CHP’li Basmacı ve Arslan’dan 17-25 Aralık açıklaması
CHP Denizli milletvekilleri Melike Basmacı ve Kazım Arslan, Türkiye’yi sarsan 17-25 Aralık operasyonlarının yıldönümünde yaptıkları açıklamada, devletin dikişlerini patlatan bu olayın unutulmayacağını ve hesabının sorulacağını ifade etti.
Haber Merkezi / DENİZLİHABER / 17 Aralık 2015 Perşembe, 11:13
Türkiye, 17 Aralık 2013’e yolsuzluk iddialarıyla gerçekleştirilen operasyonla başladı. Ardından 25 Aralık operasyonu geldi. Ayakkabı kutuları içinde çıkan paralarla simgeleşen bu operasyon, aynı zamanda AK Parti – cemaat ilişkilerini de sonlandırdı. O operasyonun ikinci yılında CHP milletvekilleri Melike Basmacı ve Kazım Arslan’dan yaşananları dile getiren açıklamalar geldi.
BASMACI: UNUTTURMAYACAĞIZ
CHP’li Melike Basmacı, 17-25 Aralık Operasyonu’nun Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihinde kara bir leke olarak yerini alacağını belirterek, kanun önünde kendisini aklatanların toplum vicdanında asla temizlenemeyeceklerini belirterek, şunları kaydetti:
“AKP’nin önümüzdeki 4 yıllık iktidarında zannedilmesin ki 17-25 Aralık olayı unutturulacak,. Zannedilmesin ki çözüm süreci denilen ihanet süreci tekrar buzdolabından çıkartılacak. Cumhuriyet Halk Partisi’nin milletinden aldığı güç ve azimle tüm bunların hesabını yine millet adına soracağından kimsenin şüphesi olmasın. CHP’nin meclise verdiği 17-25 Aralık tarihinin Yolsuzlukla Mücadele Haftası önerisi yasal olarak kabul edilmese bile, bu haftayı millete asla unutturmayacağız.”
ARSLAN: DEVLETİN DİKİŞLERİ PATLADI
CHP Milletvekili Kazım Arslan da, 17-25 Aralık’ın yolsuzluk, rüşvet ve devlet olanaklarıyla zenginleşmenin dünya tarihine geçeceğini belirterek, şu açıklamayı yaptı:
“Sadece gerçekleri açıkladığı için hapiste olan gazeteci Can Dündar, 17 Aralık için ‘Erdoğan’ın en uzun günü’ demişti. O uzun gün hiç bitmedi, bitmeyecek. Biz, o uzun günle birlikte, devleti yöneten kişi ve grupların acziyetini daha iyi gördük. Para trafiğinde yaşanan akılalmaz sıfırlama taktiklerini dinledik. Ayakkabı kutularında ülkemizin geleceğinin çalındığını daha açıkça izledik. Ülkece cemaat – hükümet depreminin nasıl bir boşanmaya sahne olduğunu, devletin dikişlerinin patladığını acı bir tecrübeyle yaşadık.”