REKLAMI GEÇ

ÇÜRÜKSU BÖYLE ÇÜRÜTÜLÜYOR

3 Kasım 2014 Pazartesi

denizli-olmeye-yatan-nehir-curuksu-kirlilik-yasar-tok-h

Hafta başında yerel basına düşen bir haber, aylardır yazdığımız Büyük Menderes’in kirliliği meselesinde idarelerin kifayetsiz kalışına ışık tutuyor.

“Yukarı havza ilçe belediyelerinin oluşturduğu “Yukarı Menderes Havzası Sürdürülebilir Çevre Yönetimi Belediyeler Birliği” kendini feshederek tüm bütçe ve proje çalışmalarını Büyükşehir Belediyesine devretti” diye başlayan haber, Çivril, Baklan, Çal ve Bekilli Belediyelerinin oluşturduğu birliğin Çivril’de son kez toplanarak fesih kararı aldığını bildiriyor. Birlik bütçesinde bulunan 254 bin TL para ve onaylanmış bir katı atık tesis projesi Büyükşehir’e oybirliği ile devredilmiş. Haber içeriği bu kadar.

Sorulabilecek sorular yok değil ama gerekli mi? Alınacak cevapların ne kadar doyurucu olacağını merak ettiğim de söylenemez. Çünkü resmi ağızlardan verilecek hiçbir yanıt, bu güne kadar sürdürülen çalışmalardaki yetersizliğin ve verimsizliğin gerçek yanıtı olmayacak. Ayrıca Çal, Çivril ve Baklan ilçe Belediye başkanlarının görevde kaldıkları süre henüz 7 aylık bir dönemi kapsıyor. Geriye dönük olarak sorulacak sorularla çalışmalardaki başarısızlığa net yanıtlar verebilmeleri kolay değil. Bunu birkaç ay önce Çivril ve Çal Belediye başkanları ile yaptığımız söyleşilerde görmüştüm. Sadece yapmayı öngördükleri çalışmaların üzerinde durmuşlar, geçen dönemlerde yapılan havza çalışmaları ile ilgili pek fazla söz edememişlerdi. Bunu o zaman doğal karşıladık. Çünkü çalışma alanları genişlemişti. Yeni seçilmelerinin yanında Büyükşehir statüsü ile birlikte oluşan nüfus yoğunluğu, onların süreci anlama sürelerini uzatıyordu. Birikmiş güncel sorunlar başka alanlara ilgi duymalarına zaman bırakmıyordu vs.

Yukarıda özetlediğimiz haberle ilgili olarak taraflardan önce Çal Belediye Başkanı Fethi Akcan’ı aradık. Bekletmeden açtı. Konuyu ilettiğimizde, kendisinin toplantıya katılamadığını ve nasıl bir karar alındığına ilişkin detaylı bilgi sahibi olmadığını belirtti. Bütçe ve projelerin devri konusunda da haberinin olmadığını ifade etti. Bunun üzerine toplantının ev sahibi olarak Çivril Belediye Başkanı Gürcan Güven’e ulaşmaya çalışıp not bıraktık. Hala Başkan Güven’in dönmesini bekliyoruz.

Sonuç bizim düşündüklerimizin adeta teyidi gibi. Anlaşılan o ki, Birliğe dahil olan hiçbir belediye Menderes nehri ve onun kirlilik sorununun hayati önemini yeterince kavramamış.Hoş, kavrasalar ne değişecek? Çevre İl Müdürlüğü’nün bu konularda adım attığına yakın zamanlarda hiç tanık olmadık. Daha önce sözünü ettiğimiz kirletici kurumların cezalarının affedilmesi olayını gündeme taşıyan tek bir haber bile yapılmadı.

Tüm bunlara Büyükşehir yasası ile makul bir açıklama getirilebilir. Ama en azından Bakanlık düzeyinde sulak alanlara dair AB projeleri üzerinde çalışıldığı biliniyor. Bu projelerden biri de Büyük Menderes Havza projesi. Peki, söz konusu belediyeler bu projelerden haberdar mı? Varsayalım haberliler, acaba o projelerin hangi aşamaya ulaştığı, projelendirme için ne gibi altyapı çalışmaları yapıldığını yakından takip ediyorlar mı? İzleyebildiğimiz kadarıyla herhangi bir belediyenin Menderes projeleri ile ilgili yakın plan bir izlemeyaptığına dair emareye rastlanmıyor. Her yönetim kendi günlük sorunlarının peşine düşmüşken, böylesi ‘haddi aşan’ konulara ilgi duymalarını beklemek abes olur doğrusu. Oysa lağvedilen Birliğin yerine bir tür platform oluşturulup kamuoyu ile birlikte hareket etme, bilinçlendirme, gündemde tutma gibi girişimlere yönelmek mümkün olabilirdi. Umarız bölgenin çevre konularına duyarlı kesimleri bu tür adımlar atılmasına aracılık ederler, ortaya çıkan boşluğu bir nebze olsun giderecek araçlar üretirler.

***
Gezi notlarımıza geçmeden önce bilgi verelim. Hafta başında yayına giren “Çürüksu Kimin Umurunda?” başlıklı bölümün son kısımlarında bazı sorular sormuştuk. Bu ve başka sorularımızın yanıtını Denizli Organize Sanayi Bölge Müdürü Tanju Beştaş ve Organize Sanayi atıksu arıtma tesis Müdürü İbrahim Ereşme ile hafta içi yaptığımız görüşmede konuşma fırsatı bulduk. Görüşmemiz tümüyle arıtma tesisi, tesisin işletme prosedürü ve bu süreçlerin Çürüksu nehrinin kirliliğine etkisi çerçevesindeydi. O görüşme ve izlenimlerimizi önümüzdeki haftaya bırakıyoruz.

0

DERİ ORGANİZE ATIKSU TESİSİ
Çürüksu serüvenimiz devam ediyor. Gezimizin ikinci bölümüne bu kez Kaklık’ta bulunan Deri İhtisas Organize Sanayi’den başlıyoruz. Burası Honaz sınırları içinde yer alıyor. Kaklık trafik ışıkları kavşağından sola dönüp birkaç kilometrelik mesafeyi aşarak varabiliyorsunuz. Kaklık mağarası civarında, Denizli Çimento’nun sağındaki dağın eteğinde, Elmalık mevkiinde kurulu. Önce hazırlık ve faaliyete ne zaman geçtiğine ilişkin bilgilere kısaca göz atalım.

3

Sanayi Bakanlığı’nın 08 09 1994 tarih ve 10567 sayılı yazısı ile kurulmuş. 1997 tarihinde arazi seçimi yapılıp, 1998 yılında olumlu ÇED raporu alınmış. Aynı yıl başlanan çalışmalar sonucunda 622593 m2’lik alan istimlak edilerek, 2002 yılında haritası bitirilmiş. Pamukkale Üniversitesi’nce hazırlanan arazinin jeolojik ve jeoteknik raporu 2002 yılında Afet İşleri Genel Müdürlüğü’nce onaylanmış. Ertesi yıl imar planı ve uygulaması bakanlıkça onanmış. Nihayet 2003 yılı son aylarında kendi öz varlığı ile alt yapı ve arıtma tesisi projelerini ihale etmiş.

4

Atık su arıtma tesisi inşaat ihalesi 2010 yılında yapılarak 2012 sonunda teslim alınmış. İhale kapsamında ön çöktürme havuzu, kum tutucu, dengeleme havuzu, kimya binası, hızlı ve yavaş karıştırıcı, biyolojik arıtma, kireçleme binası, beltpres, çamur toplama havuzu, trafo binası, arazi içi yol, arıtma tesisi, laboratuvar ve idari binası yapılmış. Bu bilgilere kurumun internet sitesinde ulaşılabiliyor.

5

29 EKİM’DE BAYRAMLIK GEZİ
Deri Organize Sanayi Bölgesi ziyaretimiz 29 Ekim gününe denk geldi. Sanayi Bölgesinde in cin top oynuyor. Kimseciklere rastlamadık. Bayram tatili dolayısıyla olmalı. Bu hem iyi hem kötü bir durum. Eğer deri sanayi işletmeleri o gün çalışıyor olsaydı, meraklı gözlere maruz kalacak, arıtma tesisini belki gezemeyecek, en azından fotoğraf çekemeyecektik. Rahatça atık su ve bölge yerleşim yollarını tespit edemeyebilecektik. O gün görevlilerin olmaması nedeniyle rahatça dolaştık. Özellikle atık su tesisine girip görme imkanı elde ettik. Kötü olanı şuydu, konuşacak kimsenin olmaması, bilgi almak için görevli birilerine rastlamayışımız, belki de oradaki çalışmalar konusundaki alabileceğimiz bilgileri kısıtladı.
Deri Organizenin atık su tesisi oldukça gelişmiş bir teknolojiye sahip görünüyor. Kapasite olarak şu anda oradaki sınırlı sayıda çalışan işletmeler için çok fazla. Toplam kayıtlı firma sayısı 12. Dolayısıyla yeterli atıksu olmadığı için tesis tam kapasite ile çalışıyor mu? Bunu öğrenmenin tek yolu yetkililerin kapısını çalmaktı.

6

2000 M3 GÜN KAPASİTE / 200 M3 GÜN KULLANIM
İlk olarak Deri Organize Sanayi İşletme Müdürü Muhteşem Şanlı’ya ulaştık. Arama sebebimizi açıkladık ve atıksu arıtmasının çalışması hakkında birkaç soru yönelttik. “Şu anda 12 tesis kayıtlı, bunların 11 tanesi faal olarak çalışıyor. Arıtma tesisinin tam kapasitesi 2000 m3 gün olmasına karşın, şimdilik günlük gelen atıksu 200 m3 gün” bilgisini veriyor Müdür Muhteşem Sanlı. “Her gün çalışıyor” diye ekliyor. Bizim ilgimizi çeken detay, atıksu deşarjının yapıldığı kanal. Gördüğümüz kadarıyla tesisten çıkan arıtılmış su, bölgenin eteklerinde bulunan dere yatağına bir boru ile bağlanmış. Borunun ağzı açıkta. “Atıksu tesisinden çıkan suyun deşarj edildiği dere kanalı giderek önce tahliye, sonra özellikle fabrikaların kullanım suyu kanallarına ulaşıyor. İleriye dönük olarak bir önlem alma çalışması var mı” diye sorduğumuzda, “ÇED raporunda” diyor Muhteşem Bey, “Bize atıksu deşarj kanalı olarak orası gösterildi.” Sonra da bizi işletmenin Çevre Mühendisine yönlendiriyor. “Bu konularda size detaylı bilgi verebilecek arkadaşımız, bizim çevre Mühendisimiz Uğur (Gün) Bey olabilir. Ben size onun telefonunu vereyim, yeteli bilgiyi ondan alabilirsiniz.” Bir süre sonra yeniden arayıp Uğur beyin numarasını iletiyor.

11

ATIKSU TİLKİ DERESİNE
Çevre Mühendisi Uğur Gün’le uzun bir telefon konuşması yapıyoruz. Konuşma genel olarak atıksu arıtması, deşarj, kontroller ve bölgedeki su kaynaklarının niteliği üzerine oluyor.
“Deri Organize Sanayi’de bulunan atıksu arıtma tesisi konusunda ben çok rahatım” diye söze başlıyor Uğur Gün. Bu güne kadar çeşitli işletme ya da organize sanayi atıksu arıtma tesislerinde çalışmış. Oldukça deneyimli. Kendine güvenli olduğu belli. Sorduğumuz sorulara açıklıkla yanıt veriyor. Eksik bıraktığımız noktalarda bizi tamamlıyor.
Deri Organize Sanayi Çevre Mühendisi Uğur Gün “Biz atıksu arıtmasından çıkan suyu Tilki Deresi olarak bilinen kanala veriyoruz” diyor. Ama tesisimiz teknolojik ve kapasite olarak sorunsuz sayılabilir. 2000 m3 gün kapasiteli bir tesis. Şu anda 200 m3 günlük kapasite ile çalışıyor. Çünkü henüz yeterince işletme yok ve gelen su miktarı bu kadar. Aslında işletmenin kapasitesi 4000 m3 olarak projelendirilmiş. İlerleyen zamanda işletme sayısının artmasıyla, gerekirse arıtma kapasitesini arttırmak mümkün. 3 kademeli bir temizleme işlemi yapıyoruz. Fiziksel, kimyasal ve biyolojik arıtma ünitelerinden oluşuyor” bilgisini veriyor.

14

ATIKSU ARITMASINDA DEVLET TEŞVİKİ
Bizim merak ettiğimiz işletmenin her gün çalışıp çalışmadığı. “24 saat ve kesintisiz olarak çalışıyor” diyor Uğur Bey. Aralıksız olarak gelen su arıtma ünitesinde işleniyormuş. Bunun maliyeti nedir diyoruz, aylık personel vb. giderleri dahil 20-25 bin TL arasında bir maliyeti varmış. Maliyet konusuna daha sonra şöyle bir tanımlama getirmeyi ihmal etmiyor, “bizim işletmelerimizin elektrik takıntısı var.” Atıksu arıtma tesislerinin elektrik giderlerine ilişkin sıkça duyduğumuz şikayetleri böyle özetliyor. “Ama” diyor, “devletin bu konuda bir teşviki var. %50’leri bulan bir teşvik. Bunun KDV’sini düştüğümüzde %30-35’leri bulan ciddi bir katkı. Bundan yararlanmak gerek.”

8

Atıksu arıtma tesisleri ile ilgili olarak Bakanlığın yayınladığı mevzuata göre günlük kapasitesi 10 bin m3 gün ve üzeri kapasitedeki işletmeler günlük online olarak izleniyormuş. Bu merkezi izlemeden dolayı büyük işletmelerde sorun yaşanması zor bilgisini ekliyor. Ama kendi işletmeleri onbin m3 gün miktarının beşte biri. Dolayısıyla online izleme değil, haftalık izlemeye tabi olduklarını belirtiyor.

9

Bir başka detayı ise içtenlikle açıklıyor, “Arıtma tesisi işletmesi az olduğu için çevre mühendisi arkadaşlarımız çalışıp bilgi ve deneyimini sahada arttırma imkanından yoksun kalıyor. Bu nedenle hem ara teknik eleman, hem kalifiye mühendis bulmak oldukça zor. İşin bilinmeyen yüzlerinden birisi bu. Eğer kalifiye ve yeterli birikime sahip insanlarla çalışmazsanız, elinizdeki işletme ne kadar gelişmiş olursa olsun sorun çıkması kaçınılmaz olabiliyor. O nedenle bu tür işletmelerde deneyimli eleman bulma sıkıntısının aşılması gerek.”

________________________________________________________________

FC_Sonbahar_denizlihhbr_450x150px-04

 

________________________________________________________________

 

ATIKSU 1/8 LİTREDE ÇÖZÜNÜR
Asıl merak ettiğimiz konuya bir kez daha geliyoruz. Deri Organize Sanayi arıtmasının deşarjı Tilki Deresi mevkiine yapılıyor. Dere ise Denizli Çimento’ya çıkan yol üzerindeki köprü altından Kaklık kaynak sularının tahliye edildiği noktaya ulaşıyor. Burada kanallardan bağlanan yeraltı suları ile birleşiyor ve arazilerin içinden giden yol boyunca batıya doğru devam ediyor. Yaklaşık bir km. sonra başka bir kaynak suyu kanalından gelen temiz su ile birleşerek Çürüksu’ya doğru yol alıyor. Kaynak suları Kaklık mağarasındaki kaynaklarla aynı karakteristik özelliklere sahip. Kokusu, beyaza çalan berraklığı aynı. Bir süre oksijenlenerek yolculuk yapan suda kokudan eser kalmıyor, daha ileride özellikle mermer sanayinin kullanım suyu olarak değerleniyor, kalanı sulama kanallarına karışıyor. Uğur Bey bu konuda çekimser kaldı. Kendi deşarj sularının sulama kanalına ulaştığını düşünmediğini, bu konuda bir şikayet almadığını söyledi. Biz ise o gün yaptığımız geziyi kanallara kadar sürdürdük. Denizli Çimento altından tarım arazileri ve mermer işletmelerine ulaşan toprak yoldan girip bir-iki km.lik bir yolculuk yaptık. Takip ettiğimiz kaynak suyu tahliye kanalı yaklaşık bir km. sonra güney doğudan gelen başka bir kaynak suyu ile birleşiyor. İşte o birleşme noktasında rastladığımız bağcı, yaptığımız kısa konuşmada suyu kendilerinin sulamada kullanmadığını ama yolun ilerleyen safhalarında arazilerde kullanıldığını, bazı zamanlar dayanılmaz bir kokuya maruz kaldıklarını söyledi.

12

Mustafa Duran Hoca’ya konuyu sorduğumda mümkün diyerek teyit etti. Kirli suyun renk, koku ve oksijen olarak çözünmesi için gereken miktar1/8’miş. Yani bir litre suyun çözünmesi için 8 litre temiz su olması gerekirmiş.

Deri Organize Sanayi bölgesine yeniden gitmek ve Çevre Mühendisi Uğur Gün ile görüşmek için sözleşiyoruz. Bizi davet ediyor. Haftanın ilk üç günü mutlaka orada bulunuyormuş, bekliyorum diyor.

ÇÜRÜKSU’NUN RENGİ DEĞİŞMİYOR

29 Ekim günü yaptığımız geziyi Çürüksu’nun Büyük Menderes kavşağına kadar olan mesafesini takip ederek tamamladık. Sanayi güzergahını Kaklık’tan dönüp aşarak ilk olarak İzmir Çevre yolundan girdik, Korucuk’taki Pamukkale-Irlıganlı kavşağındaki ana yol köprüsüne geldik. Köprü altında iki ayrı bağlantılı su yatağı var. Birisi Çürüksu yatağı. Diğeri ise Gökpınar baraj suyunun tahliye ve sulamasından arta kalan su yatağı. Akhan yönüne doğru uzanıyor. Çürüksu’nun rengi, bir hafta önce Güzelköy civarında çekip yayınladığımız fotoğraflardaki suyun renginden farksız. Nehir yatağı köprüye doğru mermer-traverten atıklarından oluşan dolgu ile iyice daralmış. Dolgunu üstü toprakla kapatıldığı için fazla sırıtmıyor. Bölgede bir mermer fabrikası dışında işletme yok.

13

Köprünün karşısına geçip, Korucuk’tan nehri takip ediyoruz. 500-1000 metre kadar gidip, ileride suyoluna ulaşıyoruz. Çevre yine mermer ve traverten atıklarının istilasına uğramış. Bazı yerleşim atıksuları kanaletlerle nehre deşarj ediliyor. Korucuk ve Goncalı tarafından gelen dere akıntıları da aynı su yataklarıyla nehre ulaşıyor. Hayvan ağılları, tarım işlikleri ve dağınık yerleşmeler tüm araziye düzensiz biçimde yayılmış. Mustafa Duran, Gökpınar bağlantılı bir su kanalının Çürüksu ile birleştiği noktayı bulmaya çalışıyor ama nafile. Onun bildiği dere ile nehir birleşme noktası çoktan dolgu yapılıp yatağın çıkışı kapatılmış.

Geldiğimiz yoldan geri dönüp Pamukkale yoluna çıkıyoruz. Bundan sonrası yol boyunca suyun sakin aktığı bir etap. Çok fazla işletme ve sanayi kirleticisi yok. Ağırlıklı olan tarım arazileri ve arazi sulama sistemleri. Çürüksu bu bölge arazileri sulamasında kullanılamıyor. Çünkü suyun çözünebileceği yan suyolu bağlantıları yok veya olanlar suyun yeterince çözünmesine elverişli değil.

10

ÇÜRÜKSU MENDERES’LE BULUŞUYOR
O günün gezisi Akköy üzerinden devam etti. Salihağa, Yukarışamlı, Aşağışamlı köylerini aşan suyolu, Sığma kasabası açıklarındaki eski Roma köprüsü altından geçip Tosunlar kasabası sınırlarında Menderes nehri ile birleşiyor. Yol boyunca aynı renkte akıyor. Menderes’e ulaşıp birleştiği noktada daha önce defalarca tanık olduğumuz bir görüntüyle karşılaşıyoruz. Suyun bir yanı kırmızı-kahverengi akıyor, diğer yanı temiz ve olabildiğince doğala yakın bir renkte. İki suyun birleşip Aydın’a doğru yolculuğa çıktığı noktaya ulaşmamız biraz maceralı oluyor. Tosunlar kasabasına gelip mevkiyi sorduğumuzda ulaşmanın zor olduğunu belirtiyor kasabada danıştığımız kişiler. Bu arada Google haritalarından belirlemeye ve yol saptamaya çalışıyoruz. Nihayet kendi yolumuzu kendimiz bulmaya karar veriyor ve kasabanın Sarayköy çıkışından güneye, seraların olduğu yöne dönüyoruz. Bir süre gidip yanlış yolda olduğumuzu fark edip geri dönüyor ve doğru yola giriyoruz. Yağmur başladı. Hafif çiseleme şiddetini arttırıyor. Yol toprak ve böyle giderse bir süre sonra çamura saplanabiliriz. Nitekim öyle de oluyor. Hedef noktaya 100 metre kadar mesafede çamura saplanıyor aracımız. 15 dakika kadar uğraşıp çıkıyoruz. Az sonra araçtan inmemiz gerek. Yol patika yaya yolu kadar daralıyor. Solumuzda Menderes akıyor ama boyumuz aşan sazlıklardan nehir görünmüyor. Bu noktalardan nehre inmek imkansız. Nihayet tam birleşme noktasında sazlıkların içinden, inmesi meşakkatli bir açıklık oluşmuş. Zemin çamurlu, bir taraftan da yağmur devam ediyor. Sazlıkları aralayıp istediğimiz noktayı nihayet görebildik.

15

Büyük Menderes binlerce yıldan beri akıyor. Çürüksu da öyle. Her ikisinin tanık olduğu gizem, ayrı ayrı ve birlikte sürdürdükleri tarihin derinliklerinden gelen bu yolculukta saklı. Birleşme belki çok sıradan ama taşıdıkları kültürü düşündüğünüzde hafifçe ürperiyorsunuz. Bundan sonrası aynı kültürlerin başka bir etabını oluşturuyor.

Şimdilik yolculuğumuz burada noktalanıyor. Son etabımıza, Aşağı Menderes suyolu güzergahına yapacağımız yolculukların bizi ne gibi sürprizlerle karşılayacağını düşünerek geri dönüyoruz…

Yorumlar

fikret   -  Bağlantı 4 Kasım 2014, 00:54

Sizin gibi yürekli ve duyarlı gazetecileri gördükçe umudumuz tükenmeyecek…
Teşekkürler ve tebrikler..

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı