ÇEVSA 2013’ten “Elektromanyetik Kirlilik” uyarısı

TÜRKÇEV tarafından Denizli’de düzenlenen ÇEVSA 2013 sempozyumunun sonuç bildirisinde, insan sağlığı için giderek daha büyük bir tehdit haline gelen elektromanyetik kirlilik vurgusu yapıldı. Bildiride, elekromanyetik yoğunluğu azaltıcı çareler aranması ve sağlığa zararlarını en az düzeye indirecek tedbir alınması çağrısı yapıldı.
/ DENİZLİHABER / 17 Mayıs 2013 Cuma, 16:27
Amacı; elektromanyetik yoğunluğun, iklim değişikliklerinin, kullanımda israfın, medya ve yerel yönetim yaklaşımlarının, içme ve kullanıma yönelik su kaynaklarının değerlendirilmesinin, şehir yaşamı etkisinin, kamusal faaliyetlerin, yeşil alanların varlığının, katı ve sıvı atıkların, genetiği değiştirilmiş besin maddelerinin, sivil toplum kuruluşlarının çevre-insan sağlığı üzerine etkileri ve hukuksal boyutları konusunda üniversiteler, kamu kurumları, sivil toplum örgütleri ile bireylerin güncel-bilimsel bilgileri irdelediği ve paylaştığı bir platform oluşturmak olan 2. Ulusal Çevre ve İnsan Sağlığı Sempozyumu (ÇEVSA’13), Tüketici ve Çevre Eğitim Vakfı (TÜKÇEV) ile Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) işbirliği ile 8-9-10 Mayıs tarihlerinde Denizli’nin ve Türkiye’nin dünyaya açılan kapısı olan Pamukkale /Colossae Otel’de gerçekleşti.
Sempozyuma, ülkemizin farklı kentlerinden özel ve kamu kurumları, meslek örgütleri, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler ve belediyelerin yanı sıra, konuya ilgi duyan çok sayıda vatandaş katıldı. ÇEVSA’13 Sempozyumu’nda iki ayrı fotoğraf sergisi açıldı, atıklardan üretilen biblolar sergilendi ve bisiklet turu düzenlendi.
3 gün süren 2. Ulusal Çevre ve İnsan Sağlığı Sempozyumu boyunca 11 adet panel, 15 adet sözlü bildiri ve 12 adet poster bildiri sunumu gerçekleştirildi.
Sempozyum boyunca gerçekleştirilen paneller ve yayımlanan bildiriler sonucunda, ortaya çıkan düşünceler TÜRKÇEV tarafından TÜRKÇEV Yönetim Kurulu Başkanı Beyhan Aslan ve PAÜ Rektörü Prof.Dr. Hüseyin Bağcı imzalı bir bildiri ile kamuoyuna duyuruldu.
SONUÇ BİLDİRİSİ
ÇEVSA 2013’ten sonra yayınlanan bildiride, çevreyi tehdit eden birçok unsurla birlikte özellikle cep telefonları başta olmak üzere insan sağlığına zarar veren elektromanyetik kirliliğe dikkat çekildi. Bildiri de yapılan uyarılar şöyle:
1-Her türlü elektromanyetik alan yaratan kaynakların kontrollü kullanımı önerilmiş; cep telefonlarının beyinden uzak tutulmasının önemine vurgu yapmıştır.
2-Cep telefonlarının mikrodalga ışıma yapan enerji kaynakları olduğu vurgulanmıştır.
3-Elektromanyetik alanların çevre ve halk sağlığına etkileri için, dünyadaki ve ülkemizdeki bağımsız çalışmaların izlenerek, eksiklerin tamamlanması gerektiği söylenmiştir.
4- Yoğun elektromanyetik alan ortamında çalışanlar için, işçi sağlığı ve iş güvenliğine yönelik ölçümlerin yapılarak (ölç, kontrol et ve düzelt ilkesi ile) gerekli önlemlerin alınması önerilmiştir.
5- Çocuklar cep telefonundan uzak tutulmalı, onlara cep telefonunu özendirecek uygulamalar yapılmamalıdır.
6- Yetişkinleri daha uzun süre cep telefonu kullanmaya özendirecek uygulamalar, reklamlar önlenmelidir.
7-Yüksek gerilim hatlarında güvenlik koridorlarına uyulmalı, koridor içinde yerleşime izin verilmemelidir. Yerleşim bölgelerindeki yüksek gerilim hatları yeraltına alınmalı ve limit elektrik ve manyetik alan değerleri düşürülmelidir.
8- İletişim özgürlüğü adı altında insan sağlığını tehdit eden riskli hukuksal düzenlemeler toplum yararını gözetir bir perspektifle derhal düzeltilmelidir.
9- Çevre yönetimi konularında devlet adamları, sanatçılar, kanaat önderleriyle kamuoyunda farkındalık oluşturması için yazılı ve görsel medyadan azami ölçüde faydalanılmalıdır.
10-Medyatik kişilerin destekleri alınarak, ayrıca kadın programlarına çevre yönetimi konularının da dahil edilmesi sağlanmalıdır.
11- Çevre yönetimi konularında kamuoyu oluşturmada ödül mekanizmasının, en çevreci belediye, en çevreci kişi-kurum, medya ve sanayi ödülleri de dahil olmak üzere planlama yapılmalıdır.
12-Temiz üretim-temiz tüketim-temiz hayat konusunda medya–toplum dayanışması oluşturulmalıdır.
13-Çevre muhabirlerinin eğitimi ve yetiştirilmesi önemsenmelidir.
14-Reklamlarda çevre duyarlılığını ön plana çıkartılması desteklenmelidir.
15-Evsel kaynaklı kirliliğin önlenmesine yönelik çalışmalar hızlandırılmalıdır.
16-Kentsel atıksuyun yeniden kullanımı sağlanmalıdır.
17-Türkiye için öncelikli ve problemli endüstrileri (sızıntı suyu-zeytin karasuyu-peynir altı suyu vb.) belirlenmelidir.
18-Hava kalitesi planları ve yönetim stratejileri oluşturulmalıdır.
19-Isınma amaçlı katı yakıtların kontrolü yapılmalıdır.
20-Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği kapsamında eğitimler yaygınlaştırılmalı ve toplum bilinçlendirilmelidir.
21-Gürültü haritaları ve eylem planlarının oluşturulması sağlanmalıdır.
22-İklim değişikliği eylem planı oluşturulmalıdır.
23-Uluslar arası müzakere ve işbirliği geliştirilmelidir.
24-Sera gazı emisyon envanteri geliştirilmelidir.
25-Ozon ve iklim dostu alternatif maddeler ve teknolojiler ile sonlandırma dönemi boyunca sektörlere göre yapılacak teknoloji değişimi belirlenmelidir.
26-Sanayinin insan ve çevre sağlığına verebileceği zararın önlenmesi açısından ülkemizde çok sayıda olumlu deneyimler vardır. Bu deneyimler paylaşılmalıdır. İnsan ve çevre sağlığını korumak amaçlı mücadele anlamlıdır ve değerlidir.
27-Bilim insanları kirlenme ve etkilenme boyutlarına ilişkin bilimsel kanıtları üretmekle uğraşırken, politik üstyapı insanlığın diğer ülkelerde yaşadığı felaketlerden ders alarak benzerlerinin bizim ülkemizde de yaşanmaması için; kirleten öder yerine kirletmemeyi, riski/kirlenmeyi önlemeyi kural haline getirmelidir.
28-Çevre sorun ve olaylarını izleyecek etkili sistemler kurulması için girişimlere başlanmalıdır.
29-Kirlilik kaynakları ve nedenleri zamanında saptanmalı ve akılcı çözüm önerileri geliştirilmelidir.
30-Karşı duruş yasal ölçüler içinde örgütlenilmelidir.
31- Minimum zarar, maksimum yarar anlayışı ile gerekli politikalar oluşturulmalıdır. Mevzuatın titiz biçimde uygulanması sağlanmalıdır.
32-Bu konuda halkın bilgi ve duyarlılığı artırılmalı, yasal çerçevede haklarını savunmak üzere harekete geçmeleri sağlanmalıdır.
33-uyarlılık geliştirmek için yasal sınırlar içinde protesto, etkinlik vb. yapılmalıdır.
34-Ormanlar sanayi, konut alanları ya da tarım arazileri için yok edilmemelidir.
35-Yeraltı su kaynaklarının tüketimi ya da kirletilmesinin önüne geçilmelidir.
36-Su kirliliğini, fiziksel, kimyasal ve biyolojik kirlilik boyutuyla ölçmek standart analizlerde kolaylık sağlayabilir. Ölçümlerin bu şekilde yapılması sağlanmalıdır.