REKLAMI GEÇ

CHP’li milletvekillerinden cezaevi raporu

CHP’li milletvekillerinden cezaevi raporu

CHP Cezaevleri İnceleme ve İzleme Komisyonu üyeleri Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca ve Muğla Milletvekili Nurettin Demir, Denizli D Tipi Cezaevi’ndeki incelemelerinin ardından izlenimlerini yaptıkları yazılı açıklamayla paylaştı. Karaca ve Demir, cezaevinde kapasitesinin üzerinde tutuklu ve hükümlü bulunduğunu, yemeklerin yetersiz olduğunu, sağlıkla ilgili konularda sıkıntılar yaşandığını ifade etti.

Haber Merkezi / DENİZLİHABER / 7 Ağustos 2015 Cuma, 08:30

CHP Cezaevleri İnceleme ve İzleme Komisyonu üyeleri Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca ve Muğla Milletvekili Nurettin Demir, Honaz’ın Kocabaş Mahallesi’ndeki Denizli T Tipi Cezaevi’nde incelemelerde bulundu. Karaca ve Demir, incelemelerinin ardından “Gerçek ve adil bir yargılanmanın olmaması cezaevlerini kapasitesi üstünde dolduruyor. Denizli D Tipi Cezaevi ziyaret notları” başlığıyla bir açıklama yaptı.

Cezaevi koşullarını incelemek ve basında yer alan işkence iddialarını araştırmak üzere Denizli D Tipi Cezaevini ziyaret ettiklerini belirten Karaca ve Demir, notlarını şöyle paylaştı:

İNCELEME YAPILAN BÖLÜMLER
Ziyaret, ağustos ayının ilk haftasında genel görüşmeye denk geldiğinden cezaevi çok kalabalıktı. Cezaevi Müdürü ile görüşme yaparak ön bilgi aldık. İddialarımızı sorduk. Ardından cezaevi sağlık hizmet bölümü, kadın, erkek ve çocuk koğuşları gezilerek, yerinde inceleme yapıldı.

CEZAEVİ VE KOĞUŞLAR KAPASİTESİNİN ÇOK ÜSTÜNDE
745 kişilik kapasitesi bulunan cezaevinde şu anda 1.337 hükümlü ve 320 tutuklu olmak üzere toplam tutuklu sayısı 1.657’dir. Ziyaretin yapıldığı gün 7 kişi daha sevk edilmiş, 1 kişi de tahliye edilmiştir. Cezaevi müdürünün aktardığı bilgilere göre, önceki yıllarda tutuklu sayısı hükümlü sayısından fazla iken, bu durum son yıllarda tersine dönmüştür.

Zaman zaman toplam tutuklu ve hükümlü sayısı 2 bin kişiyi aşan cezaevi ve koğuşlar kapasitesinin üstünde hizmet verirken, aynı zamanda da koğuşlar çok sıcak olmaktadır.

KİŞİ SAYISI GÖZETİLMEDEN YETERSİZ YEMEK PİŞİRİLİYOR
Cezaevi Müdürü’nün aktarımlarına göre, cezaevinde haftada 1 gün kırmızı et ve 2 gün tavuk verildiği, iaşe bedelinin kişi başı 5 TL olduğu, etlerin Niğde Açık Cezaevi’nden getirildiği belirtilmiştir.

Kendi aşçıları ve imkânlarıyla yemek çıkarmaya çalışan cezaevi, kapasitesinin üzerinde tutuklu ve hükümlü barındırdığı için yemekler yetmemektedir.

HASTA SEVKLERİNDE SORUNLAR VAR
Cezaevinde 1 aile hekimi, 1 hemşire, 2 psikolog, haftada 2-3 gün olmak üzere değişimli olarak Denizli Ağız Diş Hastanesi’nden gelen 1 diş hekimi, geceleri bir sağlık memuru, 1 acil sağlık odası ve yataklı bir revir bulunmaktadır.

Cezaevinde 2 yatalak ve bakıma muhtaç hasta vardır. Günlük 7,5 TL bakım ücreti karşılığında birer mahkûm bakımlarını sağlamaktadır.

Hasta sevklerinde ciddi sorunlar yaşanmakta, sevkler 6-7 ayı bulmaktadır. 1 kere sabah, 1 kere de öğlen 13.00’de olmak üzere günde sadece 2 kere sevk yapılmaktadır. Bu da hastaların yeterli ve nitelikli bir sağlık hizmeti almasını engellemektedir.

CEZAEVİ SAĞLIK HİZMET BÖLÜMÜ ZİYARETİ
Haftanın belli günlerinde sırayla geldiklerini belirten diş hekimi, cerrahi dışında protez dahil her türlü hizmeti verdiklerini ifade etmiştir.

SAĞLIK KAYIT DEFTERLERİ YETERSİZ VE DÜZENSİZ
Yapılan gözlemler sonucunda tutuklu ve hükümlülerin sağlık muayenelerinin notları bir deftere not alınmaktadır. Defter, bakkal defterini andırmaktadır. Sistematik bir sistemde tutulmayan kayıtlar, yetersiz ve düzensizdir. Ayrıca rutin olarak ağız taraması da yapılmamaktadır.

