REKLAMI GEÇ

Laodikya’da 2008

Laodikya’da 2008

İl merkezine 6 km uzaklıkta olan ve merkeze bağlı Eskihisar Köyü sınırları içerisinde yer alan Antik Kent Laodikya, Pamukkale Üniversitesi tarafından yapılan kazı çalışmalarıyla 2008 yılında parlak bir dönem geçirdi.

/ DENİZLİHABER / 22 Kasım 2008 Cumartesi, 01:00

İlimizin en önemli tarihi yerlerinden birisi olan Laodikya,
her yıl yapılan kazı çalışmalarıyla yavaş yavaş gün yüzüne çıkartılıyor.
Pamukkale Üniversitesi tarafından yapılan kazı çalışmalarıyla büyük bir bölümü
gün yüzüne çıkartılan kent, 2008 yılında da iyi bir kazı dönemi geçirdi.
Laodikya Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Celal Şimşek, Laodikya’nın ilimiz
açısında önemli bir bölge olduğunu ve ortaya çıkan tarihsel buluntular ile de
günümüze ışık tuttuğunu belirtti.

İŞTE ORTAYA ÇIKANLAR

2003 yılında başlanan ve 6 yıldır devam eden kazı
çalışmalarında, 2008 sezonunda da iyi bir yol aldıklarını belirten Şimşek, “2008
yılında yapılan kazı çalışmalarında Doğu Bizans Kapısı ve Kuleleri ortayı
çıktı.  Kapı, Suriye Caddesi üzerinde
olup, yapılış zamanı ve tipiyle Hierapolis Erken Bizans Dönemi, Kuzey ve Güney
Kapılarına benzer. M.S. 395-396 yılında Doğu Roma İmparatorları Theodosius
(M.S. 378-395) ve Arcadius (M.S. 395-408) tarafından alınan kararlar
doğrultusunda kentin etrafı sur duvarlarıyla çevrilmiştir” dedi.

Doğu Bizans Nymphaeumu’nda, dikdörtgen planlı çeşmenin
ortaya çıkarıldığını belirten Şimşek, “Kentin doğu girişi yanında yer alan
çeşme, sur duvarı dışında yaşayanlara ve dışarıdan gelenlere su temin eden
önemli bir yapıdır. 2008 yılı kazı çalışmalarında Erken Bizans Çeşmesi’nin
kazısı, konservasyonu (koruma) ve restorasyonu tamamlanmıştır. Çeşme yapısının
kazılarında havuz içinde, M.S. 7. yy. başında kentin tamamını yıkan büyük
depremin izleri olan sıralı sur duvarlarının yıkılmış blokları ortaya
çıkarılmıştır” dedi.

Yapılan kazı çalışmalarında ortaya çıkarılan bir diğer
önemli yerin de A Evi olarak adlandırılan bölge olduğunu ifade eden Şimşek, “A
Evi, Suriye Caddesi’nden kuzeye ayrılan ara sokak üzerinde yer alır. Kazı
çalışmaları devam eden mekân, iç avlu ve birbiriyle bağlantıları olan odalardan
meydana gelen bir yapı kompleksidir. Kazı çalışmalarında bol miktarda terazi,
gram ve sikke gibi alış verişle ilgili malzemeler ele geçmiştir. Ayrıca evde
duvar üzerine yazılmış orijinal İncil’den pasajlar da bulunmuştur” diye konuştu.

2008’de yapılan kazı çalışmaları sırasında, Tapınak A’nın
bulunduğu bölgede de çalışmalar yapıldığını dile getiren Şimşek, “Yapı, Suriye
Caddesi’nin kuzey yanında etrafı portiklerle çevrili (58×42.33m, 54 adet
sütunlu) dikdörtgen avlunun kuzey sonunda yer almaktadır. 2008 yılında
tapınakta yapılan çalışmalarda ortaya çıkarılan mermer taban döşemeleri
sağlamlaştırılmıştır” dedi.

Kazılar sonunda ortaya çıkarılan Korinth Tapınağı ve Kuzey
Bazilikası hakkında da bilgi veren Şimşek, “İki tiyatro arasında kalan ve Lykos
Ovası’na bakan düzlükte yer alan tapınağın olasılıkla kuzey yanına daha sonraki
dönemde Kuzey Bazilikası inşa edilmiştir. Tarımsal faaliyetler sebebiyle hem
tapınağın hem de bazilikanın mimari blokları tahrip edilmiş olup, tapınağa ait
üç faskialı arşitravlar, başlık, sütun tamburları, geison-sima blokları gibi
mermer malzemeler, doğudaki yamaca rastgele atılmıştır” dedi.

Kuzey Tiyatrosu’nun, Batı Tiyatrosu’nun, artan kent nüfusuna
cevap verememesi üzerine, tamamen mermerden ikinci bir tiyatro olarak
yapıldığını ifade eden Şimşek, “Yapı, tamamen Lykos Ovası’na bakmakta olup,
topografyaya uygun şekilde yamacın oyulmasıyla inşa edilmiştir ve kuzeydoğu’ya
bakmaktadır.  Tiyatro oturma basamakları
üzerinde ele geçen yazıtlar Laodikeia’da yaşayan önemli aileler, yöneticiler,
yün boyacıları birliği gibi esnaf loncalarının oturma bölümleri olduğunu ortaya
çıkarılmıştır” dedi.

Laodikeia Asopos Tepesi (Resim 19-20: Laodikeia Antik
kentinin özelikle batı bölgesinde ve Asopos Deresi’nin (Gümüşçay-Goncalı
Deresi) doğu yamacında yürütülen “Asopos Tepesi 1” ve “Asopos Tepesi 2” adları verilen alanda yapılan
kazılarda, günümüzden 5500 yıl öncesine giden Laodikeia’nın lokal yerleşimleri
ortaya çıkarılmıştır. 2008 yılında Höyük konileri, Laodikeia 100x100mlik kent
paftasında J 17 ve J 18 karelerinde yer almaktadır. Asopos Tepesi 1’de G3-G4
plan karelerinde, Asopos Tepesi 2’de D3 plan karesinde yer alan iki açma
içerisinde kazı çalışmaları yürütülmüştür.

Gerçekleştirilen kazı çalışmaları sonucunda Asopos Tepesi
1’de ana toprağa kadar ulaşılmıştır. Her iki konide gerçekleştirilen
çalışmalarda elde edilen bulgular, sırasıyla Geç Roma-Erken Bizans, Roma,
Helenistik, Erken Demir Çağ, Geç Tunç Çağ, Orta Tunç Çağ, Erken Tunç Çağ ve Geç
Kalkolitik dönemlerinde iskânın varlığını ortaya koymuştur. Kazı çalışmalarında
çanak-çömlek fırınları, tüm bu dönemlere ait çok sayıda seramik örneklerinin
yanı sıra çakmaktaşından ve obsidyenden kesici-delici aletler, ezgi taşları,
havanelleri, ağırşaklar, ağırlıklar, metal ve kemik alet örnekleri bulunmuştur.
Söz konusu küçük buluntuların yanı sıra özellikle Hellenistik-Roma İmparatorluk
Dönemi’ne tarihlenen çok sayıda figürün de tespit edilmiştir.

Asopos Tepesi üzerinde yapılan kazılar Güneybatı Anadolu
bölgesinde yaşanan prehistorik sürece dair önemli yeni verileri de ortaya
koymaya başlamıştır. Bu alanlarda önümüzdeki yıllarda devam edecek kazı
çalışmaları Güneybatı Anadolu’nun yerel çanak çömlek geleneklerinin daha
detaylı ve stratigrafik veriler ışığında ortaya konmasının yanı sıra hem Orta
Anadolu hem de kıyı bölgeler ile yaşanılan kültürel etkileşim sürecinin
aydınlanmasına katkı sağlayacaktır. Asopos Tepesi’nde bugüne kadar yürütülen
kazı çalışmaları, Laodikeia antik kentinin; önce Rhoas, sonra da Diospolis
olarak adlandırılan tipik bir Anadolu yerleşmesinin bu tepeler üzerinde
olduğunu ortaya koymuştur. Özellikle Demir Çağı’na ait bol miktarda seramik
parçalarının bulunmuş olması da bu görüşü desteklemektedir. Yapılan kazı
çalışmalarında ana toprağa kadar ulaşılması Laodikeia’nın kuruluş tarihinin Geç
Kalkolitik Dönem’e kadar uzandığını ortaya koymaktadır.

Mezarlık (Nekropol) çalışmaları hakkında da bilgi veren
Şimşek, “Laodikeia nekropolü antik kentin dört yönünde geniş alanlara yayılmış
durumdadır. 2006 yılından bu yana yapılan Nekropol kazıları, Laodikeia antik
kentindeki mezar tiplerini tanımamızı, gömü gelenekleri (mezar başında yapılan
törenler, ölü yemekleri gibi), antik kentin sosyo-ekonomik durumunun
algılanmasını ve sikkelerle tarihlenen konteksleri ile (unguentariumlar,
kâseler, kandiller ve değişik takılar, aksesuarlar gibi) kronolojinin
oluşturulmasına büyük katkılar sağlamıştır” dedi.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı