REKLAMI GEÇ

VENEDİK’TE GÖRDÜ, DENİZLİ’DE UYGULADI

30 Aralık 2014 Salı

denizli-is-dunyasi-kahve-sohbetleri-modern-optik-hasan-eriskin-engin-unal-gozluk-h

İki arkadaş yola çıktılar. Bir ara akücülüğe yönelse de gözlükçülükten vazgeçmedi. Bunun sonucunda “herkes kendi yoluna” dediler. Arkadaşı akü sektörüne, o da gözlükçülüğe dört elle sarıldı. Doktorlar Caddesi’nde mağazayı açtığında, sadece gözlük satan tek isimdi. Mağazalar açıldı, mağazalar kapandı ama o 40 yılı geride bıraktı. Yarım asra 10 kala ak saçları ve edindiği deneyimin bilgeliğiyle işinin başında. Ailesi hemen yanı başında. Oğlu ve kızlarıyla beraber çalışıyor. Hatta yeğenleri de işin içinde.

Gözleri gibi yaşamı da renkli Hasan Erişkin’in. Sivil toplum örgülerinde de siyasette de aktif oldu bir dönem. Bu nedenle onu Türkan Şoray ile objektiflere gülümserken de gören olmuştur, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren, eski Başbakan ve ANAP lideri Mesut Yılmaz ve ile yana yana gören de olmuştur.

Dost meclislerinin de renkli simalarından olan Hasan Erişkin ile sohbetimizde mesleğini, yaşamından kesitleri konuştuk. Bozdağ’ın kayak merkezi olmasının ilk startını veren Denizli eski Valisi merhum Recep Yazıcıoğlu ile ilk ziyaret sonrası edindiği izlenimi de… İşte o sohbetin satırbaşları…

ic-5

2 ARKADAŞ YOLA ÇIKTILAR

İş hayatına ne zaman ve nasıl başladınız?

İki arkadaş 1975 yılının 10 Mart’ında başladık. Askerden geldikten sonra goment marka çerçeveler çıkardık. İşler de kesat. Bir arkadaşımı yanıma aldım, İç Anadolu Bölgesi’ne gittik. Ben çerçeve satacağım, satamıyorum. Arkadaşım da akümülatör malzemesi alacak alamıyor, yok. Ankara’da bir arkadaşa uğradık. Sordum ona: Bir akümülatör tesisi kaça kurulur? “4-5 bin liraya kurarsınız” dedi.

Aklıma yattı. Arkadaşıma, “Bak malzeme bulamıyoruz, kurup geçelim” dedim. Ankaralı arkadaşımız ise kadar kolay olmadığını anlattı. Yine de tesis kurmak istersek, makine alabileceğimiz adresler verdi. Geldik Denizli’ye, altı ay içinde o işi faaliyete geçirdik. Yıl 1979 oldu, ortaklıktan ayrılmamız gerekti, ayrıldık. O işine baktı, ben de hala gözlükçülüğe devam ediyorum.

Esas iş kimindi diye sorarsan, İbrahim ismindeki arkadaşımındı. O mesleği Çiftçiler’in yanında öğrenmişti. Ben ise yurt dışından gelmiştim. Benim katkım ve onun sanatıyla işe başlamıştık. Nasip onun akücü, benim de gözlükçü olarak kalmammış. Derken geriye bakıyorum, 40 yılı dolduruvermişim.

KARDEŞİNİN KİMLİĞİYLE GURBETÇİLİK

Yurt dışından geldiğinizi söylediniz, gurbetçi miydiniz?

Almanya’da 2,5 sene kaldım. Kısa süreli de olsa gurbetçilik var. Nasıl gittim? Babamın ısrarıyla… Benim hiç niyetim yok. Fakat babam tutturdu “Orada çok para” diye. Hatta yaş nedeniyle biraderin nüfus kağıdı ile gittim oraya. Almanya’da tanıştıklarımın birçoğu beni “Ali” diye bilir hala.

ic-6

HERKES BİLDİĞİ İŞİ YAPMALI
Gözlükçüler açıldı kapandı, iş yapanlar oldu, yapamayanlar oldu. Siz 40 yıldır bu sektördesiniz. Devamlılığı nasıl sağladınız?