Aile hekimi ağırlıklı olarak rutin muayeneler yapmakta, basit müdahaleler ve pansuman işlerini yürütmektedir. Ağırlıklı olarak psikiyatrik hastalar bulunmakta, özellikle uyuşturucu ve hapçılar önemli denecek derecede çok ve sorunlu.

Bunun yanında en önemli sorun; en az 6-7 ay bekleyen sevkler. Bu durum özellikle durumu acil olabilecek hastaları mağdur etmektedir. Cezaevi bu konuda dış güvenlik ekibi, personel ve ekipman yetersizliğini gerekçe gösteriyor. Günde sadece 2 kere sevk yapılması, sevklerin birikmesine neden oluyor, bu da önemli sorunlara yol açıyor. Hele o gün acil sevk çıkarsa 6-7 aydır bekleyen hastanın sevki daha da sonraya kalıyor ve bekleyenlerin sayısı kar topu misali gittikçe artıyor.

“BİZİM CEZAMIZI ÇOCUKLARIMIZ DA ÇEKİYOR”
Kadın koğuşuna yaptığımız ziyarette, kadınlar pişman olduklarını ve ders aldıklarını dile getirdiler. En büyük sorunları çocuklarının kimsesiz kalması. Birçoğunun dışarıda çocuklarına bakacak kimsesi yok. Bu sebeple bizim cezamızı çocuklarımız da çekiyor, onların ne suçu var, dediler. Devletin bu konuda önlem alması gerektiğini ifade ettiler.

En büyük beklentilerinin ceza indirimi ve af olduğunu belirten kadınlar, PKK yüzünden affedilmediklerini düşünüyorlar. En azından 2 yıl adli kontrol hakkının verilmesini talep ediyorlar.

Kimsesizlik en çok göze çarpan olgu. Kadınlar kendilerine hiç sahip çıkılmadığını, 1-2 yıldır ziyaretlerine kimsenin gelmediğini belirttiler. Öyle ki mahkeme tarafından vasi atananlar dahi ilgilenmemekte, bu sebeple yaşlılık ve emeklilik paralarını alamadıklarını söylediler. Hiç yakını olmayanlar ise hiçbir yardımı alamıyor. Parası olmasına rağmen parasını alamıyor, borçlarını ödeyemiyor. Cezaevi yönetiminin bu konuda yardımcı olması ve kendilerine sahip çıkmasını istiyorlar.

“ÇOCUKLARIMIZ UYUŞTURUCU BATAĞINDA”
18 yaşın altında, genellikle ilkokul mezunu olan çocukların çoğu ortaöğretim terk. Ağırlıklı olarak hırsızlık ve gasp nedeniyle yatıyorlar. 2-3 dosyası olanlar olduğu gibi, birden fazla, hatta 3-4 kezdir cezaevlerine girip-çıkanlar var. Çoğu uyuşturucu kullanan çocuklara “bir daha kullanacak mısınız?” diye sorduğumuzda, “evet” der gibi başlarını öne doğru sallıyorlar.

“KOĞUŞLAR ÇOK KALABALIK”
Devlet memurlarının çoğunlukta olduğu koğuşlar çok kalabalık olduğu için insanlar yerde yatmak zorunda kalıyorlar. Öyle ki, geceleri tuvalete gitmek için herkes birbirinin üzerinden atlıyor.

750 kişilik kapasitesi bulunan cezaevinde 1.700’e yakın tutuklu ve hükümlü bulunmaktadır. Kapasiteyi aşan 950 kişinin nerede ve nasıl kaldığı belli değil. Kapasitesi 24 kişi olan koğuşlarda 47 kişi kalmaktadır.

“GERÇEK VE ADİL YARGILANMA YOK”
Gerçek ve adil Yargılanmanın olmaması mahkum sayısının artmasının en büyük nedenlerinden birisi. Örneğin, zamanında bakımı yapılmadığı için arızalı olan bir belediye aracı teknik bir nedenden dolayı kaza yaptığında sorumlu belediye başkanı ya da yetkililer değil, araç sürücüsü oluyor. Ya da mahkumun eğer parası varsa 3 ayda parayı verip, çıkıp gidiyor. Benzer sebeplerle özellikle garibanlar içeri atılıyor.

“YETERİNCE SPOR YAPAMIYORUZ”
Yasal olarak en az haftada bir spor yapma hakkı olan mahkumlar, yeterince spor yapamamakta, sadece 15 günde bir spor salonuna gidebilmektedir. Bunun yanında spor yapabilmek için teknik anlamda bir yeterlilik söz konusu olmadığı gibi, yeterli malzeme ve olanak da bulunmamaktadır. Mahkumların bu konuda talepleri de karşılanmamaktadır. Yer minderi taleplerinin bulunduğunu, bu talebin İl Spor Müdürlüğü tarafından kabul edilmesine rağmen, cezaevi yetkililerinin engel olduğunu belirttiler.

“MESLEK EDİNDİRME KURSLARI YOK, AĞIRLIKLI OLARAK DİN KURSLARI VAR”
Bilgisayar, saz gibi sosyal faaliyetlerin anonslarının ve duyurularının yapıldığını, ancak müracaat ettiklerinde kursların açılmadığını ve geri dönüş yapılmadığını belirttiler. Nedenleri sorulduğunda ise öğretmen olmadığı ya da yeterli sayıda başvuru yapılmadığının gerekçe gösterildiğini ifade ettiler.
Meslek edindirme ve sosyal faaliyetlere ilişkin kurslar olmamasına rağmen pek çok dini kurs, erkinlik ve yarışmanın yapıldığını söylediler. 6 vaiz çeşitli dini kurslar, etkinlikler, kuran okuma yarışı düzenlenmektedir. Özellikle cezaevinde kalanların çoğunun işsiz olduğu düşünülürse meslek edindirme kurslarının yetersiz olması önemli bir sorundur. Cezaevinde bulunan insanların cezalandırma yanında topluma kazandırılması açısından da önem taşıyan meslek edindirme kursları konusunda devlet ve cezaevi yönetimi yetersiz kalmaktadır.

SÜNGERLİ ODALAR VAR
Cezaevinde işkence olduğuna kanıt olarak süngerli odaların olduğunu belirten mahkumlar, kamera kayıtlarının da olduğu iddia etmektedir.

“KÜTÜPHANELER YETERSİZ”
Kütüphanelerin son derece yetersiz olduğunu belirten mahkumlar, kitapların çoğunun 1960-70 yıllarından kalma, eskimiş ve az çeşitli olduğunu ifade ettiler.

ÖNERİLER
-Ceza indirimi, af ya da adli kontrol süresinin uzatılması bir nebze çözüm olabilir. Bu konuda Adalet Bakanlığı nezdinde gereken çalışmalar yapılmalıdır.

-İnsanca koşulların yaratılabilmesi için cezaevinin kapasitesi üzerinde doluluğu konusunda acil önlem alınmalıdır.

-Kişi başı 5 TL olan iaşe bedeli, mahkumların ihtiyaçları doğrultusunda arttırılmalıdır.

-Yemeklerin kalitesi konusunda düzenli denetimler olmalı, mahkumların sağlıklarını gözetecek biçimde yemek listeleri oluşturulmalıdır. Yemekler de cezaevinin mevcut kapasitesi gözönünde bulundurularak, herkese yetecek şekilde getirilmelidir.

-Mahkumlara atanan vasilerin mahkumlarla yeterince ilgilenmemesi, sosyal yalnızlık duygusuna yol açarak mahkumları psikolojik olarak olumsuz etkilemektedir. Ayrıca vasiler maaşı olanların maaşını da çekmediği için bu durum maddi sıkıntılara da sebep olmaktadır. Bu konuda cezaevi yönetimi sorumluluk alarak bu konudaki mağduriyetleri önlemelidir.

-Hastane sevkleri konusunda yığılmaların önlenmesi için sevkler biriktirilmemeli, hızlıca işleme alınmalıdır. Özellikle acil hastaların sevkleri bekletilmeden, doğrudan işleme alınmalıdır.

-Yeterli ve nitelikli bir sağlık hizmeti için cezaevinin kapasitesi doğrultusunda hekim ve sağlıkçı istihdam edilmelidir. Değişimli olarak hizmet veren diş hekimi, kadrolu olarak istihdam edilmelidir. Cezaevinde sağlıkla ilgili birimler ve teçhizatlar da bu doğrultuda arttırılmalıdır. Özellikle kronik hastalıkları olanların düzenli tedavileri sağlanmalıdır.

-Mahkumların cezalarına habersiz ceza eklendiği iddiaları araştırılmalı ve araştırma sonuçlarına göre bu konuda gerekenler yapılarak, oluşan mağduriyetler giderilmelidir.

-Cezaevindeki tutuklu ve hükümlülerin çoğunun işsiz olması sebebiyle meslek edindirme kurslarının teşvik edilmesi ve desteklenmesi son derece önemlidir. Örneğin; inşaat, fayans döşeme, boyacılık, kalorifercilik, doğalgaz işçiliği gibi sertifika kursları düzenlenmelidir.

-Kamera olsa dahi süngerli odaların varlığı işkence olduğu iddialarını güçlendiren bir olgudur. İşkence ve kötü muamele konusunda gerek basında gerekse de mahkumların ifadeleri dikkate alınarak, acilen soruşturma açılmalıdır. İşkence bir insanlık suçudur. Cezaevlerinde kalan insanları toplumdan dışlamak, aşağılamak, fiziksel ve ruhsal bütünlüğüne zarar verecek şekilde davranmak yerine insanları topluma kazandırmak birinci amaç olmalıdır.

Yorumlar

harun türkmen   -  Bağlantı 7 Ağustos 2015, 14:33

2007 de ben girip çıktım valla on numaraydı. özellikler yemekler muhteşemdi.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı