Herken, savunma taktiğini değiştirdi

Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın Pamukkale Üniversitesi’ndeki örgütlenmesine yönelik davanın ilk duruşması sürüyor. EGS Kongre ve Kültür Merkezi’nde yeni kurulan ve ilk FETÖ davası olan 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davada 73’ü tutuklu toplam 115 sanık yargılanıyor.

Çoğu akademisyen ve idari personelden oluşan sanıklar, FETÖ/PDY adına üniversitede örgütlenme içinde yer almak ve silahlı terör örgütü üyeliği suçlarıyla yargılanıyor. FETÖ/PDY’nin Pamukkale Üniversitesi’ndeki yöneticisi olduğu iddiasıyla yargılanan Hasan Herken’in savunmasını sürdürdüğü duruşmanın 6. gününde salona sanıklar, avukatları ve sınırlı sayıda yakınları alındı.

SAVUNMA TAKTİĞİ, KARŞI TAARRUZ
Savunmasına geçtiğimiz Cuma günü başlayan ve halen sürdüren Hasan Herken, tanıkların ifadelerinde kendisine yönelttiği iddialara yanıt verdi. Tanık ifadelerine karşı savunmadan çok karşı taarruz şeklinde bir taktik uyguladığı dikkat çeken Herken, Y.E’yi hükümet yanlısı ve AK Partili olmak, H.K. Ö’yü de yayınlarda hırsızlık yapmakla itham etti. Tanıklardan bazılarını İmam Hatip mezunu olmaları nedeniyle yemin etmemek için savcılık yerine polise ifade vermeyi tercih ettiğini belirten Herken, hapishane yemekleri konusunda da serzenişte bulundu. Herken, “Her gün tavuk yemekten hafıza kaybı yaşamaya başladım. Tavuk yemeğinin yanında bir de tavuk çorbası veriyorlar. Bu yüzden unutkanlık başladı. Kırmızı ete ihtiyacım var” dedi.

“TANIK Ö. HIRSIZDIR”
Davanın tanıklarından Harun K. Ö.’yü de suçlayan Herken, “Kendisi yayınlarda hırsızlık (İntihal) nedeniyle kademe ilerleme cezası almıştır. Atılma işlemi ise YÖK’ten dönmüştür. Dünyanın her yerinde bu intihali yapan kişi üniversiteden atılır. İntihali tespit eden etik kurulu başkanı da bendim” dedi.
Tanıklardan Yaşar E. hakkında da, “Dünyaya AK Parti gözlüğü ile bakar” diyen Herken, “Kendisi hükümet yanlısı bir sendikadandır. İfadelerini bu şekilde değerlendirmek gerekir. Kendisine görev teklif edildiğinde AK Parti ve sendikaya sormadan kabul etmemesi ilginçtir” dedi.

“BAĞCI KARDEŞİNİ KURTARMAK İSTEDİ”
İddianamede Hüseyin Bağcı’yı rektör adaylığı için Antalya’da ikna ettiği yönünde iddialar bulunan Hasan Herken, “Bağcı’nın rektör olma talebi hiç yokken benim ikna için iki kez Antalya’ya gittiğim belirtiliyor. Oysa kendisini ikna etmeme hiç gerek yoktu. Çünkü 2007’den beri zaten adaydı. Hüseyin Bağcı’nın ifadesi iddianamede cemaat adına gittiğim yönünde geçmiş. Hangisini düzelteyim ki? 2 Ağustos’ta Bağcı gözaltına alındığında kardeşi Cahit B. Gaziantep’te rektörlük seçimlerine girmiş, en çok oyu almış. Atanabilmesi de Cumhurbaşkanı’nın kararnamesine bağlıydı. Sanırım kardeşinin atanmasını engellememek için rektörlük görevine geri dönmek istemiş ve gece yarısı ifade verip bir an önce çıkmak istemiş. Zaten kendisi de iki gün sonra görevden alınmış ve KHK ile atılmıştır. Yani kardeşi ile aynı kaderi paylaşmıştır” dedi.

ZEYBEKCİ DİYALOĞU
Nihat Zeybekci’nin rektörlük seçimleri döneminde “Ben üniversite hocalarına şu adayı destekleyin deme terbiyesizliğini yapamam” dediğini hatırlatan Herken, “Zeybekci devamında, ‘Bizim tabanımız bellidir. Sizler belli bir aday etrafında toplanırsanız ben de sizin etrafında toplandığınız milliyetçi, muhafazakar, liberal adayı desteklerim’ dedi. Daha sonra üniversite içinde Prof. Dr. Hasan Erdoğan’ın, Ceyhun Karpuz, Sebahattin Nas, Mehmet Akgül, Ferhat Ağırman ile birlikte çalışma başlattıklarını anladım. Zaten bu girişim seçimden 3-4 ay önce başarısızlıkla sonuçlandı. Yani konsensüs iddiaları doğru değil” dedi.