Bir kere istikrarlı olacaksınız, yaptığınız işi benimseyeceksiniz, önem vereceksiniz, daldan dala konmayacaksınız.Mesela 80’lerdeki tekstil sektörüne akın edilmesini hatırlayalım. Teşvikler vardı, sektör cazipti. Avukatı da girdi, doktoru da… Bir anda herkes tekstilci oldu. Oldu da ne oldu, nerede bu arkadaşların çoğu şimdi? Herkes bir şekilde asli işine döndü. Çünkü bir işe ne kadar önem verirseniz, o kadar başarılı olursunuz. Yoksa siz oturacaksınız, müşteri size gelecek, malı alacak, parayı verip gidecek… Yok böyle bir şey. Mesleğini ne kadar isteyerek, severek yaparsan o kadar muvaffak olursun.

Gözlükçülük eczacılıkla ortak yapılırdı. Yine geçmişte saatçiler, fotoğrafçılarla yapılıyordu bu meslek. Ek iş gibiydi. 1975 yılında biz burayı açtığımızda yalnız gözlük satıyorduk. Yanına kuyumcuda satılan ürünlerden pekala koyabilirdik.

Rahmetli Mustafa Çiftçi ile Ahmet Karabal vardı, nur içinde yatsınlar. Bu vesileyle onları da yad etmiş olduk. Sonra Kaleiçi’nde Uşaklı Hafız vardı, hem saat hem gözlük satışı yaparlardı. Ahmet abi zamanla bıraktı. Mustafa abi bazı nedenlerden dolayı vazgeçti. Uşaklı Hafız bıraktı, çünkü bu sektör hizmet sektörü. Ne kadar iyi hizmet verirseniz aynı ölçüde karşılığını alırsınız.Hizmet aşkıyla çalışırsanız benim gibi 40 yıldır bu sektörde ayakta kalırsınız. Artı çocuklarınızı da yanınıza alıp, birlikte çalışırsınız.

ic-1

AİLE GÖZLÜKÇÜ OLDU
Evet, oğlunuz mesleğin içinde…

Sadece oğlum mu? kızlarım da mesleğin içinde, yeğenlerim de bu işi yapıyor.

Neredeyse sülale olarak bu meslektesiniz?

“Benim asaletim benimle başlar” diyen, Napolyon’du sanıyorum. Buradan bakarsak, bizim ailede öyle olmadı. Gözlükçülük benimle başladı ama tüm ailenin işi olarak devam ediyor.

VENEDİK GEZİSİNDE GÖRDÜĞÜ MAĞAZAYI AÇTI
İşe devam ettiniz, fakat Doktorlar Caddesi’ndeki bu mağazayla sınırlı kalmadınız. Kentin değişik bölgelerinde şubeleriniz var.

Denizli büyüdü. Merkezefendi Mahallesi’ndeki göz hastanesinin karşısında bir yerimiz var. Hatta o mağazamız Türkiye’de tek, görenler bayılıyor. 750 metrekare alan içine yapılmış, ağaçlar çevrili, yeşillendirilmiş butik bir mağaza burası.

ic-10

Nereden esinlendim onu da anlatayım. İtalya’dayım, Venedik’te gezerken bir bayan otomobiliyle geldi. Tek katlı, önünde çocuk oyuncaklarının bulunduğu binanın otoparkına aracını bıraktı. Çocuklar koşarak oyuncaklara gitti, o da içeriye girdi. Bir süre sonra çıktı, çocuklara “gidiyoruz” diye seslendi. Bindiler arabaya gittiler. Merak ettim orayı ve gidip baktım bir optik mağazasıymış. Böyle bir mağazayı o gün hayal ettim ve burayı yaptım. Gurur duyuyorum orasıyla. İçinde bulunduğumuz mağazadan Türkiye’nin her yerinde var ama Merkezefendi’deki mağazamızdan yok. Bir tek oyuncaklar eksik. İnşallah onu da yapacağız.

Bir mağaza da Sırakapılar’da var. 180 metrekarelik… Alışveriş merkezlerindeki mağazaları kapattık. Nedenleri vardı.

ic-4

ENDER PİŞMANLIKLARINDAN BİRİSİ…
Çamlık’ta bir mağazamız vardı. Bu alışveriş merkezleri açılmaya başladığında, sanki her şey oralarda dönecekmiş duygusuna kapılıp orayı kapatmıştık. Hayatımda yaptığım işlerde pişmanlık duyduğum çok azdır. Çamlık mağazamızı kapatmak az sayıdaki pişmanlıklardan birisidir. Biz Çamlık’a, Çamlık da bize yakışmıştı. Orda kalmalıydık.

GÖZLÜK NEDİR?
Yaptığınız iş, verdiğiniz ürünler insanın görmesini kolaylaştırıyor. Gözlük optik bir ürün müdür yoksa bir aksesuar mıdır?

Hem bir aksesuar hem bir sağlık ürünüdür. İki boyutta bakıyoruz. Kullandığımız cam sağlık, onu taktığımız çerçeve ise aksesuardır. Göz, insanın dünyaya açılan penceresidir. Onu en iyi şekilde korumak zorundayız. Siz iyi göremiyorsanız, kulağınız iyi duymuyordur. Siz dünyayı iyi göremiyorsanız, psikolojiniz iyi değildir. Görüntü derken kaliteli görüntüyü kastediyorum. Bir sokağa perdenin arkasından baktığınızda, gördüğünüz kadar zevk alırsınız. Perdeyi açıp baktığınızda ise daha farklı bir durum söz konusudur. Gözlük de iyi görmeyi sağlayan bir üründür.

ic-8

Her uzuv çok kıymetlidir. Geçen gün bir arkadaşım ayağını kırmış, “Allah kimseye vermesin” diyor. Aslında öyle değil, kol kırılmış olsa onun yarattığı sıkıntı için de benzer şeyi söyleyecekti. Dedim ya hr uzuv çok önemli. Fakat göz apayrı. Bakın göz doğrudan beyne bağlıdır. Bir vakada ilk bakılandır göz. İnsanın yaşayıp yaşamadığı için de önce ona bakılır.

50 KURUŞA CAM SATIYORLARDI
Bu kadar değerli bir uzuv için kullanılacak camların da kaliteli olması gerekiyor. Ancak vatandaşın maddi durumu da ortada ve bütçesine bakıyor bir şey almadan önce. Ne öneriyorsunuz müşterilerinize?

Türkiye’de bu olayı çok konuşmamak gerekiyor. Ama ben yine de cevabını vermeye çalışayım. Odaklı camlar var, bir de ovali var, ışıkları kırıcı olan. Bakın ucuz ayakkabılar çıktı, sonucunu haberlerde gördük. Bizim sektörde de 5-6 sene önce 50 kuruşa cam satılıyordu. Biz o tarihte 40 liraya kaplama yaptırırken, birileri de saydamlaştırılmamış, steril edilmemiş 50 kuruşa kaplamalı cam satıyordu.

Peki, bunu nereden bileceğiz, nasıl anlayacağız. Bir kere ucuz ise çok dikkatli olacağız. Ha her pahalı ürün de kalite anlamına gelmez. Çünkü sahtelerini de yapıp orijinal gibi satıyorlar. Bir gözlük getirdiler, ünlü bir markanın. Fiyatı düşük ama satan orijinal diye ısrar ediyor. Açtık kataloğu, gözlüğün üzerindeki ürün numara ile katalog numarasını karşılaştırdık tutmuyor.

ic-9

40 yıldır mesleğin içinde olan size bile bunu yapıyorlarsa bunu tüketici nasıl bilecek?

