REKLAMI GEÇ

ZEYBEKCİ “VEKİL OLMAYACAĞIM”

Denizli Belediye Başkanı Nihat Zeybekci, 2010 yılındaki beklentilerinden, özel zevklerine, projelerinden, kişisel hedefine kadar kendisi ile ilgili tüm bilinmeyenleri DENİZLİHABER’e anlattı.

/ DENİZLİHABER / 1 Şubat 2010 Pazartesi, 18:02

Kendini neden Necip Fazıl Kısakürek’e benzetiyor?2023 yılına kadar neden başkanlık yapmak istiyor? Tüm bunların cevabı aşağıda… Murat Acar sordu, Nihat Zeybekci dobra dobra yanıtladı.

DENİZLİHABER: 2009 yılı Denizli, Denizli Belediyesi, Nihat Zeybekci ve ailesi açısından nasıl geçti?
NİHAT ZEYBEKCİ: 2009 yılı Denizli açısından bütün Türkiye’nin yaşadığı ve Denizli’nin de yaşadığı ekonomik sıkıntılarla geçti. Ekonomik kriz ile birlikte Denizli’de 151 bin SSK’lı çalışan sayısı 129 bine düştü. 22 bin tane kayıtlı 10 bin tane de kayıt dışı çalışan yani 30-35 bin insanın işini kaybettiği Denizli’de, bu rakamlar krizin Denizli açısından ne kadar kötü geçtiğinin bir göstergesi oldu. Bizi sevindiren ise kaybettiğimiz iş gücünün 2009 yılının ikinci yarısında tekrar geri gelmesiydi. 129 binlerden bugünlerde 140 binlere yaklaştık SSK’lı sayısı ile. Bu bizi sevindirdi. Denizli Belediyesi için ise 2009 yılı iyi geçti. Biliyorsunuz yerel seçimlerin olduğu bir yıldı 2009 yılı. Bir seçim geçirdik. İkinci beş yıllık döneme başladık. Seçim döneminde çok üzüldüğümüz ve çok sevindiğimiz şeyler oldu. Sevindiren olay şuydu. Denizli Halkı hizmeti ödüllendirdi ve “Hizmete devam edin” dedi. Seçim kampanyamızdaki sloganımızdaki gibi “Durmak yok hizmete devam” dedik. Bizi üzen ise siyasi yarışta bizi derinden yaralayan ise siyasi ahlakın yok olduğu siyasi nezaketin yok olduğu bir seçim olmasıydı. Asla bir araya gelmesi beklenmeyen siyasi fikirler ilginçtir bir araya geldi. Üzüldüğümüz bu oldu. Şahsım ve ailem açısından da 2009 yılı iyi geçti diyebilirim. Allaha şükürler olsun ki aile olarak sağlıklıyız. Belediye başkanlığı dışında kendi işlerimizde herkes gibi bizde sıkıntı yaşadık. Çocuklarımız büyüdü ve üniversiteye başlayacaklar. Bu da tabiî ki bizi sevindiren şeyler arasındaydı 2009 yılında.

DENİZLİHABER:2010 yılından beklentileriniz neler. 2010 sizce nasıl geçecek?
NİHAT ZEYBEKCİ: 2010 yılının ikinci yarısından itibaren ülkemizde ekonomik kriz anlamında eğer yeni bir şey olmazsa yeni bir tetikleme olmazsa toparlanma artık iyice hissedilecek diye tahmin ediyorum. İhracatçı açısından 2010 yılı 2009 yılından kesinlikle daha iyi olacak. Bunu son gittiğimiz Almanya’daki Heim Tekstil Fuarı’nda da hissettim. Müşterilerin bize vermiş olduğu izlenim ve görüntü bu yönde. Denizli Belediyesi anlamında da 2010 yılı alt yapının Haziran ayına kadar süreceği, ardından üst yapı dediğimiz kaldırım, yol ve peyzaj çalışmalarının yaşanacağı bir yıl olacak. 2010 yılında belediye inanılmaz çalışacak diyebilirim. Daha önce alt yapı ile Denizli’nin altını üstüne getirmiştik. Şimdi üstünü altına getireceğiz.

DENİZLİHABER: İkinci beş yıllık döneminizin başında 77 Dev Proje sloganıyla yola çıktınız. Bu projeler ne durumda? Program olarak geride misiniz yoksa programın önünde misiniz? Ayrıca bu alt yapı çalışmaları ile ilgili son yaptığınız basın toplantısında vatandaşlara teşekkür ettiniz. Alt yapıdaki son durum nedir?
NİHAT ZEYBEKCİ: Öncelikle 77 Dev Proje’de şu anda hedeflediğimiz, planladığımızdan önde gidiyoruz. Bunu gururla söyleyebilirim. Alt yapıya gelince, alt yapı çalışmaları sloganımızla söyleyecek olursak “Yüzyılın dev alt yapı projesi” çok iyi gidiyor. Bu bizi gururlandıran bir çalışma. Bu çalışmanın dünyada eşi benzeri yok. 320 bin insanın yaşadığı bir kentin tam orta yerinde hayat orada devam ederken, böyle bir çalışmanın içine giriyorsunuz. Bu büyük bir cesaret işi. İçme suyu, kanalizasyon, yağmur suyu hatları değiştiriyorsunuz. Bu bir Denizli başarısıdır. Ben DENİZLİHABER vasıtasıyla Denizli’de yaşayan vatandaşlarımıza bir kez daha gösterdikleri sabırdan dolayı teşekkür ediyorum. Bu sabrı ve bu desteği açıkçası beklemiyorduk. Bu Türkiye’ye örnek olacak bir proje ve dayanışmadır. Bunun sonuçlarını da inşallah hep beraber göreceğiz. Hayat ve sağlık kalitemiz yükselecek.

DENİZLİHABER: Şu ana Nihat Zeybekci tabiri caizse tırnaklarıyla kazıyarak geldi. Köyde, çift sürdünüz, tarlada çalıştınız. O yoklukta okudunuz. Sonra doğdunuz topraklara geri döndünüz. Başarılı bir iş yaşamı ile birlikte ihracatçılar birliği başkanlığı yaptınız, ardından bununla yetinmeyip memleketinize şimdi de Belediye Başkanı olarak hizmet veriyorsunuz. Nihat Zeybekci’nin bundan sonraki kişisel hedefi nedir? Sizin milletvekili olmak istediğiniz kulislerde konuşuluyor. Bu doğru mu?
NİHAT ZEYBEKCİ: Keşke köyümüze geri dönebilsek. Tabi bu imkansız, onlar bizim için geçmişte bir hatıra olarak kaldı. Ben belediye başkanı olmadan önce her hafta sonu köyüme giderdim. Ama artık ancak bayramlarda gidebiliyoruz. Milletvekilliği gibi bir hedefim hiçbir zaman olmadı. Ne benim ne ailemin böyle bir hedefi düşüncesi yok. Olmadı olmayacak da. Böyle bir hedefim olsaydı. 2002 seçimlerinde vekil olurdum. Böyle bir amacımız olsaydı son seçimlerde tekrar başkanlığa aday olmaz gider milletvekilliğine aday olurduk. Ben belediye başkanlığını büyük bir haz ve zevkle yapıyorum. Tabi buradan milletvekilliğini küçümsediğim gibi bir anlam çıkarmayın. Asla böyle bir düşüncem olamaz. Demokrasinin en kutsal kurumudur TBMM. Onun üzerinde hiçbir güç tanımıyoruz. Millet iradesinin teşekkül ettiği yerdir orası. Ama belediye başkanlığı kurumu beni inanılmaz şekilde tatmin ediyor. Denizli Belediye Başkanı olmak benim için güzel bir fırsat ve şanstır diye düşünüyorum. Denizli Halkı’na hizmet etmekten büyük haz ve şeref duyuyorum. Eğer zorunda kalırsam 2023 yılında, yani Cumhuriyet’in 100 yılına Denizli Belediye Başkanı olarak girmek isterim.

DENİZLİHABER:Bu cümleden uzun yıllar Denizli Belediye Başkanlığı görevini sürdüreceğiniz anlamını mı çıkarmalıyız?
NİHAT ZEYBEKCİ: Milletin sizden ne istediğini siz anlarlısınız. Bu mevkide böyle mevkilerde olan insanlar, yeni fikir ve yeni nesillere saygı göstermeli ve çekilmeli. ‘Benim daha yapacak çok şeyim var. Ben olmazsam bu projeler olmaz. Ben olmazsam bu işler yarım kalır’ söylemleri çok yanlış ve millete vatandaşa yapılacak en büyük ayıptır. Bu şu demek ‘Tek işe yarayan ben varım. Benim dışımda kimse işe yaramaz. Bu bir hakaret ve büyük saygısızlıktır. Ne demek istediğimi sanırım anladınız. Ama siyaseten hizmet etmek gibi bir zorunluluğumuz olursa, vatandaş bizim önümüze böyle bir zorunluluk getirirse ben başkanlığa devam ederim. Yoksa neyi nereye kadar nasıl yapacağımız bellidir.

DENİZLİHABER: Herhangi bir projenin ya da yapının bitiminden sonra karşısına geçip baktığınızda nasıl duygular içinde oluyorsunuz, neler hissediyorsunuz?
NİHAT ZEYBEKCİ: Bu Milletvekilliğinde ya da ne bileyim bir bakanlık görevinde olduğunuzda yaşayamayacağınız bir şey. Bakanlık ya da vekillikte onun başında birebir durup ta onun toprağa düşmesi, çimlenmesi,ortaya çıkması yeşermesi ve meyve vermesi evrelerini doya doya yaşayamazsınız. Ama belediye başkanlığı öyle değil. Toprağa diktiğiniz bir tohumun bütün aşamalarını doya doya görüyor, yaşıyor ve tatmin oluyor ve en sonda hasat zamanı geldiğinde ortaya çıkan ürünü gördüğünüzde karşısına geçip seyrettiğiniz de büyük bir zevk ve haz alıyorsunuz. Bir yerde düşündüğünüz bir spor salonu, bir park, bir köprü, bir yol orada hiçbir şey yokken önce hayal ediyorsunuz, sonra en son bitirip ortaya bir şey çıktığında Allah’ın herkese nasip etmesini isteyeceğim bir zevk ve haz alıyorsunuz.

