REKLAMI GEÇ

“DARBECİLER YARGILANSIN”

“DARBECİLER YARGILANSIN”

12 Eylül 1980 darbesinin 31’inci yıldönümünde, 78’liler Derneği öncülüğünde toplanan bir grup, Delikliçınar’da basın açıklaması yaptı. Çeşitli siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri de basın açıklamalarıyla, 12 Eylül’ü değerlendirdi.

/ DENİZLİHABER / 12 Eylül 2011 Pazartesi, 17:43

12 Eylül 1980 darbesinin 31’inci yıldönümünde, 78’liler Derneği öncülüğünde toplanan bir grup, Delikliçınar’da basın açıklaması yaptı. Grup adına açıklamayı Ziraat Mühendisleri Odası Denizli Şube Başkanı İbrahim Gür yaptı. Gür, “Türkiye’yi kaosa götürenler yargılanmalı. Terörle işbirliği yapanlar, köylerdeki masum insanları köylerinden edenler, insanları suçsuz yere öldürenler, ceza evlerinde işkence yaparak insanları öldürenler artık yargılansın” dedi.
Yoğun güvenlik önleminin alındı basın açıklamasında grup olaysız bir şekilde dağıldı.

12 Eylül 1980 darbesinin 31’inci yıldönümünde, çeşitli siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri da yaptıkları basın açıklamalarıyla, 12 Eylül’ü değerlendirdi.

“12 Eylül 1980 asker darbeydi
Bugün ise AKP’nin sivil darbesi var”
CHP İl Başkanı Himmet Yavaş, “1980 askeri darbeyi unutmayacağız, unutturmayacağız. Askeri darbe ile binlerce insanımızın gözaltına alınıp tutuklandığını, emekçilerimizin haklarımızın alındığını, toplu iş sözleşmelerimizi, işçi sendikalarımızı, işçilerimizin, öğretmenlerimizin, öğretim görevlilerimizin, hakim ve savcılarımızın işlerini kaybettiğini, gazetecilerimizin tutuklandığını, Kitaplarımızın ve dergilerimizin toplanarak yakıldığı, kısacası örgütlü bir toplum olmaktan çıkarıldığımızı görmekteyiz. 12 Eylül 1980 Askeri ve kanlı bir darbeydi. Bugün ise AKP’nin sivil darbesi ile karşı karşıyız” dedi. Yavaş, “12 Eylül 1980 darbesi ile 30 üzerinde gazeteci yazar tutukluydu bugün ise bu say 60’ın üzerindedir, o günlerde kitaplarımız toplanıyordu, bugün ise yazılmadan toplanmakta,
12 Eylül darbesi ülkeyi kurtarma bahanesiyle askeri darbe oldu. O günden bugüne demokrasimiz daha da geriye gitti. Şimdi ise ne yazık ki; o acıları sömüren, istismar eden ve bu istismarın üzerinden iktidarını sağlamlaştırmaya çalışan sözde sivil bir hükümet var.
AKP, 12 Eylül politikalarını eksiksiz bir şekilde hayata geçirdi. O gün de gazeteciler tutukluydu, bugün de gazeteciler tutuklu, 12 Eylül’ün o karanlık günlerinde kitaplar yakılıyor, matbaalar basılıyor, arama yapılıyordu. Bugün de değişen bir şey yok. Hatta, sözde sivil AKP hükümeti, artık kitap yakmak yerine, kitabı henüz basılmamışken imha etme yolunu seçiyor
12 Eylül Darbesi’nin hesabını soracağını söyleyen ve referandumda bunun istismarını yapan AKP; 12 Eylül faşizmiyle hesaplaşamamıştır. Aksine; 12 Eylül’de yaşanan acıları sömürmüştür. 12 Eylül 2010 referandumu öncesi, ‘darbecilerin yargılanacağı yalanı’nı söyleyen AKP 12 Haziran seçimleri öncesi Kenan Evren’in ifadesini “göstermelik” olarak aldırttı. Hala dava açılmamış olması, AKP’nin 12 Eylül’le hesaplaşamayacağının en açık göstergesidir. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki, 12 Eylül’de “Sıkıyönetim Mahkemeleri” dönemin iktidarının isteği üzerine kapatıldı. Bugün ise Özel Yetkili Mahkemeler, iktidarın istekleri doğrultusunda çalışıyor. Deniz Feneri Davası savcıları, denetim altına alınamayınca, görevlerine son veriliyor.0 günlerde 1980 askeri darbe anayasası vardı bugünlerde AKP’nin baskıcı sivil anayasası vardır. Demokratik, Eşitlikçi ve özgürlükçü bir anayasa yapılmadıkça bizler daha çok darbeler görürüz ve göreceğiz. CHP bu karanlık tabloyu dağıtmak için vardır ve var olacaktır” dedi.

“Yaşayanları yargılayamayan birkaç ülkeden biriyiz”
Makine Mühendisleri Odası (MMO) Denizli Şubesi Yönetim Kurulu Sekreteri Fatih Yaşa ise Türkiye’nin, darbecileri ve darbe döneminde yaşananları hala yargılayamayan birkaç ülkeden birisi olduğunu belirtti. 12 Eylül darbesinin, devletin, siyasetin, ekonomi ve toplumsal yaşamın emeğin aleyhinde yeniden yapılandırıldığı bir dönemeç olduğunu iddia eden Yaşa, “Bugün yaşadığımız, planlamadan, sosyal devlet anlayışından uzaklaşma, gelir dağılımındaki adaletsizlik, emekçi haklarının tırpanlanması, kamunun birikiminin Özelleştirme uygulamalarıyla talan edilmesi, neoliberal politikalarla ABD-AB, Dünya Bankası-IMF güdümünde bir Türkiye, toplumsal değerlerin yok oluşu, değerlerin rant uğruna feda edilmesi 12 Eylül’ün sonucudur. Bu 12 Eylül’ü yaratan güçlerin tam da istediği sonuçtur” dedi. Yaşa, Türkiye’nin, darbecileri ve darbe döneminde yaşananları hala yargılayamayan birkaç ülkeden birisi olduğunu, toplumun tüm kesimlerinin katılımı ile gerçekleştirilecek yeni bir anayasaya ihtiyaç bulunduğunu ifade eden Yaşa, şunları kaydetti:
“Demokratik, eşitlikçi ve özgürlükçü bir Anayasa hayata geçirilmedikçe, sosyal hukuk devleti egemen kılınmadıkça, ekonomi ve dış politika ülke ve halkın çıkarları yerine belli çevrelerin güdümünden çıkartılmadıkça, her türlü emperyalist bağımlılık terk edilmedikçe, 12 Eylül Anayasası ile gasp edilen grevli, toplu sözleşmeli sendikalaşma hakkı bütün çalışanlara yeniden tanınmadıkça ve cuntacılar yargılanmadığı sürece 12 Eylül’ün yarattığı düzeni aşmak mümkün olmayacaktır. Darbecilerini yargılayamadığı sürece Türkiye’deki demokrasi kavramı daima yaralı ve tartışmalı olarak kalacaktır. ”

“Sorumlular yargılanmalı”
Eğitim-İş Denizli Şube Başkanı Namık Kemal Aydoğan ise 12 Eylül darbesinin sorumlularının yargılanması gerektiğini söyledi. Aydoğan, “12 Eylül’ün oluşturduğu korku düzeninin izleri günümüze kadar ulaşmıştır. Bunların izlerinin silinmesinde herkese sorumluluk düşmektedir. Sözde demokrasi havarisi kesilenlerin öncelikle yapması gereken, darbeyi gerçekleştirenleri yargıya intikal ettirmektir.12 Eylül 2010 tarihinde gerçekleştirilen anayasa değişikliği paketinde en büyük propagandayı 12 Eylül darbesini gerçekleştirenlerin yargılanacağı üzerinden yapan AKP iktidarı, bugüne kadar bu vaadini gerçekleştirmemiştir. Görülen o ki; ABD den izin alınmadan bunları gerçekleştirecek siyasi irade henüz ülkemizde oluşmamıştır. Unutulmasın ki, demokrasi konusunda samimi olanların gerçek açılımı, önce 12 Eylül sorumlularını ve destekçilerini yargılamaktan geçer.12 Eylül 2010 referandumunda anayasada yapılan değişikliklerin halkı aldatmaya yönelik olduğu daha bir yıl geçmeden anlaşılmıştır. Demokrasimiz önünde asıl engel teşkil eden YÖK, zorunlu din dersi, seçimlerde uygulanan yüzde 10 barajı, partiler yasası, daha yüzlerce yasa ve hukuk dışı uygulama, bugün hala varlığını korumaktadır. 12 Eylül faşist yönetiminin oluşmasına neden olanları şiddetle kınıyoruz. Demokrasi ve hukuk dışı arayışların hiçbir dönem çözüm olamayacağı inancındayız. Darbenin kirli ilişkileriyle bugün önemli görevlerde bulunanların da gerçek yüzlerinin ortaya konulması, kamuoyu vicdanında yaraların sarılmasında önemli rol oynayacaktır” diye konuştu.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı