MHP’li Ayhan’dan, ‘Sütü bozuk’ çağrısı

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Denizli Milletvekili Ayhan, Ülkemizde gıda skandallarına her gün bir yenisinin eklendiğini ileri sürerek “Süte su katmaya heves eden ve tarihi geçmiş sütleri fırsattan istifade ederek elinden çıkarmaya çalışan hükümet yönlendirmeli sütü bozuklar varsa adalet bunların yakasına yapışmalı ve gereğini mutlaka yerine getirmelidir” dedi.
/ DENİZLİHABER / 19 Mayıs 2012 Cumartesi, 17:28
Ülkemizde gıda ve tarım ürünleri konusunda yoğun bir kaçakçılığın söz konusu olduğunu ileri süren Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan, “Türkiye Ziraatçılar Derneği tarafından yapılan ve resmi rakamlara dayanan bir araştırmaya göre kaçak gıda ve tarım ürünleri girişi, 10 milyar dolar gibi bir değere ulaşarak neredeyse resmi ithalat miktarına yaklaşıyor. Türkiye’de yıllık tüketimin yaklaşık beşte birine yakın 500 bin ton kaçak şeker 25 bin ton kaçak sigara, 60 bin ton kaçak çay, 100 bin şişe kaçak alkollü içki, 500 bin civarında kaçak canlı hayvan, Türkiye genelinde tüketilen etin üçte biri kayıt dışı, ne kivi, muz, kavun, karpuz, ananas ve mango, her türlü konserveler, salam, sosis gibi hazır et ürünleri, sos, mayonez, ketçap gibi gıda katkıları, kek unu, hazır çorba, biber tozu pirinç ve bakliyat, zirai mücadele ilaçları ülkemize kaçak yollardan girmektedir. Bu durum sınır boylarında ve kapılarında etkin bir denetimin sağlanamadığını ortaya koymaktadır. Ancak olayın ekonomik boyutuna baktığımızda, sorunun daha karmaşık olduğu görülmektedir. Kaçakçılık sektörünün bu kadar ‘kârlı’ bir sektör haline gelmesinde, kaçak alkol olayında gözlendiği gibi yüksek vergiler nedeniyle iç piyasada fiyatların aşırı yükselmiş olması ve et olayında gözlendiği gibi üretim düzeyinin yetersizliğinden ötürü zaman zaman aşırı fiyat artışlarının ortaya çıkması önemli bir rol oynamaktadır” dedi.
‘HALK SAĞLIĞI TEHLİKEDE’
Kaçak ve kayıtdışı gıdaların halk sağlığını tehdit ettiğini kaydeden Ayhan, “Türkiye Ziraatçılar Derneği’nin yaptığı araştırmada sağlıksız üretimin yanı sıra hileli üretimin de son derece yaygınlaştığı gözlenmiştir. Maalesef ülkemizde özellikle üretim aşamasında yeterli bir denetim uygulandığını söyleyebilmek mümkün değildir.Gıda skandallarına her gün bir yenisi eklenirken, vatandaşlar artık ne yiyeceğini, kime güveneceğini şaşırmış durumdadır. Sürekli tükettiği gıdalar sahte, zehirli, hileli, bozuk çıkmaktadır. Peki Hükümet ne yapıyor, AKP Hükümeti de malum, her defasında bozuk plak gibi aynı açıklamalar var. Son birkaç aydır kaçak ve kayıtdışı gıdalarla ilgili gündeme gelen haberlere bir bakalım. Sahte bal, insan sağlığını tehdit ediyor. Yabancı bir kuruluşun raporu yayınlandı. En zehirli meyveler ülkemizde imiş. İlk 3 sıra bizde. Sebze meyvede tehlikeli düzeyde ilaç kalıntıları var. Salam, sucuk ve sosiste skandal. Bazı et ürünlerinde kullanılan nitrat oranının kanserojen madde içeren düzeye çıktığı tespit edildi. Hileli gıda ürünleri kervanına kaşar peyniri de katıldı. Uzmanlara göre bu ürünler kansere bile yol açıyor. Ekmeğe de hile karıştı. Yediğimiz ekmeklerin bir çoğunun boya katılarak rengi değiştirilmiş ekmekler olduğu ortaya çıktı” diye konuştu.
‘GEREĞİNİ YAPIN’
Türkiye genelinde okullarda verilen sütlerde bazı sorunlar olduğunu ve yurdun dört bir yanında sütten kaynaklanan rahatsızlıklar görüldüğünü hatırlatan Ayhan, Sağlık Bakanı, “Zehirlenme yok, rahatsızlığın nedeni süt hazımsızlığı.” Milli Eğitim Bakanı, ‘Zehirlenme vakası değil, çocukların süte karşı hassas”. Tarım Bakanı, ‘Gıda veya süt zehirlenmesinden hastanede yatan veya hastaneye kaldırılan bir öğrenci yoktur’ diye açıklamalar yapmıştır. Bu bahaneler ve saçmalıklar bir tarafa bırakılmalı, vakit kaybetmeksizin süt dağıtımındaki belirsizlikler ve riskler giderilmelidir. Süte su katmaya heves eden ve tarihi geçmiş sütleri fırsattan istifade ederek elinden çıkarmaya çalışan hükümet yönlendirmeli sütü bozuklar varsa adalet bunların yakasına yapışmalı ve gereğini mutlaka yerine getirmelidir. Kesinlikle gıda işine de el atılması gerekmektedir. Gıda üretiminde etkin bir denetim sistemi oluşturulmalı, tüketiciyi aldatanlara, halkın sağlığıyla oynayanlara hak ettiği ceza verilmeli ve bunlar kamuoyuna teşhir edilmelidir. Yoksa bu gidiş hiç iyi bir gidiş değil!” diye konuştu.