REKLAMI GEÇ

İstanbul Sözleşmesi kırmızı çizgimiz

İstanbul Sözleşmesi kırmızı çizgimiz

CHP Denizli Kadın Kolları Başkanı Ayşen Kocabay, “İstanbul Sözleşmesi kırmızı çizgimizdir” dedi.

Haber Merkezi / DENİZLİHABER / 12 Ağustos 2020 Çarşamba, 13:52

CHP Kadın Kolları, 81 ilde eş zamanlı olarak basın toplantısı düzenledi, İstanbul Sözleşmesi tartışmalarına net bir tavır ortaya koydu.

CHP İl Merkezi’nde basın karşısına geçen İl Kadın Kolları Başkanı Ayşen Kocabay, Türkiye’de sosyal devlete ve adalete, ekmek gibi, su gibi bir ihtiyaç duyulan günlerden geçildiğini söyledi.

Kocabay, “Bugün ülkemizin her bir köşesi işsizlik, yoksulluk, adaletsizlik ve şiddet ile kaynarken, siyasi iktidar yangına benzin dökecek kadar kontrolünü yitirmiş kararlar alıyor. Bunun en akıl almaz örneğini de, İstanbul Sözleşmesi üzerinden kadınlara yönelik başlatılan sistematik saldırılarda görüyoruz. Cumhuriyetimizin ilan edildiği tarihten bu yana, kadınlar olarak elde ettiğimiz tüm haklar bir çırpıda elimizden alınmak isteniyor” dedi.

İstanbul Sözleşmesi’nin kadınlar için neden önemli olduğunu kavrayabilmek için içeriğini bilmek gerektiğini vurgulayan Kocabay, “İstanbul Sözleşmesi, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddete karşı devletin yapması gerekenleri içeren uluslararası hukuki bir belgedir. İstanbul Sözleşmesi’nin 4 temel hedefi vardır. Birincisi; kadına karşı şiddetin önlenmesi için devletin tedbirler alması gerektiğine işaret etmektedir. İkincisi, eğer kadına karşı şiddet hala devam ediyorsa, kadın-erkek eşitsizliği sürüyorsa devletin kadınların hayatını korumak için etkin adımlar atmasını istemektedir. Devlete ‘6284 sayılı kanunu uygula, kadınları aktif ve etkin koru’ demektedir. Üçüncü adımda ise şiddet önlenemediyse, kadınlara zarar veren erkeklerin adil yargılanması ve cezalandırılması gerektiğini vurgulamaktadır. Devlete ‘Etkin ceza sistemi uygula, adaleti sağla’ demektedir. Dördüncü ve son adımda ise sözleşme devlete kadınların daha güçlü bireyler olabilmesi, hayatın her alanında yer alabilmesi için çalışmalar yapması gerektiğini işaret etmektedir” dedi.
Birilerinin iddia ettiği gibi İstanbul Sözleşmesi’nin yuva yıkmadığını anlatan Kocabay, “Sözleşme, bir ailede şiddet gören kadın varsa erkeğin cezalandırılması gerektiğini söylüyor. Hiçbir dine ya da kültüre aykırı kurallardan bahsetmiyor; çünkü tüm kadınların şiddetten korunmasını amaçlıyor. Sözleşme; kadınların beyanı nedeniyle erkekleri delilsiz olarak cezalandırmıyor. Sözleşmeye göre kadının beyanıyla yalnızca kadın için acil koruma tedbirleri alınması öngörülüyor. Türkiye’de boşanmalar aile içi şiddet ya da anlaşmazlık nedeniyle gerçekleşiyor; yine birilerinin iddia ettiği gibi İstanbul Sözleşmesi’nde boşanma kavramının geçtiği ya da ima edildiği tek bir satır yok.
Sözleşme toplumu cinsiyetsizleştirmiyor; aksine hiç kimsenin cinsiyetinden ötürü ikinci sınıf insan muamelesi görmemesini teminat altına alıyor.
Erkekler, İstanbul Sözleşmesi’nden rahatsız değil; eşine, sevgilisine ya da hiç tanımadığı bir kadına şiddet uygulayan, katleden, tacizci, tecavüzcü erkekler rahatsız. Kısacası, İstanbul Sözleşmesi, rengi, dili, dini, kılık kıyafeti, dünya görüşü ne olursa olsun tüm kadınların şiddet görmemesi için var. Kadınların erkeklerle aynı haklara sahip olabilmesi için var” dedi.

Türkiye’de neredeyse her gün bir kadının öldürüldüğü, tacize, tecavüze ya da farklı şiddet türlerine maruz kaldığını ifade eden Kocabay, “İstanbul Sözleşmesi, bizim kırmızı çizgimizdir. Bu çizgiyi aşanlara, sözleşmeyi uygulamak yerine kaldırmak isteyenlere oturdukları koltukları dar edeceğiz” dedi.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı