Öztürk: “Bir yılda ne değişti?”

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşmeleri devam eden Yargı Reformu’nun 11 Maddesi ile ilgili söz alan İYİ Parti Denizli Milletvekili Yasin Öztürk, önce Barış Pınarı Harekatı’na değindi. Bazı kesimlerin Barış Pınarı Harekatı’na sürekli savaş ve işgal dediklerini ifade eden Öztürk, “Eskiden Osmanlı Devleti’nde askerlerin savaşlara hazır olmaları için matrak oyunu vardı, antrenman niyetine oynanırdı. Türk Ordusu teröristle savaş yapmaz, olsa olsa matrak yapar” dedi.

“REFORM OLARAK SUNULAMAZ”
Yargı Reformu Paketi’nde Türkiye Adalet Akademisi’nin hukuki düzenlemeyi öngören maddeye ilişkin görüşlerini açıklayan Öztürk, 2003 yılında AK Parti tarafından kurulan, 15 Temmuz Darbe girişiminin ardından da FETÖ bağlantısı nedeniyle kapatılan kurumun yeniden açılmasının reform olarak sunulduğunu kaydetti.

“KURUMUN KAPATILMASININ ÜZERİNDEN DAHA BİR YIL GEÇTİ”
Öztürk, “Türkiye Adalet Akademisi’nin hakim ve savcıların eğitilmesi, yargıda bağımsız kararların hakim olmasını sağlamak amacıyla 2003 yılında kurulmuştur. AK Parti’nin daha ilk yılını doldurmadığı, Cumhurbaşkanı’nın da dediği gibi daha çıraklık dönemleri. 15 Temmuz darbe girişiminin hemen ardından FETÖ yapılanmasının hizmetinde olarak gösterilen kurum Temmuz 2018 tarihinde kapatılıyor. 2003 ile 2018 arasında Türkiye’de AK Parti iktidarda” dedi.

“SİYASET MEKANİZMASININ HİZMETİNE AÇILMAYA ÇALIŞILIYOR”
Adalet Bakanı’nın sosyal medyadan Adalet Akademisi ile ilgili yayınladığı mesajı da paylaşan Öztürk, “Hani denir ya yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır. Yargı sözde değil özde bağımsız olsun ve hiçbir kurumun, kişinin, cemaatin kontrolü altına girmesin. Ancak görünen o ki, cemaat yapılanmasının hizmetinde olduğu için kapatılan kurum, şimdi de siyaset mekanizmasının hizmetinde açılmaya çalışılıyor. Kanunla kurulması gereken bir kurum, Cumhurbaşkanı kararnamesi ile kurulamaz” dedi.

Kurumun kapatılmasının üzerinde daha bir yılın geçtiğini belirten Öztürk, “Bir yılda kurumun yapısında ne değişti. Kararnamede akademinin görevleri kanunlarla ve Cumhurbaşkanı kararnameleriyle verilen görevleri yapmak olarak tanımlanıyor. Ağzımızı açınca yargı bağımsızdır diyoruz. Kanunu anladık da, Cumhurbaşkanı kararnameleriyle verilen görevleri yapmak, yargı bağımsızlığı ile bağdaşır mı?” diye sordu.

“DEVLET YARGI SİSTEMİNİ FİNANSE EDEMİYOR MU?
Kararnamede gelirler başlıklı bölümün de dikkat çekici olduğunu belirten Yasin Öztürk, “Akademiye yapılacak her türlü yardım, bağış ve vasiyetler gelirler adı altında sıralanıyor. Türkiye Adalet Akademisi TÜRGEV değil ki, bağımsız yargı mensuplarını yetiştirecek bir kurum. Devlet, kendi yargı sistemini finanse edecek güve sahip değil mi ki, adalet sisteminin omurgası olan hakim ve savcıları yetiştiren akademiyi yardım ve bağışlara ihtiyaç duyacak konuma getiriyor. O zaman adı FETÖ olmaz da, başka bir cemaat olur, çıkar grubu olur, örgüt olur, parayı verir ve kontrolü eline geçirir” diye konuştu.