“Sağlık sistemi sağlıksız”

Denizli Tabip Odası Başkanı Dr. Gökhan Deda, Gaziantep Avukat Cengiz Gökçek Devlet Hastanesi’nde görevi başında iken uğradığı saldırıda yaşamını yitiren Dr. Ersin Arslan’ın  anısına yaptığı yazılı açıklama yaptı. Dr. Ersin’in öldürülmesinin ardından geçen 1 yıl içerisinde sağlıkta şiddetin artarak devam ettiğini söyledi.

Dr. Deda, açıklamasında, “ Sağlıkta şiddet,  bu üzücü olaydan sonra durmadı. Öncesinde de vardı kuşkusuz ama artık susmanın, geçiştirmenin sonuç vermeyeceği, hatta kötü sonu hızlandıracağı iyice anlaşıldı. Ortada acil bir durum var. Çözüm sürecini hızlandırmalıyız. Gün geçmiyor ki bir meslektaşımızın sözlü ya da fiziksel şiddete maruz kaldığını duymayalım. Hatta yeni ölümler de oldu. Her biri içimizi yeniden yeniden acıttı. Bu son olsun, demekten dilimizde tüy bitti” ifadelerine yer verdi.

Deda, açıklamasını şöyle devam etti: “Performansa indekslenmiş bir sisteme dönüşen sağlık hizmetinde hastalar “müşteri”, hastayla her karşılaşma, müdahale veya tedavi “puan”, haneye yazılan her puan diğer meslektaşlarla emeğin karşılaştırıldığı ve adaletsizlik duygusunu perçinleyen “ücret” oldu.

Kalite sözcüğünün hiç olmadığınca konuşulduğu, uğruna belgeler, formlar doldurulduğu dönemde sağlık hizmetinin kalitesi gün günden düşürüldü. Hasta ile hekimin karşı karşıya geldikleri koşullar ve süre, gittikçe ağırlaşan iş yükü ve angarya ile ideallerin çok altına indi. Hasta başına ayrılabilen zaman azaldıkça, teşhis koyamama, yanlış teşhis koyma, uygun tedaviyi verememe, hastayı yeterince bilgilendirecek zamanı ayıramama, hasta hoşnutsuzluğu/güvensizliği, sağlık hizmeti için başvuru sayısında artış, hatta sağlık çalışanına karşı şiddete yol açmaya başladı.”

“BÖYLE SAĞLIK SİSTEMİ OLMAZ!”
“Toplum psikolojisindeki” bütün bu değişim ve dönüşüm öğelerinin,  toplum ve ülkenin gelenek ve kurumlarındaki değersizleştirmelerle asla birbirinden ayrı olmadığını da vurguladığı açıklamasında, Deda, “ Ancak resmin bütününe bakıldığında görülebilecek olan, uluslar arası sermayenin bizim gibi ülkelere dayattığı, “Dünya Bankası” eliyle yürüttüğü büyük bir projenin gereği bu. Ödeyeceğimiz bedel çok ağır; tam bir yok oluş. Çünkü toplum sağlığını yitirmenin yanında bizi biz yapan değerlerimizi yitiriyoruz.

Tek bir çıkış yolu görünüyor o da birlik ve beraberliğimizi koruyarak dayanışmamızdadır. Sahip çıktığımız yalnızca sağlığımız ve her anlamda barışçıl bir ortamda çalışma hakkımız değil, geleceğimizdir” diyerek birlik ve beraberlik çağrısında bundu.