“AIDS’in önlenmesi, tedavisinden daha kolay”

AIDS ile Mücadele Derneği Başkanı Prof. Dr. Turgut, Dünya AIDS Günü nedeniyle bir açıklama yaptı. 1981 yılında ilk kez fark edilen HIV/AIDS’in, bugüne kadar milyonlarca insanın yaşamını yitirmesine sebep olduğunu belirten Prof. Dr. Turgut, “HIV/AIDS, diğer infeksiyonlardan ve bulaşıcı hastalıklardan farklı olarak, sadece tıbbi bir sorun değil, aynı zamanda sosyal, hukuki, ekonomik ve psikolojik sorunların da dahil olduğu karmaşık bir sorun olarak küresel gündemin önemli maddelerinden biri olmuştur. Tüm dünyada HIV pozitif vakalarının hızla arttığı gözlenirken Türkiye’nin bu salgının dışında kalması beklenmemektedir. Ülkemizde, surveyans sistemindeki ve sağlık bilgi alanındaki sorunlar nedeni ile elde bulunan resmi rakamların gerçek vaka sayısını yansıtmadığı göz önünde bulundurulmalıdır. İlk defa 1985 yılında iki HIV/AIDS vakası olduğu bildirilmiş, daha sonra her yıl vaka sayılarında giderek artma gözlenmiştir” dedi. Prof. Dr. Turgut, “Ülkemizde T.C. Sağlık Bakanlığı Haziran 2008 verilerine göre 3175 HIV/AIDS ile birlikte yaşayan vardır. Bunların 682’si AIDS basamağına ulaşmış, 2493 kişi ise HIV pozitiftir. Hastalığın hiç bir belirti vermeyen ortalama 8-10 yıl kuluçka süresinin olması, daha çok korunmasız cinsel temasla bulaşması ve tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de en sık 25-49 yaşlarda görülmesi önemini bir kat daha artırmaktadır. Tüm infeksiyon hastalıkları gibi HIV/AIDS hastalığı da önlenebilir bir hastalıktır ve her hastalıkta olduğu gibi korunma önlemleri tedaviden daha kolay ve ekonomiktir” diye konuştu.

HIV’in ancak 3 yolla bulaşabileceğini belirten Turgut, bunları şu şekilde sıraladı:
1. Korunmasız yapılan her türlü cinsel temasla (% 70-80),
2. Kan ve kan ürünleriyle ya da kan bulaşmış araçlarla (% 5-10),
3. Anneden bebeğe (%5-10) gebelikte, doğumda ve emzirmekle bulaşabilmektedir.

Turgut, “Bu yolların dışında dokunmak, el sıkışmak, sarılmak, aynı yerde oturmak, aynı havayı teneffüs etmek, aynı tabaktan yemek yemek, aynı çatal-bıçak-kaşık-bardağı kullanmak, aynı saunayı, havuzu, banyoyu, tuvaleti paylaşmak, giysileri ortak kullanmak, telefon kulaklığı, gözyaşı, ter ile sivrisinek, böcek, arı sokması ile HIV bulaşmamaktadır” dedi.

Denizli’nin de AIDS açısından risk altında olduğunu belirten Turgut, “Denizli turizm ve sanayi kentidir, AIDS ve cinsel yoldan bulaşan hastalıklar yönünden risk altında olmasının birçok nedeni bulunmaktadır. Bu sebeple ilimizde AIDS’le Mücadele Derneği kurulmuştur. Derneğimiz kamu yararına çalışan bir sivil toplum kuruluşu olup, HIV/AIDS hastalığından korunma konusunda toplumu bilinçlendirmek amacı ile kurulmuştur. 5 Oda Başkanı (Diş Hekimleri Odası, Tabipler Odası, Veteriner Hekimleri Odası, Eczacılar Odası, İnşaat Mühendisleri Odası) tarafından 1993 yılında kurulmuştur. Şubemizin kayıtlı 88 üyesi bulunmaktadır” dedi.

Derneğin, HIV/AIDS ile birlikte yaşayanların tanı konduktan sonra yaşadıkları sorunları tespit ettiğini ve bunların; HIV/AIDS hakkında bilgi eksikliği, damgalama ve ayrımcılık, depresyon, anksiyete bozuklukları, başkalarıyla HIV statüsünü paylaşma, tedaviye uyum, duygusal ve cinsel ilişkiler, yaşam önceliklerini belirlemek olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Turgut, çözümleri de şu şekilde sıraladı:
-Sağlık hizmeti verenlerden başlamak üzere toplumun tüm kesimlerinin HIV/AIDS’e yönelik tutumları üzerinde çalışmak
– Toplumun her kesimini HIV/AIDS ile ilgili bilgilendirmek
-HIV’le yaşayan kişilerin maruz kaldıkları ayrımcılığa karşı yasal önlemler almak
-Test öncesi ve sonrası danışmanlık hizmetinin yaygın, sistemli ve sürekli hale gelmesini sağlamak.