“PARMAK ÇITLATMA KİREÇLENMEYİ TETİKLER”

Denizli Devlet Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Selcen Alkan, bilinçsizce yapılan parmak çıtlatma, boyun ve bel kütletmenin kireçlenmeyi tetiklediğini belirtti.
/ DENİZLİHABER / 6 Kasım 2010 Cumartesi, 18:14
Kireçlenmenin (osteoartrit) en sık görülen eklem hastalığı olduğunu söyleyen Alkan, genellikle 40’lı yaşlarda görülen ve sıklığı yaşla birlikte artan kireçlenmenin kıkırdakta başladığını ve kıkırdağın zamanla düzgünlüğünü kaybedip inceldiğinidile getirdi. Alkan şöyle konuştu: “Kireçlenme sonucu kıkırdağın altındaki kemik sertleşir ve kenarlarında osteofit adı verilen küçük kemik çıkıntıları oluşturur. Eklem içinde kıkırdaktan kopan serbest cisimler olur. Eklem yüzeyini örten sinoviyal zar kalınlaşır ve eklem içindeki sıvı artar. Kireçlenme başlangıçta kıkırdak ve kıkırdağın altındaki kemiğin hastalığı iken hastalık ilerledikçe eklemle ilgili diğer oluşumlar; eklem kapsülü, bağlar (ligamanlar) çevre kas dokusu etkilenir” dedi.
“Kireçlenme tamamen iyileşmez”
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Selcen Alkan, kireçlenme olan hastalarda çoğu zaman tutukluk, hareket kısıtlılığı, ilerlemiş evrelerde eklemde genişleme gibi yakınmalar, diz kireçlenmesinde parantez bacak gibi deformiteler oluştuğunu ifade etti. Kireçlenmenin pek çok etkenin birleşmesiyle oluştuğu kabul edilirken, neden aynı etkenler maruz kalanların tümünde meydana gelmediği bilinmediğini dile getiren Alkan, kireçlenmenin tamamen iyileşerek hastalığın ortadan kalkmasının söz konusu olmadığını kaydetti. Alkan şöyle devam etti: “Kireçlenme, en çok dizde, daha sonra kalça, omurga, el bileği, el ve ayak eklemlerinde görülür. Kireçlenmenin orta ve ileri yaş, fazla kilo, kadın cinsiyet, eklemin yapısında doğuştan (kalça çıkığı) ya da sonradan (menisküs ameliyatı, kırıklar) yük ve kuvvet dağılımını, algısını bozan değişiklikler, ekleme aşırı yükleme ve tekrarlayıcı travmalar risk faktörleri arasında yer alır. Bilinçsizce yapılan parmak çıtlatma, boyun ve bel kütletme kireçlenmeyi tetiklemektedir. Kireçlenmede tamamen iyileşerek hastalığın ortadan kalkması söz konusu değildir. Ancak yakınmaların iyileştirmesi mümkün olabilmektedir. Burada çoklu yaklaşım dediğimiz yalnızca ilaçlardan ibaret olmayan tedavileri gerekirse basamak basamak, kimi zaman alterne kimi zaman topluca değerlendirmek gerekir” dedi.
“Yaşam şeklini değiştirmek sağlık için şart”
Kireçlenme tedavisinde öncelikle yaşam şeklinde kilo verme, düzenli egzersiz gibi alışkanlık değişikliklerinin hayata geçirmesi gerektiğini belirten Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Selcen Alkan, “Kireçlenme tedavisinde İyileşmeye yardımcı olabilecek cihaz, gereç vb. gereksinim olduğunda kullanımı teşvik ediyoruz. Ağrı ve tutukluğu gidermede ağrı kesici / yangı giderici ve kas gevşetici ilaçlardan yarar görürüz. Ağrı tedavisinde diğer seçeneklerimiz sıcak / soğuk uygulamalar ve sinir uyarıcı elektrik akımı, derin ısıtıcı ultrason gibi elektroterapi ajanları, kısmen hastalığın seyrine etki ettiği düşünülen ve çalışmalarda klinik etkinliği gösterilmiş bazı ilaçlar da bulunmaktadır. Diğer bir tedavi seçeneği de eklem içine yapılan enjeksiyonlardır. Eklem sıvısı içeriğine benzeyen maddeler sıklıkla enjeksiyon için tercih edilirler. Eklemin lubrikasyonununu (yağlanma) sağlayarak sürtünmeyi azalttığı, eklem içi basıncı düşürdükleri bu nedenle ağrıyı azaltarak fonksiyonu artırdıkları düşünülmektedir. Daha nadir olarak ancak akut alevlenme durumlarında inflamasyonu baskılama amaçlı, ağrı ve hareket kısıtlılığını giderme de eklem içine kortizon enjeksiyonları da uygulanabilmektedir. Ayrıca kaplıca tedavisi de kireçlenme sağaltımında önemli bir yer tutmaktadır. Gerek termal suyun gerekse nitelikli çamurun yalnızca ağrıyı kesmekle kalmayıp hastalığı tedavi edici özellikler gösterdiği çeşitli bilimsel çalışmalarla da gösterilmiş durumdadır. Ayrıca kalıcı şekil bozuklukları yerleşmiş, ciddi hareket kısıtlılığı olan vakalarda çeşitli cerrahi yöntemler (osteotomi, protez) de tedavi seçeneklerini oluşturur” diye konuştu.