REKLAMI GEÇ

Genetik kıyamete hayır dediler

Genetik kıyamete hayır dediler

GDO’lu ürünlerin Türkiye’de üretilmesine izin veren yasa tasarısına karşı birleşen ve GDO’ya Hayır Platformu adını taşıyan Denizli’deki bazı sivil toplum örgütleri ve siyasi partiler imza kampanyası başlattı.

/ DENİZLİHABER / 16 Eylül 2009 Çarşamba, 23:37

Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminde bulunan Ulusal Biyogüvenlik Yasa Tasarısı’na karşı çıkan ve tasarının yasalaşması halinde, genetiği değiştirilmiş organizmaların Türkiye’de serbestçe ekilmesi ile Türkiye’nin gen kaynaklarının ortadan kalkacağını savunan bazı sivil toplum örgütleri ve siyasi partiler Denizli’de, GDO’ya Hayır Platformu adı altında birleşti. TMMOB Denizli birimleri, Denizli Ziraat Odaları Koordinasyon Kurulu Başkanlığı, Denizli Barosu, Hay-Koop., Atatürkçü Düşünce Derneği Denizli Şubesi, CHP, DSP, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Tema Denizli İl Temsilciliği, DOÇEV, Denizli Tabip Odası, Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı, Alevi Kültür Dernekleri, Altı Nokta Körler Derneği, Denizli Yerel Güçler Derneği, Eğitim-İş, Eğitim-Sen, KESK, Tüm-Bel-Sen, Birleşik Kamu-İş, SES, BES’in içinde bulunduğu platform, Ulusal Biyogüvenlik Yasa Tasarı’nın mevcut haliyle yasalaşmasını engellemek ve vatandaşları genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) hakkında bilgilendirmek için imza kampanyası başlattı. Platform üyeleri, Delikliçınar Meydanı’na kurdukları büyük mısır balonu ile vatandaşların dikkatini, GDO’lu ürünler ve bunların zararlarına çekmeye çalıştı.

GDO nedir?
Platform Sözcüsü-Denizli Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı İbrahim Gür, mısır balonu önünde yaptığı basın açıklamasında, tasarının iptal edilmesini ve Türkiye’ye GDO’lu ürün ve tohumların girişinin ve bu tohumların ekiminin yasaklanmasını istediklerini söyledi. Kendi türünden ya da kendi türü dışındaki bir canlıdan gen aktarılarak bazı özellikleri değiştirilen bitki, hayvan ya da mikroorganizmalara; genetiği değiştirilmiş organizma (GDO) ve gen aktarımı kendi türü dışında gerçekleştirilmiş canlıya da ‘transgenik’ dendiğini belirten Gür, AB ülkelerinin genleri değiştirilmiş tohumları reddettiğini hatırlattı.

‘Genetik kıyamet yaklaşıyor’
Genetik müdahaleye maruz kalmış tohumların, uzun vadede sebep olacağı değişiklikleri ‘genetik kıyamet’ olarak yorumladıklarını ifade eden Gür, “GDO tohum ekilmiş toprak üzerinde, uzun yıllar başka hiçbir ürün yetişmiyor. GDO tohum, kendisinden başka bitkilerin yaşama şansını azaltıyor, kendisini yiyen böcek, kuş gibi canlıların hayatını tehlikeye sokuyor. GDO tohumların polenleri, rüzgar ve arılarla kilometrelerce genişliğinde bir alana yayılabiliyor. Doğal tohumlar, bu polenlerle döllenerek kontamine alabiliyor. Örneğin mısırın gen merkezi Latin Amerika’da, GDO mısır ekiliyor. Meksika’da, en ücra dağ köylerinde, yerli mısır tohumlarının bile genlerinde değişiklik olduğu saptandı” dedi.

Birçok bitkinin, baklagil türünün ve buğdayın gen merkezi konumundaki Anadolu’nun, buraya ekilecek bir GDO tohum ile binlerce yıllık genetik mirasının yok olabileceğini söyleyen Gür, “Ulusal Biyogüvenlik Yasa Tasarısı, mevcut haliyle yasalaşırsa, GDO’lu ürünlerden zarar gören çiftçiler ve tüketiciler zararlarını ispat etmek zorunda bırakılacak, bu ürünlerin zararlı olmadığının ispatı şirketlerin üzerinde olmayacak. Bu ürünleri ülkemize sokan veya üreten şirketlerin cezai sorumlulukları oldukça düşük olacak. Zarara uğradığını iddia eden çiftçiler zamanaşımı tehdidi ile karşı karşıya kalacak. Risk denetimine tabi bu ürünlerle ilgili bilgiler kamuoyuna açıklanmayacak, şirket sırrı olarak korunacak. Tüketicilerin sağlıklı gıda tüketme hakları, küçük çocuklarla sınırlandırılacak, sadece küçük çocuk ürünlerinde GDO kullanılmayacak. Ülkenin tüm genetik varlıkları şirketlerin kontrolü altına bırakılacak” dedi. Gür, Biyogüvenlik Yasası’nın acilen çıkarılması gerektiğini ancak yasanın, GDO tohumların Türkiye’ye ithalini, ekilmesini, tüketilmesini yasaklayan bir yasa olarak hazırlanması gerektiğini söyledi.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı