REKLAMI GEÇ

Panik atak nedir?

Panik atak nedir?

Bir anda bütün dünya başınıza mı yıkılıyor? Ansızın, yoğun kaygıların esiri olup, har an ölebileceğinizi mi düşünüyorsunuz? Hemen bir doktora başvurun… Panik Atak olabilirsiniz. İşte Denizli Empati Danışmanlık’tan Kemal Tuncer tüm yönleriyle Panik atak hastalığını anlattı.

/ DENİZLİHABER / 6 Mart 2013 Çarşamba, 15:47

Panik atak, ansızın, herhangi bir yerde beklenmedik şekilde ortaya çıkan yoğun kaygı, bunaltı, korku ve sıkıntı karışımı nöbetlere deniyor. Oldukça yoğun yaşanır.

Eğer panik atak hastasıysanız, her şeyin sonunun geldiğini düşünebilir, kalp krizi geçirdiğinizi sanıp, felç geçireceğinizden korkabilirsiniz. Size göre dünyanın sonunun başladığı kesindir, birazdan düşüp bayılabilir, başınıza en kötü şeylerin gelebileceğinize adınız kadar emin olabilirsiniz.

Koşup kaçmak, kendinizi her an bir hastaneye atmak istersiniz. Nöbetiniz işte tam bu noktada sonlanabilir.

Neden mi? Denizli empati Danışmanlık’tan Kemal Tuncer’e göre araştırmalar, hastaların bu durumda yalnızca bir sağlık kuruluşundan içeri girmesi ya da bir doktorla karşılaşmasının bile büyük ölçüde panik atak nöbetinin sonlandığını işaret ediyor.

Panik atağın farklı nedenlerinin olduğuna dikkat çeken Tuncer, sürekli olarak stres ve korku ile yaşayan kişilerin vücut kimyasının hızla değiştiğinin altını çiziyor. Vücudun gerilim kimyasalları üretmeye başlamasından kısa bir süre sonra vücut bu kimyasalların bağımlısı oluyor.

Vücudun artık bağımlısı olduğu gelirim kimyasalı için oksijen, belli başlı gıdalar, vitaminlere, ve minerallere olan ihtiyaçların da arttığına dikkat çeken Tuncer, kötü beslenme, yoğun stres ve korku ile yorgunluk gibi etmenlerden birkaçının bir araya gelmesinin psikolojide kısır döngü yarattığını dile getiriyor.

Tuncer hastalığa giden evreleri şu şekilde sıralıyor; Stres, korku, iç çatışmalar, psikolojik etmen ve yatkınlıklar > gerilim kimyasal üretimi >Kötü beslenme >uykusuzluk ve nihayet panik atak

Eğer sizde;
-Kalp çarpıntısı
-Göğüs kafesinde bası hissi ve sıkışma
-Hızlı nefes alıp verme veya nefes alamama
-Mide kasılmaları, krampları, karında ağrı, şişkinlik, gaz oluşması
-Dünyanın sonu gelmiş hissi
-Sebepsiz, bir şey olacakmışçasına aniden başlayan korkular
-Ölümcül yada çözümsüz bir hastalığı olduğu korkusu
-Eller ve ayaklarda istemsiz boşalmalar hissizlik
-Terleme
-Baş dönmesi, bayılma hissi
-Farklı bir dünya aleminde yaşıyormuş gibi hissetme, bir sis perdesinden arkasından bakıyormuş hissi
-Üşüme, ürperme yada ateş basma hissi
-Korkunç bir şey olacakmış gibi hissetme bulguları varsa, vakit geçirmeden bir sağlık kuruluşuna başvurmalısınız.
Bilimsel araştırmalar ne diyor?
Tuncer, panik atak hastaları üzerinde yapılan çalışmalara göre genel istatistiklerin de çok önemli veriler ortaya koyduğunun altını çiziyor. İşte panik atak hastalıklarına ilişkin bilimsel veriler;

*Bir anda ortaya çıkarak yoğunlaşır ve ağır ağır kaybolur. Başlangıcında bunun farkına varıp üzerine gitmez ve bunun ortaya çıkmasına neden olan yer davranış ya da tetikleyici etmenden uzak durmakta fayda vardır. Bu rahatsızlık veren ve atağı başlatan duruma yada yere daha sonra yavaş yavaş alıştırarak yaklaşmak erken dönemlerde kolaylıkla mümkün olabilir.

*Bir neden olmaksızın ortaya çıkabilir.

*Genellikle 20-30 lu yaşlarda başlangıç görülür.

*Şehirde yaşayan, boşanmış, ağır travma ve sıkıntı geçiren insanlarda görülme oranı daha fazladır.

*Ekonomik durum ya da eğitim düzeyiyle bağlantısı yoktur.

*Kadınlarda görülme oranı erkeklere oranla 2-3 kat fazladır.

*Değişken oranlarda toplumun %20-25 inde görülmektedir. yani her 4 kişiden birinde değişik ağırlıklarda panik atak mevcuttur

*Rahatsızlıkların fiziksel etkileri nedeniyle hemen hemen her bronştaki doktora farklı nedenlerle defalarca başvurmakta tahliller istemekte tedavi talep etmektedirler. Nefes sorunları, kalp rahatsızlığı, mide rahatsızlıkları, kanser korkuları ile defalarca alan doktorlarına başvurmakta yapılan tahlil ve kontroller sonucu temiz çıkmalarına karşın panik bozukluğu kabullenmemektedirler.

*İlerleyen yaşlarda başlanma oranı düşer

*İçe dönük, mükemmeliyetçi, telaşlı, aceleci, sıkıntılı insanlar daha yatkındır.

*Alkol ve madde bağımlılığı riski yüksektir. ve tersi içinde aynı durum geçerlidir.

*Devamlı baskı, stres altında olmak ağır travmalar geçirmek(aile sorunları boşanma ölüm gibi) riski arttırır

*Hayır diyememe, bağımlı kişilik yapıları, özgüven sorunu yaşayan insanlarda, iletişim sorunu yaşayanlarda, hislerini dışa vuramayan insanlarda, bastırılmış kimliğe sahip insanlarda ortaya çıkma ihtimali daha yüksektir.

*Depresyon geçirmiş yada geçirmekte olan, sosyal fobiye sahip insanlarda daha sık görülebilir

Peki ne yapmalıyız?

Tuncer, bu sorunun çözümünde çoklu yöntem kullanmakta fayda görüldüğünün altını çiziyor.. Çoklu yönteme göre yapılması gerekenleri Tuncer şöyle sıralıyor;

Hastalığınızla ilgili ayrıntılı bilgi edinin

Yürüyüş yüzme tenis gibi her gün düzenli olarak yaptığınız bir spor aktivitesi edinin

Her gün mutlaka duş alın

Uykunuz düzenleyin ve düzenli olarak tatil yaparak vücudunuzu ve zihninizi dinlendirin.

Beslenmeniz sağlıklı bir hale getirin

Kahve şeker çikolata çay ve hormonlu yiyecek ve içeklerden uzak durun

Mümkünse daha sık doğa yürüyüşü ve gezileri yapın

Zevk aldığınız şeyleri belirleyin ve hobi edinin dikkatiniz ve ilginizi oraya verin

Nefes ve gevşeme egzersizleri öğrenin ve her gün düzenli olarak yapın

Otohipnoz öğrenin ve günlük hayatınızda rahatlamak ve dengeye ulaşmak için sürekli kullanın

Cinsel yaşantınızı, sosyal çevre ilişkileriniz, aile ilişkileriniz düzenleyin

Kendinizi dinlemekten vazgeçin

Kendinize sürekli olarak olumlu düşünce kalıpları belirleyin ve bu şekilde telkinler verin.
(Olumlu düşünce kalıbı -Benim kalbim hızlı çarpmayacak değil benin soluk alıp vermem, tansiyonum, şekerim kalp ritmim oldukça düzenli ben sağlıklı bir
insanım şeklinde olmalı)

Hiçbir şeyi içinize atmayın ve sıkıntınızı ve negatif enerjinizi topraklayın yada atın
Meditasyon egzersizleri öğrenin ve düzenli olarak uygulayın ve devamlılık gösterin.Unutmayalım çaresiz değilsiniz çare sizsiniz….

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı