REKLAMI GEÇ

DENİZLİ’DE İLK FUTBOL!

20 Mart 2012 Salı

İngiltere’de 1850’li yıllarda başlayan futbol oyunu ile Türklerin tanışması, 1890 yılında İzmir’de yaşayan İngilizler sayesinde olmuştur. Daha sonra İstanbul’da da futbol oyunu başlamış, İzmir’de kurulan takımlarla İstanbul’da kurulan takımlar hem kendi aralarında hem de İzmir-İstanbul arasında maçlar yapmaya başlamışlardır. Türkler, 1899 yılında İstanbul’da, bir futbol takımı kurmuşlar, daha sonra bu oyun Anadolu’nun diğer kentlerinde de tanınmaya başlamıştır.

Efendim, Birinci Dünya Savaşı’nın başladığı dönemde, 1914-1915 ders yılı birinci sömestre sonlarına doğru, Denizli İdadisi’nin (Lise okulu) 5.sınıfında Resim Öğretmeni Hacı Fakızade Nevzat Bey, öğrencilerini etrafına toplamış, onlara, İngilizlerin pek sevdikleri bir top oyunundan bahsetmektedir. Denizli İdadisi’ni bitirdikten sonra İzmir’de de okuyan ve memleketi Denizli’de öğretmenlik yapan Nevzat Bey, İzmir’de bulunduğu sırada İngilizlerin ve Rumların futbol oynadıklarını görmüş, bu oyunla yakından ilgilenmiştir.

Resim derslerinin dışında, boş geçen ders saatlerinde sınıflara girip şiirler okuyan, hikayeler anlatan Nevzat Bey, 5.sınıfın boş geçen bir dersinde sınıfa girer, elinde tuttuğu bir kitapçığı öğrencilerine gösterip, “Bu risalede futbolun nasıl oynanacağının nizam ve kaideleri yazılı. Bu nizam ve kaidelere göre bir takım teşkil edeceğiz ve futbol oynayacağız” der. Kitapçıkta yazılı olanları öğrencilerine okuyan ve İzmir’de gördüklerini anlatan Fakızade Nevzat, “Denizli’de ilk futbol takımını teşkil etme şerefi sizlere nasip olacaktır. Bu şerefi ileride çocuklarınız takdirle anacaktır” diyerek öğrencilerini takım kurmaya teşvik eder.

Öğrencilerin içinde bulunan 16 yaşındaki Lütfü’nün de ilgisini çeken bu konuşma, sınıfta büyük bir heyecan dalgası yaratır. O güne kadar Denizli’de, İzmir ile yakın teması olan birkaç kişinin dışında kimsenin bilmediği bu top oyunu öğrencilerde öyle bir ilgi uyandırmıştır ki, teneffüslerde bile bahçeye çıkılmayıp, Fakızade Nevzat Bey’in gösterdiği futbol kitapçığında yazılanlar tartışılmaktadır.

Sonuçta, bir takım kurulmasına ve futbol oynanmasına karar verilir. Nevzat Bey, takım kurulmadan önce bir kulüp kurulması gerektiğini söyler. Denizli İdadisi 5.sınıf öğrencilerinin kurduğu kulübün başkanlığına sınıfın en büyük öğrencisi, aynı zamanda sınıf mümessili (temsilcisi) olan ‘131 Ali’ getirilir. ‘47 Lütfü’ Muhasip, ‘50 Hamit’ Veznedar, ‘21 Bekir’, ‘55 Kadri’ ve ‘98 Fehmi’ de üye olurlar. Kitapçıktaki kurala göre 6 kişilik yönetim kurulu böylece oluşturulur.

Muhasipliğe getirilen Lütfü, birkaç yıl sonra başlayacak Milli Mücadele’de Denizli’nin Kuvayı Milliye Reisi olan Müftü Ahmet Hulusi Efendi’nin altı çocuğundan üçüncüsüdür ve ileriki yıllarda tıbbiye’yi bitirip göz doktoru olacaktır.

Futbol kulübü kurulmuş, yönetimi oluşturulmuştur, ama, top, forma, saha temini gibi işler nasıl halledilecektir? Sınıfta, ailesinin hali vakti yerinde olanların bir miktar para tedarik ederek gelmelerini ister Nevzat Bey. Elde edilecek para ile iki tane futbol topu sipariş edilecektir İzmir’e. Lütfü, babası Müftü Efendi’den aldığı parayı, diğer öğrenciler gibi, Nevzat Bey’e teslim eder.

1915 yılı baharı gelmiş, cemre toprağa düşmüş, ortalık ısınmaya başlamış, çayırlar yemyeşil olmuş, sipariş edilen toplar da İzmir’den gelmiştir. Şimdiki Tugay’ın bulunduğu yerin arka kısımlarında, o zamanlar, ‘Gerzele Kırı’ denilen çayırlık boş alanda, kurallara uygun bir saha yapabilmek için, etraf taşlardan temizlenir, engebeler, tümsekler düzeltilir. Belirlenen ölçülerde ahşap direkler bulunup dikilir. Direklerin üstüne de kalın bir halat gerilip kaleler tamamlanır. İki takım oluşturulur. Oyuncuların şortları, beyaz patiska kumaşından kısa pantolon şeklindedir. Takımlardan birinin forması beyaz patiska kumaş üzerine kırmızı ay, diğerininki ise kırmızı patiska üzerine beyaz ay’dır.

Resim Öğretmeni Nevzat Bey’in antrenörlüğünde antremanlar, hakemliğinde de çift kale maçlar yapılır. Daha sonra durum iyiye gidip, okul yönetimi ve ailelerden de destek artınca, Çamlık’ta da bir saha meydana getirilir ve burada yapılacak maça okul yöneticileri ve öğrencilerin aileleri davet edilirler. Kentin ileri gelenleri maça giderler ve çocukların oyununa alkış tutarlar. Bu durum, futbol oyununa ‘gavur işi’ diye, ‘Hz. Hasan’la Hz. Hüseyin’in başını tepikliyorlar’ diye karşı çıkanlar olsa da,  başta Müftü Efendi olmak üzere, kent ve okul yöneticilerinin icazeti (onayı) diye algılanır.

Savaş iyice kızışmıştır. Kulüp başkanı ‘131 Ali’ askere gidince reislik görevi ‘47 Lütfü’ye verilir. Muhasipliği ve veznedarlığı, ikisini birden, ‘98 Fehmi’ye yüklerler. Artık, herkes savaşla ilgilenmekte, futbol takımının ne durumda olduğuna kimse bakmamaktadır. Seferberlik ilan edilmiştir. Yaşı yeten öğrenciler teker teker silah altına alınıp, cepheye gönderilirler.

1915-1916 ders yılı sonunda ‘47 Lütfü’nün sınıfı okuldan mezun olur. Kurulan futbol kulübünün ve oyuncularının tüm malzemeleri bir alt sınıfa teslim edilir.

Savaşın başladığı dönemde, 1914 yılı sonlarında kurulan Denizli’nin bu ilk futbol kulübü ve takımı, yaklaşık iki yıla yakın faaliyetinden sonra, ortamın ilgisizliğinden savaş yılları içinde kaybolup gider.

Yorumlar

Ali Caner   -  Bağlantı 3 Nisan 2012, 11:03

Sn.Ataman’a değerli araştırmalarını bizimle paylaşıp toplumu aydınlattığı için teşekkürler.Ali Caner

nursel gürcan   -  Bağlantı 25 Mart 2012, 21:14

Konu ilginç ve hoş,sırada abiciğimin hangi araştırması var sabırla takip edeceğim…

Ömer Gökmen   -  Bağlantı 22 Mart 2012, 14:23

Teşekkürler Sevgili Hüsamettin, harika bir iş olmuş.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı