REKLAMI GEÇ

Sinsi hastalık hipertansiyona dikkat!

Sinsi hastalık hipertansiyona dikkat!

Denizli Devlet Hastanesi Nefroloji Uzmanı Dr. Davut Akın, toplumda sık rastlanan ve sinsi seyreden bir hastalık olan hipertansiyon yüzünden kimi hastaların kalp, böbrek ve damarlarında çeşitli sorunların ortaya çıkabileceğini söyledi.

/ DENİZLİHABER / 20 Ağustos 2013 Salı, 12:16

Nefroloji Uzmanı Dr. Davut Akın, halk arasında tansiyon yükselmesi hastalığı da denilen hipertansiyonun, kan basıncında meydana gelen yükselme olarak tanımlandığını, hatta son yıllarda bu tanımın; sebebi tam olarak bilinmeyen, kalp damar sisteminde yapısal ve fonksiyonel hasarlar meydana getiren ilerleyici bir hastalık olarak değiştiğini belirtti. Akın şöyle konuştu: “Bu ilerleme, belirtisiz ve sinsi bir seyir gösterebilir. Vücutta atardamarlarda, kalpte ve böbreklerde ateroskleroz denilen ve damar yapılanmasında bozulma ile karakterize sorunlara yol açar. Daha da ileri giderek, halk arasında inme dediğimiz beyin rahatsızlığına veya kalp krizine kadar giden büyük problemlere de sebep olabilir. Bu nedenle, hipertansiyon hastalarının rutin sağlık kontrollerini ihmal etmemeleri ve ilaçlarını düzenli kullanmaları gerekir” dedi.

Hipertansiyonun belirtileri neler?
Hipertansiyonun sinsi bir hastalık olduğuna vurgu yapan Uz. Dr. Akın, hipertansiyonun çoğu zaman belirti vermeden yıllarca devam edebildiğini söyledi. Akın, “Hipertansiyonun belirtilerini anlamak çok güç olabilir. Hatta bazen hiçbir belirti vermeyen ama yüksek risk taşıyan hipertansiyon vakalarına rastlanır. Bu nedenle de sessiz katil olarak da adlandırılır. Ancak vakaların küçük bir kısmında, ilk zamanlarda belli belirsiz baş ağrısı, baş dönmesi nöbetleri, zaman zaman burun kanamaları gibi belirtiler olabilir. Güneş altında uzun zaman geçiren hastalarda belirtiler daha ileri seviyede olabilir. Bu belirtiler, çoğu zaman hipertansiyon ilerlemiş ve yüksek sınırlara gelmiş olduğunda daha baskın görülür” diye konuştu.

Hipertansiyon teşhisi nasıl konulur?
Uz. Dr. Akın, çok şiddetli hipertansiyon vakaları hariç, 3 veya daha fazla sayıda yapılan ölçümlerde halk arasında büyük tansiyon diye adlandırılan sistolik kan basıncının 140 mmHg veya halk arasında küçük tansiyon olarak adlandırılan diyastolik kan basıncının 90 mmHg’nin üzerinde olması veya her ikisinin bu değerler üzerinde olmasının hipertansiyon teşhisi için yeterli olduğunu ifade etti. Akın, “Bir kereye mahsus yapılan ölçüm sağlıklı olmayabilir, ancak malign hipertansiyon dediğimiz şiddetli hipertansiyon vakalarında ilk ölçümde teşhis konulabilir. 3 veya daha fazla periyodla yapılan ölçümlerin arası sık olmamalıdır. Burada 1 veya 2 haftalık aralıklar periyodunda, 3 veya daha fazla ölçüm yapılabilir. Hipertansiyon teşhis edildikten sonra, birtakım kan ve idrar tetkikleri yapılır. Tetkikler, bir hastalığa bağlı hipertansiyon durumunu işaret ediyorsa, o hastalığa yönelik tedaviye başlanır. Eğer tüm tetkikler normal sınırlarda ise, esansiyel yani birincil hipertansiyon teşhisi konulur” dedi.

Hipertansiyon tedavisi nasıl yapılır?
Hipertansiyonu olan tüm hastaların tanı konduğu andan itibaren yaşam tarzı değişikliğine gitmesi gerektiğini belirten Uz. Dr. Akın, dikkat edilmesi gerekenleri şu şekilde sıraladı: “Yaşam tarzı değişiklikleri: tuz alımının kısıtlanması, fiziksel egzersiz yapılması, sigara kullanımına son verilmesi, ideal kiloya inilmesi, alkol kullanmaktan kaçınılmasıdır. Eğer hedef kan basıncı değerlerine ulaşılamazsa ilaç tedavisine başlanır. Buna karşılık kardiyovasküler hastalık riskinin yüksek olduğu hastalarda yaşam tarzı değişikliği önerisi ile birlikte vakit kaybetmeden hemen ilaç tedavisine başlanır.”

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı