REKLAMI GEÇ

Anne-babalara anaokulu ve ilkokul rehberi

Anne-babalara anaokulu ve ilkokul rehberi

Çocuğunuzun okula başlaması için en uygun dönem ne zaman? Psikolojik olarak buna hazır olup olmadığını nasıl anlarsınız? Okul ortamında hangi sorunlarla karşılaşacak? Bunları aşmasında ona nasıl yardımcı olabilirsiniz? Empati Danışmanlık Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi Psikolojik Danışmanı Kemal Tuncer, anne-babaların kafasındaki bu soruları yanıtladı.

/ DENİZLİHABER / 7 Eylül 2013 Cumartesi, 13:33

Çocukları okul çağına gelen anne-babaların aklında tek bir soru vardır. Gerek anaokulu, gerekse ilkokula başlangıçta çocuklarının hem fiziki, hem de psikolojik olarak hazır olup olmadıklarını anlamaya çalışırlar. Çocuklarının, okul hayatında karşılaştıkları sorunları ve korkularını aşabilmeleri için bir bilen görüşüne ihtiyaçları vardır. İşte Empati Danışmanlık Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi Psikolojik Danışmanı Kemal Tuncer’den anne-babaların soru ve sorunlarına çözüm önerileri…

• Okul öncesi eğitimin önemi nedir?
Okul öncesi eğitim çocuğun ruhsal ve akademik olarak okula hazır olmasına yardımcı olan bir olgudur. Okul öncesi eğitim alan çocuk, anne-babadan ayrı kalabilmeyi, bireyselleşmeyi, temel kavramları öğrenir; özbakım, sosyal, dil, ince motor ve kaba motor becerilerini geliştirir. Böylelikle okul öncesi eğitim almış çocuk yaşıtlarına oranla okula daha hazır başlar.

• Anaokuluna başlama yaşı kaçtır?
Bireysel farklılıklar söz konusu olmakla birlikte normal şartlarda 2 yaşından itibaren anneleri ile katılabilecekleri oyun gruplarını, 3 yaşından itibaren yavaş yavaş arttırarak önce 3 tam veya 5 yarım gün, çocuk adapte olmaya başladıktan sonra da 5 tam gün okul öncesi eğitimi öneriyoruz.

• Anne-baba anaokuluna göndermeden önce çocuğun hazır olup olmadığını nasıl anlamalıdır?
• Psikolojisi hazır mı?
Anaokuluna hazır olmak gibi bir kavramdan bahsetmek ne kadar doğru bilemiyorum. Anaokuluna gitmenin amacı zaten çocuğu ilköğretime hazırlamaktır. Dolayısıyla bu açıdan bakıldığında aslında çocuk anaokuluna ne kadar hazır değilse o kadar çok okul öncesi eğitim alması gerekir. Örneğin, çocuk anneden ayrılamıyorsa, özbakım becerilerini geliştiremediyse, kurallara uymakta zorlanıyorsa, davranış sorunları, konuşamama problemleri varsa biz özel eğitime başlamadan önce okul öncesi eğitime başlamasını, 2-3 ay çocuğu gözlemlemelerini ve bu sıkıntılar geçmez ise bize tekrar gelmelerini öneriyoruz.

• Anaokuluna uyum sürecinde yaşananlar ve dikkat edilmesi gereken noktalar nelerdir?
• Korkma nedenleri ve bunları yenmesine yardımcı olacak yöntemler nelerdir?
Çocuğunuz için uygun bir okul öncesi eğitim kurumu aramakla başlayacağınız bu süreçte sizi birçok basamak beklemektedir. Okullarla yapılan görüşmeler, karar aşaması, okul gereçlerinin temin edilmesi vs. Tüm bunları yaparken çocuğunuzun bu sürecin en önemli figürü olduğunu unutmamak ve hazırlık aşamalarına onu da dâhil etmek size yardımcı olacaktır. Anaokuluna başlamak üzere olduğunu, tüm bu hazırlıkların onun için yapıldığı çocuğunuza anlatın. Gideceği kurumu belirledikten sonra, tipik bir günün akışı hakkında çocuğunuzu bilgilendirin. Kafasındaki belirsizlik ne kadar az olursa ilk günler o kadar rahat geçecektir. Ona birçok şey öğreneceğini, arkadaşları ile birlikte yeni yeni bir sürü faaliyet yapacaklarını söyleyin.

Okulun ilk günü geldiğinde;

Sabah evden çıkmadan önce çok fazla çatışmaya girmemeye özen gösterin. O günkü tutumu, ruh hali ne kadar olumlu olursa o kadar rahat bir gün geçirir. Bırakın ne istiyorsa giysin, yesin…

Kuruma annesi ve babası ile birlikte giden çocuk kendisini daha çok güvende hisseder. Çok önemli bir işiniz yoksa okulun ilk günü anne ve baba olarak çocuğunuza eşlik edin. Ve eğer mümkünse okul çıkışına da birlikte gidin. Okul sonrasında beraber bir aktivite yapın (yemeğe gitmek gibi) ve okulun ilk günü hakkında sohbet edin. Fakat bu sohbetin bir sorgulama şeklinde olmamasına özen gösterin.

Eğer çok sevdiği bir oyuncağı vs. varsa yanında götürmesine izin verebilirsiniz. İlk günlerde kendini güvende hissetmek için yanında tanıdık bir şeyler bulundurmak isteyebilir.

Ağlıyorsa…

Çocuğunuz kadar anne baba olarak siz de bu durumdan pek hoşnut olmayabilirsiniz ki bu çok doğal. Uzun zamandır hayatınızda olan parçanız artık kendi ayakları üzerinde durmaya hazırlanıyor. Fakat bu heyecanınızın ve ayrılmanın beraberinde getirdiği duyguların üstesinden gelmek ve çocuğunuza bu konuda da rol model olmak önemlidir. Böyle bir durumla karşılaşırsanız, anlayışlı ama kararlı olun. “Bugün senin için bir ilk. Kaygılı olmanı anlıyorum ama daha önce de konuştuğumuz gibi senin yaşındaki pek çok çocuğun yaşadığı bir şey bu. Öğretmeninle de tanıştık hatırlıyorsun. Burada yeni arkadaşların olacak. Bence keyfini çıkarmaya bak. Sen de göreceksin burada çok keyifli vakitler geçireceksin. Seni almaya geldiğimde bana neler yaptığını anlatırsın.”

• Onu anaokuluna gitmesi için nasıl ikna edilmeli? Okula gitmek istemiyorum diye direten çocuk nasıl ikna edilmelidir?
Çocuğu “ikna etme” gibi bir amacın olmaması ilk koşuldur diyebiliriz. “İkna etme” dediğimizde başka bir seçeneğin varlığı da söz konusudur çünkü. Eğer anne-baba çocuğun okul öncesi eğitim almasına karar verdiyse başka bir seçeneği olmadığı mesajı çocuğa verilmelidir. 2005 yılından beri çeşitli okul öncesi eğitim kurumlarına danışmanlık veriyorum. Bu zamana kadar çocuğu okula girmemek için ağlama krizi geçiren anne-babaların “Bak yavrum, burada çok güzel vakit geçireceksin, arkadaşların var, öğretmenlerin sana ne güzel şeyler öğretecek, vs. vs. vs.” şeklindeki ikna çabalarına “Aaa tamam o zaman hadi siz gidin. Ben de içeri gireyim.” diye yanıt veren bir çocuğa henüz rastlamadım. Bu sorun, ancak anne-babaların kararlı tavır sergilemeleri ile çözülüyor. Ayrılık merasimini uzatmamak, çocuk fark etmeden kaçmamak (Bu önemli, çünkü genelde böyle yapılır ve çocuğun anne-babaya daha fazla yapışması ile sonuçlanır.), onunla vedalaştıktan sonra okuldan ayrılmak en sağlıklı yoldur.
• Okula başlayacak çocuğun ne gibi gelişimsel özellikleri ve yetenekleri olmalıdır? Anne-baba bunu nasıl anlayabilir. Nasıl gözlem yapmalı?
• Çocuğu ilkokula hazırlamak için neler yapılmalıdır? Çocuğun hazır olup olmadığı nasıl anlaşılır?
İlköğretime başlamaya hazır olup olmamak kronolojik yaştan çok çocuğun gelişim düzeyi ile ilgilidir. İlköğretime başlayacak bir çocuğun basit geometrik şekilleri çizmesini, dili doğru konuşmasını, okuduğunuz bir metni dinleyip sorduğunuz soruları doğru yanıtlamasını, temel kavramları bilmesini, rakamları tanımasını ve yazmasını, en az 50’ye kadar saymasını, basit toplama-çıkarma yapmasını ve buraya sığdıramayacağımız daha birçok beceriyi geliştirmiş olmasını bekleriz. Okula hazırlığın değerlendirildiği birçok envanter ve test mevcuttur. Okul öncesi eğitim kurumlarının çoğunda bu değerlendirmeler yapılır ve aileler yönlendirilir. Bazı okullarda ise ilköğretime kayıt alınmadan çocuk değerlendirilebilir. Bu imkanlar sunulmamış olan çocuklara ise bizler ailenin talebi üzerine çocuğun okul olgunluğunu değerlendirebiliriz.

• Okul ve öğretmen seçiminin çocuğun başarısını etkiler mi? Bu noktada nelere dikkat edilmeli?
• İlkokul seçerken ne gibi noktalar göz önünde bulundurulmalıdır?
• Okulda çocukları tehlikelere karşı korumak imkansızdır, ama anne-baba okul seçimi sırasında dikkat etmesi gereken noktalar neler olabilir? Ve bu konuda neler yapabilirler? Okul içinde çoğun güvenliğini sağlayacak noktalar neler olmalıdır?
• Sizin bu konuda anne-babalara yardımcı olacak önerileriniz neler?
Her çocuğun ihtiyaçları birbirinden farklıdır. Dolayısıyla bir çocuk için uygun olan bir okul diğer bir çocuk için hiç uygun olmayabilir. O nedenle okul seçiminde en önemli nokta kendi çocuğunuzu tanımaktır. Örneğin; çocuğun dil gelişimi iyi ise ikinci bir dili öğrenmekte başarılı olma ihtimali yüksektir, o nedenle yabancı dilin ön planda olduğu bir okul düşünülebilir. Çocuğun bedensel hareketliliği fazla ise daha küçük, az mevcutlu ve sportif aktivite imkânlarının fazla olduğu bir okul daha uygun olabilir. Çocuk bedensel enerjisini doğru bir şekilde boşaltabilirse akademik sürece daha iyi odaklanabilir. Aşırı kaygılı bir çocuğun çok kalabalık ve akademik beklentisi yüksek bir okula gitmesi bu sıkıntının daha da belirgin hale gelmesi ile sonuçlanabilir. Çocuğun gelişimi ile sıkıntılar göze çarpıyorsa, konuşma gecikmesi, telaffuz bozukluğu, algılama engeli, dikkat sorunu varsa ideal koşullarda okul öncesinde mutlaka bir uzman tarafından değerlendirilmesi ve bazı durumlarda okula bir yıl daha sonra başlaması gerekebilir. Bu konularda okul öncesi eğitim kurumundaki çocuk psikoloğu veya psikolojik danışman size yardımcı olabileceği gibi üniversite hastanelerinin psikiyatri/psikoloji anabilim dallarından veya özel danışmanlık merkezlerinden yardım alabilirsiniz.

“En iyi okul sizin beklentilerinize ve çocuğunuzun ihtiyaçlarına karşılık verebilen okuldur” tezinden yola çıkarak öncelikle beklentilerinizi ve ihtiyaçlarınızı belirlemeniz ve sonrasında okulları ziyaret ettikçe bu kriterleri ne kadar barındırdığını değerlendirmeniz yararlı olacaktır. Bazı aileler için eve yakınlık en önemli kriterken bazıları için okul binasının sağlamlığı, eğitim kadrosu, rehberlik hizmetlerinin kalitesi veya sosyal aktivitelerin çokluğu en önemli beklenti olabilir. Sonuç olarak size önerim çocuğunuzun özelliklerini doğru tanımlamanız ve bununla birlikte beklenti ve ihtiyaçlarınıza yönelik bir soru listesi hazırlamanız olacaktır.

Örnek soruları şu şekilde sıralayabiliriz:
• Çocuğunuzu psikolojik olarak okula hazırlayın.
• Okula alıştırmak için neler yapılmalıdır?
• Okulun ilk günü yaşanan sendromu atlatmak için anne-baba ve öğretmenlerin yapması gerekenler?
Diyelim ki okulunuzu seçtiniz ve çocuğunuzla önceden bir ziyaret yaptınız. Daha sonrasında okul için gerekli olan malzemelerin alış verişini de yine birlikte yapın. Kendi okula başladığınız günkü fotoğraflarınızı gösterin, o gün neler hissettiğinizden bahsedin. Ancak travmatik bir ilk gün hikâyeniz varsa onu anlatmamanız daha iyi olabilir. Onun okula başlaması ile ilgili olumlu duygularınızı paylaşın. Nasıl olup da birden büyüdüğünü, onunla gurur duyduğunuzu söyleyin. Okulun bir günlük programı ile ilgili bilgi alıp sırasıyla o gün neler yaşayacağını çocuğunuza anlatın. Örneğin:
“Önce hep birlikte okul bahçesinde toplanacağız. Sonra öğretmenler sizleri sıraya alacaklar. Anne ve babalar arkada bekleyecek. Sonra İstiklal Marşı okunacak. Sonra da öğretmenler ve öğrenciler sınıflara girecek. Sanırım ilk gün daha çok herkesin kendini tanıtması ile geçecektir. Ben seni ilk gün bahçede bekliyor olacağım. Çıkışta servisini ayarlar sonra da birlikte bir şeyler yaparız.”

Yukarıdaki gibi bir açıklama çocuğun okul ile ilgili bir fikir oluşturarak kafasındaki belirsizliği azaltmasına yardımcı olacaktır. Belirsizliğin azalması da kaygının en iyi ilacıdır. Eğer mümkünse ilk gün hem okul girişinde hem çıkışında anne ve baba olarak birlikte çocuğunuzun yanında olmaya çalışın. Sonrasında ailece bir aktivite yapmak, okulda olanları sorgulayıcı olmayan bir tavırla paylaşmasını istemek ve eğer kaygıları varsa bunlar üzerine konuşmak çocuğunuzun kendini güvende ve iyi hissetmesini sağlayacaktır.

• Çocukta okul fobisi varsa neler yapılmalıdır? Anne-baba çocuğuna nasıl destek olmalı ve onu sakinleştirmelidir?
Okul fobisi olup olmadığının bir uzman tarafından değerlendirilmesi gereklidir. Çünkü bazen akademik alanlardaki sıkıntılar nedeni ile çocuk kendini okulda yetersiz hissettiğinden okula gitmek istemiyor olabilir. Bu durumda uygulanması gereken müdahaleler farklıdır. Dolayısıyla önce doğru bir teşhis gereklidir. Bunun için uzmanların yaptığı birtakım değerlendirmeler vardır. Eğer okul fobisi veya ayrılma kaygısı söz konusu ise bu durum ailelere verilecek öneriler ile değil bir terapi süreci ile çözülebilir.

• Çocuğa evde nasıl bir çalışma ortamı hazırlanmalıdır?
Eğer evinizin fiziksel koşulları uygun ise ona ayrı bir oda vermeniz oldukça sağlıklıdır. Bu odada çocuğunuz ders çalışırken dikkatini dağıtacak uyaranların olmaması önemlidir. Örneğin, ilköğretim çocuklarının odasına okul dönemlerinde televizyon, bilgisayar, oyun konsolu vs. konmaması daha doğrudur. Ona ayrıca verecek bir odanız yok ise, bu durumda ona özel bir çalışma alanı yaratmanız önemlidir. Onun ders çalıştığı saatlerde eğer aynı odada iseniz televizyon gibi onun dikkatini dağıtacak unsurların olmamasına özen gösterebilirsiniz.

• Yeni dönemde eğitim sistemindeki değişiklik sonucu anne-babalar biraz endişeli ve kararsız, bu konuda onlara yol gösterecek ve doğru kararı vermelerine yardımcı olabilecek nasıl önerilerde bulunabilirsiniz?
Yukarıda belirttiğim gibi biz bugüne kadar kronolojik yaşı zaten tek bir kriter olarak düşünmüyorduk. Bizim için önemli olan çocuğun akademik ve duygusal olgunluğudur. Yeni sistemde de aynı bakış açısını benimsemekteyiz. Kararı verecek olan anne babaların çocuklarını iyi gözlemlemelerini, okul öncesi eğitim aldılar ise buradaki uzmanlardan ve/veya yeni kayıt yapılacak olan okuldaki eğitimcilerden gelen geribildirimleri dikkate almalarını ve bu doğrultuda karar vermelerini öneriyoruz.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı