TABAE ANTİK KENTİ’NE 20 BİN TL ÖDENEK

Denizli’nin Kale ilçesinde bulunan ve 5 medeniyete ev sahipliği yapan Tabae Antik Kenti’nde kazı çalışmalarına 20 bin TL ödenek gönderildi, ayrıca deponun da en kısa zamanda yeni ev ile birlikte anahtarının verileceği müjdelendi.

Vali Yavuz Erkmen, İl Özel İdare bütçesinden geçen gün Tabae Antik Kenti’nde kazı çalışmalarını sürdüren heyete 20 bin TL’lik destek verdiklerini söyleyerek, “İstedikleri depoyu da en kısa zamanda sağlayacağız. Ancak depo, öyle ayrı bir yerde olmasını istemediğimiz için yeni bulacağımız evle birlikte anahtarını teslim edeceğiz” dedi.

Bu konuda Kale belediyesi ve kaymakamlığın ilgilendiğini dile getiren Vali Erkmen, “Arkadaşlarımız burada buldukları vazo, çömlek ve heykel gibi şeyleri Müze Müdürlüğü’ne gönderiyor. Ancak şimdiki bulundukları evde bunları muhafaza etmeleri uygun değil. Bunun için ayrı bir yerde ev bakıyoruz, bunun deposu da içinde olacak. Çünkü ev ayrı bir yerde depo ayrı bir yerde olmaz. En azından sağlıklı da olmaz. Yeni bulduğumuz evde depoları da yanlarında olacak, şimdi buldukları vazo ve çömleklerde birkaç eksik kalıntı olabiliyor. Bunun içinde depoda saklayıp, diğer parçalarını da buldukları zaman birleştirip orada sağlıklı bir yerde gelen yabancı ve yerli turistlere de gösterebilecekler” diye konuştu.

Ege Üniversitesi (EÜ) Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Türk İslam Sanatları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Bozkurt Ersoy başkanlığındaki çalışan ekip, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı ve hatta Türkiye döneminde 1954 yılına kadar yerleşim yeri olarak kullanılan alanda yeni bulgular çıkartıyor. Roma dönemine ait kayalara oyulmuş evler bulunan antik kentte, toprak üstünde sadece iki cami, bir hamam, bir Çeşme ve bir sebil günümüze ulaşabilmiş durumda bulunuyor. Osmanlı eseri olan Cevherpaşa Cami’nin kitabesinde, Hicri 1235 tarihi okunuyor. Yaklaşık 13’üncü yüzyıla kadar Bizanslıların elinde bulunan Tabae, daha sonra Türklere geçti, adı da Kale-i Tavas oldu. Menteşe Beyliği’nin önemli şehirlerinden biri haline geldi ve önemini Osmanlı döneminde de korudu. Burayı 1330’lu yıllarda gören İbni Batuta, eserinde sadece kalesinden bahsediyor. Evliya Çelebi ise 1670’li yıllarda şehrin 50 ev ve bir cami içeren iç kaleyle 300 ev, beş mahalle, beş cami, bir han, bir hamam, üç mektep, üç sebil, iki tekke ve altı zaviyesi olan bir dış kaleden oluştuğunu anlatıyor.