DENİZLİ’NİN İLK AĞRI POLİKLİNİĞİ DDH’DE AÇILDI

Ağrının vücudun herhangi bir yerinden kaynaklanan, organik bir nedene bağlı olan veya olmayan insanın geçmişteki tüm deneyimlerini kapsayan, hoş olmayan özel bir duyu olduğunu ifade eden Dr. Erim, “Ağrı, vücudun belli bölgesinden kaynaklanmış olabileceği gibi vücuttaki bir tahribat, bir zarar da bu ağrıyı başlatmaktadır. Bu anlamda ağrı, bir uyarı sistemi olarak görev yapmaktadır. Yani hastanın hekime gitmesini sağlayan en önemli bir uyarandır. Çoğu kez insanlar tansiyonlarının yükseldiğini, şeker düzeyinin yükseldiğini, hatta nabızlarının hızlandığını bile fark etmeyebilirler. Ama ağrı, onları çok daha önce uyarır ve bir bozukluğun ifadesidir. Ancak bu özellik, her zaman bugün tıpta kullanılan çeşitli tanı yöntemleriyle görülemeyebilir. Örneğin; bir migrende ya da nevralji adını verdiğimiz çok şiddetli, dayanılması mümkün olmayan ağrılar, bilgisayar tanı yöntemleri ya da başka yöntemlerle saptanamayabilir. Özellikle uzun süren bu tip ağrılarda, hastaya hemen ağrısının psikolojik kökenli ağrı olduğunu söylemekten daha yanlış bir şey yoktur” dedi.

Hastaların ağrısının öncelikle hekimler tarafından ele alınması gerektiğini belirten Dr. Erim, “Bu yüzden uzun süren ağrıların gerek doktorlar gerek hastalar açısından çok sıkıntılı bir durum. Özellikle nedeni bilinmeyen, bilinip de tedavi edilemeyen ağrıların tedavisi kliniğimizde yapılmaktadır. Ayrıca kliniğimizde kanser ağrılarının tanı ve tedavileri gerekirse onların ileri tedavilerini yapmaya başlayacağız. Hastalarımız kliniğimize herhangi bir işlem ya da bir yerden gönderilmeye gerek duymadan rahatlıkla başvurabilirler” diye konuştu.