DENİZLİHABER:Yoğun tempo içinde boş vaktiniz kalıyor mu, kalıyorsa ne yapıyorsunuz?
NİHAT ZEYBEKCİ: Cenab-ı Allah insan kapasitesini yaratırken, sonsuz bir kapasite ile yarattı. Akıl olarak da, hafıza, dayanma gücü olarak da. İnsan çok nadir ve narin bir yapıdadır. Ama istersiniz boş vakit yaratabilirsiniz kendinize. Ben 2009 yılında çok üzücü bir olay yaşadım. Ağabeyimi kaybettim. Ağabeyimin rahatsızlığı döneminde 18 gün boyunca hastanede başında bekledim. Bir anda bütün zamanınızı Allah kimseye vermesin, boşa çıkarabiliyorsunuz. Öyle olmadan bile çıkarmak lazım. Ben bunu başkanlık dönemimde yapamıyorum. Boş vakit çıkarmak lazım aslında. Sanırım kendimizi böyle avutuyoruz. Ne kadar yüklerseniz yükleyin insan kaldırır. Aslında söylemek istediğim tam olarak bu.

DENİZLİHABER: Bu yoğun tempoya nasıl yetişiyorsunuz? Nasıl ayakta kalıyorsunuz? Sporla mı zinde kalıyorsunuz? Yoksa vitamin mi alıyorsunuz?
NİHAT ZEYBEKCİ: Spor da yapmıyorum, vitamin de almıyorum. Ama artık spor yapmanın zamanı geldi diye düşünüyorum. Spora vakit ayırmak gerekli. Çok kilo aldım. Ayrıca beyin ve fiziksel olarak yorgunluk ibareleri kendini göstermeye başladı. Kendimize iyi bakmamız lazım. Yakında spor yapmam gerekiyor sanırım.

DENİZLİHABER: Özel bir zevkiniz ya da beceriniz var mı? Mesela şiir yazar mısınız?
NİHAT ZEYBEKCİ: Şiir yazardım. Lise yıllarında hala saklarım. Ama artık yazmıyorum. Ama şiir okumayı çok severim. En sevdiğim şair Necip Fazıl Kısakürek. Çünkü şahsiyet olarak kendimi çok buluyorum onda. Eğilmeden, bükülmeden, adam gibi dolu dolu, menfaat gözetmeden seven böyle bir hayatı olan birisi. Hayatım boyunca aç gezdim. Hiçbir şeysiz yaşadım. Hayatım boyunca defalarca sıfırda olmak ya da olmamak noktasında bulundum. Allah beni bugüne kadar kimsenin önünde el pençe durdurtmadı. Kimsenin önünde eğilmedim. Bir lokma bir şey istemedim.Üstat Necip Fazıl Kısakürek’te öyle yani. Onun hayatı da öyle. İdeallerim uğruna her şeyi feda ederim. Ne kendim ne özel hayatım. İşim, gücüm fabrikam. İşte böyle yani Üstat’da çok kendimi buluyorum. O yüzden onu çok seviyor ve şiirlerini zevkle okuyorum.

NİHAT ZEYBEKCİ İLE KISA KISA
Son okuduğu kitap: Elif Yatağan’dan Aşk, Ahmet Ümit’den Bab-ı esrar. Benazir Butto.
Son izlediği film: Nefes.
En sevdiği müzik dalı: Türk halk, Türk sanat ve Türk pop müziği.
En sevdiği film tarzı: Her tür film.
En beğendiği şair: Necip Fazıl Kısakürek. Ümit Yaşar Oğuzcan. Nazım Hikmet.
TV’de takip ettiği dizi: Dizi izlemiyor.
En sevdiği ses sanatçısı: Candan Erçetin, Nalan Altınörs, Ahmet Özhan. Sertap Erener.
En sevdiği film sanatçısı: Şener Şen. Kemal Sunal.
Tuttuğu takım: Denizlispor.
İlk maaşı ile ne aldı: İlk maaşını alınca babasına bin lira para göndermiş.
İlk arabası: Wolksvagen.
Burcu : Oğlak.
Fala, burca inanıyor mu: Hayır.
En samimi dostu kim: Eşi.
Nasıl bir öğrenciydi: Çalışkan.
Şanslı sayı ya da gün: Her gün. Her yaş.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı