“Çocuklar da dikkate alınmalı”

Denizli Devlet Hastanesi Halk Sağlığı Uzmanı ve Kadın Çevre Derneği Başkanı Dr. Nurhan Meydan Acımış, çevre ile ilgili yapılacak yasal düzenlemelerin anne karnındaki dölüt, bebek ve çocukların sağlığı düşünülerek yapılmasının toplumun sağlıklı bir şekilde devamı açısından atılacak en önemli adım olduğunu belirtti.
/ DENİZLİHABER / 7 Ağustos 2008 Perşembe, 00:00
Denizli Devlet Hastanesi Halk Sağlığı Uzmanı ve Kadın Çevre Derneği Başkanı Dr. Nurhan Meydan Acımış, “Çocuk, Çevre ve Su Kirliliği” konusunda bilgi verdi. Acımış, çevre ile ilgili yasal düzenlemelerin erişkinlere göre belirlenmenin toplumsal zararlarına dikkat çekti.
‘Her yıl 14 milyon çocuk ölüyor’
Uzm. Dr. Nurhan Meydan Acımış, son yıllarda yaşanan küresel ısınma, iklim değişiklikleri ve kuraklık tehlikesinin suyun önemini artırdığına dikkat çekerek, gelişmekte olan ülkelerde, her yıl beş yaşından küçük 14 milyon çocuğun sağlıksız içme suyu, çevre kirliliği, salgın hastalıklar, beslenme yetersizliği nedeniyle öldüğünü söyledi.
‘Olumsuz çevre koşulları
çocuk sağlığını etkiliyor’
Bütün bu nedenlerin 3 milyon çocuğun özürlü olarak yaşamlarını devam ettirmesine ortam oluşturduğunu ifade eden Acımış, şunları dile getirdi: “Ne yazık ki olumsuz çevre koşulları çocukların sağlığını geri dönüşümsüz etkilemektedir. Enformasyon, teknolojik gelişme, nüfus artışı yaşamımızı kolaylaştırırken kötü yönde etkileri de olmuştur. Son zamanlarda yapılan çalışmalar bunu açık bir şekilde göstermektedir. Yapılan araştırmalara göre; çocuklarda öğrenme bozuklukları (otizm, dikkat bozukluğu), çocukluk dönemi kanserleri (lösemi, beyin kanseri), doğumsal gelişim bozuklukları (yarık damak, yarık dudak, sinir gelişim bozuklukları), astım gibi hastalıkları ile çevre kimyasallarının ilişkisi bilimsel olarak açıklanmıştır” diye konuştu.
İnsan varlığının gelişim evresini temsil eden çocukluk döneminin çevresel koşullardan daha kolay etkilendiğini kaydeden Acımış, bu etkilenimin daha sonraki büyüme evrelerini etkilediğini ifade etti. Acımış, şunları söyledi: “Çocukların dinamik bir büyüme sürecinde olmaları, kan beyin engeli tam gelişmemiş olması, yeni doğanın derisi çok geçirgen olması, yüzey alanı kitlesine oranın yüksek olması, akciğer iç yüzey emilimi özellikleri, gelişim dönemlerine bağlı olarak bazı enzim etkinliklerinde farklılık göstermesi, ağırlıklarına göre vücut yüzeyleri daha fazla olması ve daha fazla su, sıvı, ve gıda almaları, sindirim sistemlerinde besin öğelerinin emilimi yüksek olması, oksijen kullanımı yüksek olması gibi sebeplerle kimyasal etkilenime daha duyarlı olmaktadır. Su kirliliği özelikle biyolojik ve kimyasal kirleticiler açısından önemlidir. İnsan dışkısı ve hayvan dışkısı ile suya karışan birçok asalak, virüs, bakteri sindirim sisteminde büyük oranda ishalli hastalıklara, sarılığa neden olurlar. Sudaki krom, cıva, kurşun, benzen, nitratlar, haşere ilaçları bebek ve çocuk sağlığını etkiler. Son zamanlarda önemli tartışma konusu olan arsenik ise, maden, maden arıtma işlemleri, haşere kırıcılar aracılığıyla suya bulaşır. Bu da akciğer, böbrek, deri kanserleri, kan ve dolaşım sitemi bozukluklarına yol açar” dedi.
“Çevre ile ilgili yasal düzenlemelerde
çocuklar göz ardı edilmesin”
Çocuk ve erişkinler arasındaki büyük farklılıklara karşın çevre ile ilgili yasal düzenlemelerin neredeyse tümünün erişkinlere göre yapılmasından yakınan Uz. Dr. Acımış, çocukların kendilerini yeterince ifade edemedikleri ve oy hakkına sahip olmadıkları için varlıkları siyasi ve yerel otoriterce dikkate alınmadıklarını kaydetti. Acımış, yapılacak yasal düzenlemelerin anne karnındaki dölüt, bebek ve çocukların sağlığı düşünülerek yapılmasının toplumun sağlıklı bir şekilde devamı açısından atılacak en önemli adım olduğunu belirtti.