Bildiği, güven duyduğu yere gidecek. İşportacı tezgahında da hayatında ilk ve son defa alışveriş yapacağı yerde de bunu yaşayabilir.

_________________________________________________

_________________________________________________

İYİ GÖZLÜK…
Bir de gerçi mevsimi değil ama şu güneş gözlüğüne de bir değinsek. Onda kaliteyi nasıl bileceğiz?

Gözlüğü taktığınızda rengi bire bir görmelisiniz. Baktığınız binanın rengi kırmızıysa kırmızı, griyse griyi net olarak görmelisiniz.

ic-2

EĞLENMEYİ SEVİYORUM
Biraz da renkli kişiliğinizden, dost meclislerinden söz edelim mi?

Keyif alıyorum arkadaşlarla bir arada olmaktan. Birbirimizi arayıp “haydi gidiyoruz” dediğimizde gideriz, itiraz yoktur.Gezmeyi, sohbet etmeyi, dostlarla sevinçleri de üzüntüleri de paylaşmayı seviyorum. Eğlenmeyi seviyorum.

Bir dönem sivil toplum kuruluşlarında başkan ve yönetici olarak görev yaptınız. Devam ediyor mu bıraktınız mı?

Birçok dernek ve kulüpte yöneticilik yaptım. Hizmet etmek keyif veriyor. Ama hepsini bıraktım artık. Çünkü oralarda görev yaparken aileyle her zaman bir arada olamıyorsunuz. “Bugün eve erken geleceğim” dediğimde çocuklar oley çekerdi.

ic-3

SİYASETE NEDEN GİRDİ?
Bir dönem aktif olarak siyasette de bulundunuz, biraz da o yıllardan söz eder misiniz?

1970’li yılların solarını hepimiz hatırlıyoruz. Yokluklar, kuyruklar hala hafızalarda. 12 Eylül sonrası siyasi partilerin kurulmasına izin verilmiş, Turgut Özal çok farklı konuşuyor. Yaptıkları da ortada, ona destek olunması gerekiyordu. Siyasete böyle girmiştim. ANAP’tan sonra da siyasetten uzaklaştım.

BOZDAĞ’DA BİR HAYAL GERÇEĞE DÖNÜŞÜYOR
Nikferlisiniz… Sizlerin hayaliydi Bozdağ’da kayak yapılması. Bu hayal artık gerçeğe dönüştü. Duygularınızı öğrenebilir miyiz?

Her valiye, siyasetçiye Bozdağ’ı anlatır, buranın kayak merkezi olabileceğini ifade ederdik. Herkes olumlu yaklaşır, fakat bir şey değişmezdi. Bu konuyu Denizli’ye atandığında ziyaretine gittiğimiz rahmetli Vali Recep Yazıcıoğlu’na da aktarmıştık. Bize ilgileneceğini söyleyip uğurladı. Onun da diğerleri gibi davrandığını düşünmüştüm. Oysa hemen keşifler yaptırmış. Bir gün telefon çaldı, arayan kişi bana greyderlerin Bozdağ’a yol açmak için çalıştığını söyledi. Çok sevinmiştik.

ic-7

Onun başlattığının devamı için Nihat Bey (Zeybekci), Denizli Belediye Başkanlığı döneminde büyük destek verdi, hala daha veriyor. Valilerimiz destekledi, Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Bey (Zolan) destekledi ve bir noktaya gelindi. Telesiyej kuruldu, kayak yapılabilecek altyapı oluştu. Artık Bozdağ’da bir hayal gerçeğe dönüşüyor. Bunu görebilmek, yaşayabilmek çok güzel. Sıra artık yatırımcılarda. Buradaki karın Palandöken ile eşdeğer olduğu ifade ediliyor.

Kayak yapmak veya mangal keyfi için çıkıyor musunuz Bozdağ’a?

Bozdağ’da hiç kayak yapmadım ama ailecek ve çalışma arkadaşlarımızla kış mevsiminde gideriz. Oranın güzelliğini yaşar, mangalda sucuk ekmek keyfi yaparız.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı