bölümde siyaset hiç konuşulmaz.

ic-6

“GİZLEDİĞİMİZ BİR ŞEY YOK”

Böyle bir algı yaratıldığını düşünüyor musunuz son dönemde? Rotary Kulüpleri sistematik bir şekilde kamu kurum ve kuruluşlarından uzaklaştırılıyor gibi.

Akgün Değirmencioğlu: Rotary, anatom olan kulüplerden oluşuyor. Rotary’nin bir bölge yapısı, bir de genel koordinasyon merkezi var. Oralar gerekli koordineleri, gerekli organizasyonları sağlarken, anatom olan kulüpler; bir daha aynı göreve gelmemek üzere her yıl değişen yönetimlerle etkinlikler düzenliyor.

Her kulüp Dernekler Yasası’na göre kurulup, tamamen şeffaf bir şekilde faaliyet gösteriyor. Her yılın sonunda beyannamesini veren, her yılın 7. ayında genel kurulunu yapan, bütün üyeleri kimlik bilgileriyle kayıtlı olan bir dernek Rotary Kulübü.

Geçmiş dönemde bir takım hizmetler, bir takım faaliyetler yapıldı. Biz bunları yaptık ama duyurulmasına gerek görmedik. 1999 depreminden sonra büyük bir hastane yaptırıldı. Soma Devlet Hastanesi’nde farklı bir sağlık etkinliği gibi birçok faaliyetimiz var. Bunlar basın aracılığıyla paylaşılmamış.

Rotary daha fazla içeriye girmeye çalıştıkça, devletin belediyeler ya da çeşitli dernekler adı altında yapmaya çalıştığı şeylerin koordineli bir şekilde 15, 20, 50 kişiden meydana gelmiş kulüpler tarafından yapılabileceği görülünce bazı engellemelerle karşılaşılmaya başlandı.

ic-1

“BİZİM DÜŞÜNDÜĞÜMÜZÜN AYNISI” DEDİLER

Cengiz Alptekin: Burada şu var, demokrasiye inanma var. Demokrasinin bir takım organları da var. Bunlar siyasi partilerdir, devlet kurumlarıdır, sivil toplum görütleridir, şudur budur… Herkes kendi çapında bir şeyler yapmaya çalışıyor. Sen benim idealimi niye bozuyorsun kardeşim? Ben insanlara yararlı bir şeyler yapmak istiyorum, sen önüme engel çıkarıyorsun. Bırak engeli, yardımcı ol bana. Benim ne işim var Çameli’nin Çamlıbel Mahallesi’nde? Anaokulu yaptıracağım diye oraya gidip gelmeye? Beni kimse zorlamıyor. Ama vicdan denilen bir şey var. Gidiyorum, geliyorum, bakıyorum; sen burada bana yardımcı ol. Sen eğer oy, vesaire gibi kaygılar taşımıyorsan, herkesi toparlamayı düşünüyorsan o zaman bu aktiviteleri bana bırakmazsın. Yandaş insanlara yaptırıver. Popüleriteni de sağlarsın; vesaire, vesaire…

Şimdi bunun altında yatanı söyleyeyim ben size. 7-8 yıldan beri aktivitelerimizde devlet desteğini biz zorlanmadıkça göremiyoruz. Engel bile çıkıyor. Bir örnek vereyim size: Geçen ay bir aktivite programımız oldu bizim, Ana-Baba Okulu diye. Nedir Ana-Baba Okulu? Daha evvel yapıldı. İlkokul, ortaokul talebeleri olan velileri bir araya toplayıp, çocukları nasıl yetiştirdikleri sorulacak. Sorunları nelerdir, bilgisayar bağımlılığı nedir, uyuşturucuya karşı nasıl mücadele edecekler gibi 2,5 ay sürecek kurs programlandı. Ne yapmak lazım bununla ilgili? Milli Eğitim ile görüşmek lazım. Ben, Milli Eğitim’e gittim, anlattım yapmak istediğimiz aktiviteyi. Hemen Hüseyin Beyi çağırdı, “Bizim düşündüğümüz olayın aynısını bunlar da düşünüyor” dedi.

_________________________________________________

_________________________________________________

“Nedir sizin düşündüğünüz olay” diye sordum. Cevap: Biz de aynısını düşünüyoruz… İyi kardeşim sen düşünüyorsun, ben yapmaya kalktım. Ardından “Ama benimkisi daha kolay, sen nasıl toplayacaksın bu insanları? Nerede toplayacaksın, nerede yapacaksın?” sorusu geliyor. Biz de “aman, yapacaksanız yapın” dedik. Şimdi çıt yok. Halbuki biz bundan evvel Halk Eğitim ile görüştük. Halk Eğitim bize salon verdi, güzel güzel yaptık.

Benim bir önceki başkanlık dönemimde Evlilik Okulu olayı vardı meşhur, onu yaptık ve 1,5 sene devam etti. Ama belediye aldı onu. Şimdi kendisi yapıyor. Burada şu var. Oradaki programı aynen uygulamıyorsunuz, değiştiriyorsunuz. Orada kadın-erkek, boşanmada yasal haklar ve benzeri konular vardı. Barodan da destek aldık.

Denizli Rotary’nin kanserle ilgili programına İl Sağlık Müdürlüğü destek veriyor. Neden? Vermese olmayacak, engelleyemiyor da. Diğer kulüpler de işin ucundan tuttu. Ama biraz bir şey olsa hemen engelleniyoruz.

Bakın ben Buldan’ın Gülalan Mahallesi’ne gittim dün. Amacımız gaz ocağınız yoksa gaz ocağı alalım değil. Halk neyle geçim sağlıyor, biz nasıl yardımcı olabiliriz? Adamın TKDK ile de ilişkisi var. Proje sunamıyor. O zaman karşınıza engel çıkıyor.

ic-2

ENGELLİLERE EVDEN PAZARLAMA EĞİTİMİ

Biraz yaptığınız çalışmalar, projelerle ilgili bilgi verir misiniz?

Akgün Değirmencioğlu: Haftada bir toplantılarımız olur. Kulüpler anatom yapıya sahip, üyeler fikirlerini aktarır. Bu önerilerden çok güzel şeyler çıkıyor. Örneğin minibüs şoförlerinin eğitimi… Halkla olan ilişkileri, onları kitap okumaya sevk etmek, minibüs durağında kütüphane kurmak gibi ilginç başlıklar çıkıyor. Sağlık konusunda insanları farkındalıklara çekmek gibi… Kendimizden önce topluma, bulunduğumuz çevreye yönelik etkinlikleri uluslararası ilişkilerle gerçekleştiriyoruz.

Mürüvet Algümüş: Geçen yıl bedensel engelli 15 kişinin evden çıkamadıkları, belli eğitimleri alamadıkları, çalışamadıkları bilgisini aldık. Hemen çalışma başlatıp, telefonla pazarlama eğitimi aldırdık onlara. Bir kısmını AYDEM işe aldı. Arkasından 6 ay ücretsiz İngilizce kursu verdik ofisimizde. Eğitmenlerimiz her hafta sonunda burada kurs verdi. Amacımız bedensel engellilerin topluma kazandırılması, onların iş yapabilmelerine imkan hazırlanmasıydı. Bunlar küçük örnekler. 100’lerce projemiz var topluma yönelik.

162 BİN AVROLUK PROJE

Cengiz Alptekin: Mesela bizim bir projemiz var, koruyucu aile ile ilgili. Bir Avrupa Birliği (AB) projesi. Aşağı yukarı 162 bin avroluk bir bütçesi var, onaylandı da. Proje ortakları arasında Koruyucu Aile Dernekleri Konfederasyonu, Denizli Barosu, Pamukkale Rotary Kulübü var. Ne yapılacak? Yapılacak olan Şu: Hem koruyucu aileye ilgiyi çekebilmek hem koruyucu aile sayısını artırmak.

Bununla ilgili Hollanda ile bir işbirliği var. Projeyle ilgili bir takım insanlar gelecek gidecek, eğitimler verilecek. Rotary kulüpleri üyelerinin çevrelerinden yararlanılmak suretiyle 300-400 kişilik toplantılar yapılacak. Koruyucu aile nedir, tüm detaylarıyla anlatılacak. Bunların içinden koruyucu aile olmak isteyenlere yönlendirmeler yapılacak. Baro da koruyucu aileyle ilgili eksik olan yasa tasarısı için taslak hazırlayıp meclise verecek. 15 Ekim’den bu yana toplantılar yapılıyor.

DEKAD’da var değil mi?

Cengiz Alptekin: Var, projeyi öneren o. Artık nerede engelleniriz, nerede destek görürüz bilemiyorum. Şu an bununla ilgili bir şey söylemek güç. Önümüze engel çıksa da aşmaya çalışacağız.

HİZMET İÇİN GÜÇ BİRLİĞİ

Cengiz Alptekin: Biz şu an ayrı ayrı kulüplerin başkanıyız. Ama diyelim ki aynı kulübe üyeyiz. Akgün Başkan diyor ki, ya arkadaş şu okula kalemtıraş vermemiz lazım. Bir başkası da “Hayır, şurada çiçek yetiştiriciliğiyle uğraşan bir insan var, o daha mesleki bir olay, geçim de sağlıyor, benim de önerim o aktiviteyi yapalım” diyor. Diyelim ki çiçekçiye destek kabul gördü. Bir üye, Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü’nde tanıdığı olduğunu, onunla görüşebileceğini söylüyor. Bir diğer üye, toprakla ilgili görüşme yapabileceğini ifade ediyor. Mürüvet Hanım, çiçekler için kazık gerekebileceğini, Ayşegül Hanım ise tahta temin edebileceğini söylüyor. Tüm bunlar bir güç birliğinin ifadesidir.

Ama şunun altını da kalın çizgiyle çiziyorum. Mesela biri çıkıp da “Akgün’ün durumu iyi değil, biraz kaynaklarınızı o tarafa yönlendirin” gibi bir olay yok. Benim kendimle ilgili bir işim var, toplantıdan sonra ilgili arkadaşımdan yardım isterim. Akgün “böyle bir konu var, bana yardım et” derim. Ya da o bana gelir kendisiyle ilgili bir konuda yardıma ihtiyaç duyduğunu, konuyla ilgili bir tanıdığım olup olmadığını sorar. Bu tamamen kulüp dışındadır. Bir şeyi realize etmek için yardımlaşmaya evet ama maddi olarak yardımlaşmaya hayır.

ic-3

MAHALLE BASKISI

Geçmişte Rotary kulüplerinin toplantıları gazetecilere açık olurdu. Sonra gizemli gibi algı oluşmaya başladı, öyle anlaşılmaya başlandı.

Cengiz Alptekin: Sizin katıldığınız dönemler her hangi bir yerel yönetici ya da bir vali yapıya müdahale eder miydi?

O toplantılara valiler de belediye başkanları da gelirdi…

Cengiz Alptekin: Şimdi öyle mi? Mahalle baskısı örneği… Biz yine aynı toplantıları yapıyoruz ama ben sizi davet etmeye çekiniyorum. Niye? Davet edeceğimiz kişi damgalanmasın diye…

Mahalle baskısı sistemli bir şekilde yerleştiriliyor. O baskıyı hisseden birçok sivil toplum kuruluşu (STK) var. Hizmet etmeye çalışan STK’lar, olumsuz propagandalarla bir şekilde toplumda yalnızlaştırılıyor. Bir algı yaratılmaya çalışılıyor. Sorularımızın altında bir art niyet değil, sizi daha iyi tanımak yatıyor.

Cengiz Alptekin: Bu cesaretinizden dolayı sizi tebrik ederim. Her insanın yazmaya kalkacağı konular değil. Olayın gerçeği budur. Mesele Türkiye, FİFA ve UEFA’ya üye değil mi? Üye… Onların birimleri yok mu? Var… Futbol ile ilgili uyuşmazlıklara bakan mahkemeleri var. “Ne biçim hukuk sistemi? Benim ceza yasalarım dururken ben senin CAS’ını tanımıyorum” diyebiliyor musunuz? Kimse böyle bir şey diyemiyor. Bizim yaptığımız güç birliği.Ben niye ilişkiliyim uluslararası Rotary ile? Dünyada kime ne yapmışlar? Mesela çocuk felcine karşı bir aşı kampanyası düzenlendi. İyi de oldu…

Ayşegül Giray: Bizlerin verdiği aidatlarla sağlık için yapılan çalışmalar yürütülüyor. Çünkü her kulüp kendi başına bir şey yapmıyor. Çok büyük projeler bu şekilde toplu olarak yürütülüyor. Devlet ile işbirliği de yapılıyor.

ic-aysegul-girayBiz, yerel yöneticilerden yaptığımız projelerde bize destek olmalarını bekliyoruz. Geçen sene okuma yazma seferberliği için Gümüşler tarafında Ahmet Sami Uslu Ortaokulu var. O bölgede kırsal bölgeden gelmiş nüfus daha yoğun. Okuma yazma bilmeyen aileler var. Onlara eğitim vermek istedik. İnanın altı ayda izni zor aldık. İzin alındı bu kez insanlar çekiniyor. Rotary ismini duyduğun da insanlar kendisini biraz daha geriye çekiyor.

Cengiz Alptekin: 1980’li yıllarda. Samimi görüştüğümüz Belediye Başkanı’na gittik. Ben, “Sevgili Başkan, senin emrinde 35 tane danışmanın var. Devlet yapısında, belediye yapısında politik Ahmet’in adamıdır, Mehmet’in partisidir, yapacağınız işlerde zorluklar çıkarılır. Kafanızda düşündüğünüz bir proje varsa, burada 35 danışma bulunuyor. Hangi konu olursa ver bize işleyelim, size rapor verelim” dedim. Bu birliktelikten kastımız neydi? Belki yapılacak projelerin bazılarını biz üstlenecektik. Bir şeyler oluyordu o dönem. Ama şimdi mümkün değil. Dinlemeden, bilmeden bir şartlanma var.

Akgün Değirmencioğlu: Belki doğrudan bir ret yok. Fakat “biz bir bakalım, hallederiz” deniliyor ve aradan belki iki ay geçiyor, bir daha gidiyoruz; “Ya ilgilenemedik, yeniden gündeme alalım” karşılığını alıyoruz. Böyle zaman geçip gidiyor.

ROTARY’YE İLGİ AZALDI MI?

Yaratılmaya çalışılan algı ya da son zamanlarda devlet kurumlarının size mesafeli durması, bu ve benzeri durumlar iş dünyasından Rotary’e olan ilgiyi azalttı mı?

Mürüvet Algümüş: Rotaryen olarak herhangi bir yerde görünmekistemiyor. İlgi duyuyor, sempati duyuyor, bilgi alıyor, fakat bizimle birlikte olmaya cesaret edemiyor. Çünkü bir işletmesi var, fabrikası var, iş kaygısıyla üye olmaktan çekiniyorlar.

Ayşegül Giray: Sonuçta işidir, mesleğidir, bu yüzden işini kaybetmek istemeyebilir. Direkt olarak bize bunu söylemiyor ama dolaylı yoldan “işlerim yoğun” diyerek üyelikten ayrılanlar, ayrılmak istediğini gündeme getirenler oluyor. Çok büyük hevesle, istekle giren insan bir anda dönebiliyor. Yeni üyeyi bırakın, biz mevcut üyelerimizi kaybetmek istemiyoruz.

ic-5

Sizden-bizden çizgisi çok net öyle mi?

Cengiz Alptekin: Eskiden yoktu ilginin yoğun olduğu dönemlerde. Lions kulüpleri 1983’te Denizli’ye geldi. Rotary daha eski. O zaman ki yapıya şöyle bir bakın, bu kulüpler şehir hayatına geçmede, sosyalleşmede öncü olmuşlar. Bu nedenle insanlar üye olarak bu kulüplere girmek istiyorlardı. Ayrıca insanların çevre edinme isteği vardı. Nereden edineceksiniz? Burada bir çıkar olayı yok. Ha burası güvenli bir ortam, gireyim diyor. Samimi bir ortam var. Sonra sonra biz politikaya bulaşmadık ama politika bize bulaştı ve bu hale gelindi.

Ayşegül Giray: Biz toplantıların dışında da bir aileyiz. Her zaman görüşürüz. Evlerimizde bir araya geliriz. Amacımız aramızda sıcak bir bağ sağlamak.

Akgün Değirmencioğlu: Ocak başı buluşmalarımız olur. Ocakbaşı deyince yeme içme anlaşılmasın. Amaç bir araya gelip sohbet etmektir.

ic-4

ESKİ ROTARACT BAŞKANI OLAN AK PARTİLİ

Mevcut iktidar yanlıları arasında eskiden Rotaryen olan kimse yok mu?

Cengiz Alptekin: Nilgün Hanım (Ök) vardı, Rotaract’tı. Delikliçınar Rotaract Kulübü Başkanlığı yaptı.

HİZMET İDEALİ

Yaşadıklarınıza rağmen hala bir şeyler yapmanın uğraşındasınız…

Cengiz Alptekin: Affedersiniz ama biz manyak mıyız, deli miyiz, divane miyiz? Niye bu kadar koşturuyoruz diye soruyorsanız benim bir idealim var. İnsanlara hizmet etme, yardım etme gibi bir derdim var.

Mürüvet Algümüş: Biz, kanserle ilgili “Bugün 1 Saat, Yarın 1 Hayat” projesi kapsamında üç ayda içinde 68 bin kişiye dokunduk, 7 bin 380 kilometre yol yaptık. Haftanın üç günü evde, dört günü il dışındaydık. Yüzlerce kişi bizimle gönüllü olarak çalıştı. Bunlar zorla yaptırılacak şeyler değil. Para verseniz yaptıramazsınız. Bu çalışmamız yapılan haberlerle çok fazla duyuldu, Rotary de çok telaffuz edildi. Rotary ismi sorgulandı. Ne yaptığımızla ilgili merak uyandırdık. Çukurova’dan Karadeniz’e her yerden bu projeyle ilgili “bize de gelin” talebi aldık.

Cengiz Alptekin: Bir şey söyleyeceğim size. Bunu Rotary ne iş yapıyor diye soranlar için örnek olması bakımından anlatıyorum. Er-Pa Sağlık Hastanesi taşındı. Eski yerinde bir yığın masa, sandalye, dolap, vesaire var. Oranın yöneticiliğini yapan arkadaş da bizim üyemiz, Yüksel… Hastanede ne var ne yok ona baktık, bir gün önce de Gülalan’a gidip oradaki okulun neye ihtiyacı olduğunu tespit ettik. Şimdi Er-Pa Hastanesi nerede, Gülalan İlkokulu nerede? Yarın bir günde kamyonetimi gönderip ihtiyaç duyulan masa, sandalye, dolabı Gülalan’a taşıtacağım. Şimdi bundan benim ne çıkarım var?

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı