REKLAMI GEÇ

Osteoporoz kadınlar kadar erkekleri de tehdit ediyor

Osteoporoz kadınlar kadar erkekleri de tehdit ediyor

Sinsice ilerleyen, ağrı yaratmadığı için tespiti güç olan, ancak bir kırık ile ortaya çıkan halk arasındaki deyimiyle “kemik erimesi” tıptaki adıyla osteoporoz, kadınlar kadar erkekleri de tehdit ediyor. Yaşam kalitesini zayıflatan, özellikle ilerleyen yaşlarda hayatı çekilmez hale getiren osteoporozdan korunmak mümkün mü? Hastalığın etkilerini azaltmak için ne yapmak gerekiyor? Nasıl bir yaşam tarzı osteoporozu ortadan kaldırabilir ya da uzaklaştırabilir. Tüm bu soruların yanıtlarını Fizyorad Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Tıp Merkezi uzmanlarından Dr. Gülçin Adalı’dan aldık.

Haber Merkezi / DENİZLİHABER / 26 Nisan 2016 Salı, 09:41

Halk arasında ”kemik erimesi” olarak bilinen osteoporozun kırık gelişmediği sürece ağrıya neden olmadığı için sinsice gelişen bir hastalık olduğunu belirten Dr. Gülçin Adalı, iskelet yapısındaki kemik kaybının 40 yaşından sonra arttığını, 50 yaşın üzerindeki her 3 kadından birinde görüldüğünü söyledi.

Hastalığın, tüm iskeletin zayıflamasına yol açtığını, özellikle omurga, kalça ve el bileğinde kırıklara neden olduğunu vurgulayan Dr. Gülçin Adalı, tıp dünyasındaki ilerlemeler ile birlikte insan ömrünün uzaması ve nüfusun yaşlanmasının osteoporozun görülme sıklığını da artırdığını kaydetti.

denizli-fizyorad-kemik-erimesi-1

Dr. Gülçin Adalı, “Osteoporoz, sinsice ve sessizce ilerleyen bir hastalık. Yıllar içinde gelişen omurga kırıkları, hastanın boyunda kısalmaya yol açıyor. Bel, sırt veya kalçada ağrı duyulması, omurlarda ezilme ve çökmeye bağlı vücudun öne eğilmesi, omurga, kalça ya da el bileğinde aniden kırık gelişmesi osteoporozun en önemli belirtileridir” dedi.

Osteoporozdan şüphe edilmesi halinde uzman hekim tarafından kişinin kas-iskelet sisteminin tam olarak muayene edilmesi gerektiğini anlatan Dr. Adalı, etkileri yaratan başka bir hastalığının olup olmadığının araştırılması gerektiğine dikkat çekti.

Dr. Gülçin Adalı, ”Röntgen filmlerinde kemiğin ciddi bir oranda kaybı oluncaya kadar herhangi bir bulgu saptanamaz. Filmlerde kemik zayıflığı saptandığında, hastalığın ilerlemiş olduğu düşünülür” diye konuştu.

”kemik dansitometrisi” diye isimlendirilen ”kemik yoğunluk” ölçümleri ile erken tanı imkanı olduğunu dile getiren Dr. Gülçin Adalı, kemik yoğunluğunun çocukluk ve ergenlik dönemlerinden 30 yaşlarına kadar artmaya devam ettiğini, bu dönemde beslenme ve fiziksel aktiviteye daha fazla özen gösterilmesi gerektiğini vurguladı.

ÇOCUKLARDA DA GÖRÜLEBİLİYOR
Dr. Gülçin Adalı, iskelet yapısındaki kemik kaybının 40 yaşından sonra yavaş yavaş arttığını, 50 yaşın üzerindeki her 3 kadından birinde hastalığın görüldüğünü ve menopozla birlikte kaybın daha da arttığını belirterek,
”Hastalık kadınlar kadar erkekleri de tehdit ediyor, hatta çocuklarda bile görülebiliyor” dedi.

Yaşam boyunca erkeklerin üçte birinin osteoporoza bağlı kırık riski taşıdığını ifade eden Dr. Gülçin Adalı, erkeklerde kemik yoğunluğunun en önemli belirleyicisinin testesteron hormonu olduğunu belirtti. Dr. Adalı, özellikle 60 yaş üzerindeki erkeklerde en önemli risk faktörlerinin düşük vücut ağırlığı, kilo kaybı, kaslarda güçsüzlük ve sigara kullanımı olduğunu söyledi.

OSTEOPOROZDAN KORUNMAK MÜMKÜN MÜ?
“Osteoporozdan korunmak mümkün mü?” sorusunun cevabını da verdi Dr. Gülçin Adalı. Ancak bunun için atılması gereken çok ciddi adımlar olduğunu ifade eden Dr. Gülçin Adalı, şu uyarılarda bulundu:

“İlk adım sağlıklı beslenmedir. Kalsiyum, D vitamini ve protein en önemli maddelerdir. Kalsiyumdan yeterli bir beslenme için süt ve süt ürünleri, yeşil yapraklı sebzeler, balık ve badem sayılabilir.
İkinci adım güneşlenmedir. D vitamininin aktif hale gelebilmesi için her gün, 15 dakika kadar yüz ve kolların güneşin dik geldiği saatlerde güneş ışınlarına maruz kalması yeterlidir.
Üçüncü adım ise egzersizdir. Düzenli olarak yaşam boyunca sürdürülmesi önerilir. Egzersiz yapılması, hastanın gücünün, kemiklerin yoğunluğunu düzeltir, hastanın duruşuna yardımcı olur, dengesini arttırır ve düşmeleri önler. Düzenli yapılan bir yürüyüş dahi son derece faydalıdır.
Dördüncü adım da oldukça önemli. Yaşam tarzınızın yeniden düzenlenmesi gerekir. Burada özellikle risk faktörleri içinde geçen sigaradan ve aşırı alkol tüketiminden kaçınılması önemlidir.
Beşinci ve son adım ise düşmelerin önlenmesidir. Düşme osteoporotik hastada kırığa, sakatlığa ve hatta ölüme neden olabilir. 65 yaş üzerinde her 3 kişiden birinde görülür. Kalça kırıklarının % 90’ı düşme sonrası meydana gelmektedir. Düşmelerin yarısı evde gerçekleşmektedir.”

FİZYORAD’A ULAŞMAK İÇİN
FİZYORAD Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi’ne ulaşmak için:
Sırakapılar Mahallesi, Yeşilköy Caddesi No: 5/B Merkezefendi-Denizli
Tel: 0 258 264 03 04
Email: info@fizyorad.com

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı