Diyabet hastalığı yaygınlaşıyor

Diyabet Haftası dolayısıyla bir açıklama yapan Denizli Devlet Hastanesi Endokrinoloji Uzmanı Dr. Nevzat Bilal, yaşam süresinin uzaması, hareketsiz yaşam, sağlıksız beslenme ve buna bağlı gelişen obezitenin, diyabet hastalarının sayısını Türkiye ve dünyada hızla arttırdığını söyledi.

Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun son verilerine göre dünyada diyabetli sayısının 366 milyona ulaştığını ve 2030’da 522 milyona ulaşmasının beklendiğini belirten Uz. Dr. Nevzat Bilal, Türkiye’de ise diyabetin Dünya Sağlık Örgütü’nün 2030 yılı tahminlerini geçtiği ve son 10 yılda yüzde 100’den fazla artarak 10 milyon kişiyi etkilediğini ifade etti. Bilal “Diyabet, vücudumuzda pankreas adlı salgı bezinin yeterli miktarda insülin hormonu üretmemesi ya da ürettiği insulin hormonunun etkili bir şekilde kullanılamaması durumun da gelişen ve ömür boyu süren bir hastalıktır. Sonuç olarak kişi, yediği besinlerden kana geçen şekeri yani glukozu kullanamaz ve kan şekeri yükselir. Diyabet, kontrol altına alınmadığında vücutta hemen her organı etkileyen ve ömür boyu süren kronik hastalıklara zemin hazırlayabilir, fakat erken tanı ve bilinçli davranmakla uzun ve sağlıklı bir ömür sürmek mümkündür. İki çeşit diyabet vardır. İnsuline bağlı diyabet, tip 1 olarak da biliniyor. Sıklıkla 10 ile 20 yaşları arasındaki insanlarda gelişmesine rağmen, daha yaşlı insanlarda da ortaya çıkabiliyor. İnsuline bağlı olmayan diyabet, tip 2 olarak da biliniyor ve sıklıkla 50 ile 70 yaş arasındaki insanlarda gelişiyor” dedi.

Obez veya kilolu olan kişilerin, bel çevresinin kadında 88 cm, erkekte 102 cm olan kişilerin diyabet riskini taşıdıklarını hatırlatan Endokrinoloji Uzmanı Dr. Nevzat Bilal, 45 yaşından itibaren beden kitlesi 25 kg/m²’nin üstünde olanların 3 yılda bir, ancak bazı risk faktörleri taşıyan hastaların daha erken yaşta glikoz taraması yaptırmasının gerekli olduğunu belirtti. Uz. Dr. Nevzat Bilal, “Obez veya kilolu olanlar, birinci dereceden akrabalarında diyabet olanlar, gebelik diyabeti bulunanlar veya iri bebek doğuranlar, düşük doğum ağırlığında doğanlar, hipertansiyon, lipid bozukluklar, polikistik over sendromu, koroner arter hastalığı bozulmuş açlık glukozu ve glukoz toleransı olanlar, sedanter yaşam sürenler, psikolojik ilaç alan olgular diyabet riski taşımaktadır ve her yıl araştırılmalıdır. Diyabet hastalığı önlenebilir bir hastalıktır. Tip 2 diyabet tanısı konulduğu dönemde hastalarda birçok damarsal hastalık mevcut olabilir. Diyabet gelişimi öncesi yaklaşık 10 yıllık süreçte kan şekeri normalin üst seviyelerinde seyreder. Prediyabetik dediğimiz bu dönemde hastalığın tanısı konulursa diyabet gelişimi önlenebilir” dedi. Endokrinoloji Uzmanı Dr. Nevzat Bilal, diyabet tedavisinde amaçlarının hastanın kendini daha iyi hissetmesini sağlamanın yanı sıra, kan şekeri ayarını düzenlemek diğer bir ifade ile kan şekeri yükselmeleri ve kan şeker düşmelerini önlemek olduğunu söyledi.

Uz. Dr. Nevzat Bilal: “Diyabet tedavisinde öncelikle diyabetlinin eğitimi kadar edinilen bilgilerin günlük yaşama uygulanması ve sürekliliği de önemlidir. Diyabet tedavisinin temelini dengeli ve doğru beslenme ile sürekli ve düzenli egzersiz oluşturur. Diyet ve egzersizle kontrol altına alınamayan hastalarda diyabet ilaçları ile hastalık kontrol edilmeye çalışılır, gerektiğinde insülin tedavisine geçilir. Egzersiz, kan şekeri seviyesini düzenlemeye yardımcı olması açısından diyabet hastaları için faydalıdır. Düzenli egzersiz yapanların genel olarak insülin hormonuna hassasiyetleri artmakta; böylece insülin, vücutta daha etkili bir şekilde kullanılmaktadır. Bu nedenle diyabet hastalarına haftada en az 3 kez, 30 dakikalık yürüyüşe denk gelecek bir egzersiz yapmalarını öneriyoruz” diye konuştu.