Ramazanda beslenmeye dikkat

Denizli Devlet Hastanesi Endokrinoloji Uzmanı Dr. İbrahim Özdeş, oruç tutan şeker, yüksek tansiyon, böbrek üstü bezi yetmezliği hastalığı olan kişilerin beslenmelerinde dikkatli olmaları gerektiğini söyledi.

Endokrinoloji Uz. Dr. İbrahim Özdeş yüksek riskli diyabet hastalarının oruç tuttukları takdirde, ciddi kan şekeri düşüklüğü diyabetik koma, vücutta ciddi susuzluk ve damarlarda pıhtılaşma risklerinin oluşabileceğini belirtti.

Uzun süre susuz kalmanın tansiyon düşmesi, bayılma, düşme ve kırık oluşma riskinin artmasına neden olduğu gibi, pıhtılaşma bozukluklarına da yol açabileceğini söyleyen Özdeş, “Şeker hastalarından metformin yani glifor, glikofaj, diyaformin gibi ilaçları kullanan hastalarımız oruç tutabilirler. Ama onun haricinde şeker düşüklüğü yapabilen ilaç kullanılıyorsa hastaların oruç tutmasını önermiyoruz. Özellikle insülin kullanan hastalarımız mutlaka yemek yemek zorunda oldukları için oruçtan uzak durması gerekiyor. Çünkü oruç tuttuklarında uzun dönem aç kalacaklardır. Onun için şeker hastalığı tanısı kondu ise başlangıç dönemlerinde ve sadece metformin türü ilaç kullanan hastalarımızın oruç tutmalarında ciddi bir sıkıntı olmaz. Şeker düşüklüğü yapan ilaç kullanan hastalarımız ve insülin kullanan hastalarımızın sağlıkları açısından oruç tutmamaları gerekmektedir” diyerek tavsiyelerde bulundu.

BESLENMEYE DİKKAT
Endokrinoloji Uzmanı Dr. İbrahim Özdeş yüksek tansiyon, böbrek üstü bezi yetmezliği ve hipertiroid gibi hastalığı olan kişilerin de karbonhidrat, protein ve yağ tüketiminde dikkatli olması gerektiğini söyledi. Özdeş, “Karbonhidrat ihtiyacının karşılanmasında ekmek beslenme alışkanlığımızın vazgeçilmezidir. Ancak beyaz undan yapılan ekmek tüketimini biz sağlık açısından önermiyoruz. Çünkü sindirimi kolay olduğu için çabuk acıktırıyor. Ramazan ayında yaygın olarak tüketilen pide için de aynı şey geçerli. Biz çok tahıllı (5-6 tahılla yapılan) kepek ekmeği yemeyi öneriyoruz. Oruç tutanlar için özellikle bol tahıllı veya tam tahıllı kepek ekmeği oldukça faydalı. Çünkü sindirimi zor olup, geç acıktırır. İftarda çorba (tarhana, mercimek vs.) içilmeli, bol salata yenmeli, zeytinyağlı sebze tüketimi ön planda tutulmalıdır. Kırmızı et yerine beyaz ete, tavuk veya balıketine ağırlık verilmeli, eğer kırmızı et tüketilecekse haşlama ya da ızgara yapılmalıdır. Ayrıca makarna, pilav, mantı gibi yemekler garnitür olarak çok az yenilmeli, tüketimde bulgur daha çok tercih edilmelidir. Kadayıf ve baklava gibi tatlı türleri yerine ölçülü bir şekilde sütlü tatlı ve meyve tercih edilmelidir. Şeker oranı fazla olan incir, üzüm, muz, kavun, karpuz gibi meyvelerin tüketimi az olmalı, 2–3 porsiyonu geçmemelidir. Sağlıklı bir beslenme 6–7 saati geçmeyen kaliteli (derin) bir uyku ile birleştirilmelidir” dedi.