Çerkes Sürgünü

Çerkes Sürgünü…
Haber Merkezi / DENİZLİHABER / 22 Mayıs 2025 Perşembe, 12:49
Çerkes Sürgünü’nün 161. Yılı,
Unutmadık, Unutmayacağız!
Geçtiğimiz günlerde bir yıldönümünü daha geride bıraktık.
21 Mayıs’tı.
Tarihin en acı günlerinden biriydi.
Çerkes Sürgünü’nün üzerinden tam 161 yıl geçti.
Sadece bir tarih değil bu.
Bir halkın yerinden, yurdundan, onurundan koparıldığı gündü.
Kafkas Dağları’ndan zorla koparılmaktı,
Çerkesler binlerce yıl Kafkas Dağları’nda yaşadılar.
Kendi dilleri, kültürleri, gelenekleri vardı.
Bağımsızdılar. Onurluydular.
Ama Rus Çarlığı’nın gözünü diktiği topraklarda yaşıyorlardı.
Hedef belliydi. Hedefleri Kuzey Kafkasya’yı ele geçirmekti.
Yüzyıllarca süren savaşlardan sonra…
1864’te, Kbaada Ovası’nda son darbe vuruldu.
Çerkesler sayıca beş kat büyük bir orduya karşı savaştı.
Ama maalesef olmadı.
Topraklar işgal edildi.
Nehirler Çerkes kanıyla aktı.
Hayatta kalanlar, birkaç eşyayla Osmanlı topraklarına sığındı.
Yolda açlık, hastalık ve ölüm…
Yarım milyona yakın insan hayatını kaybetti.
Bugün Çerkesler, Türkiye’nin dört bir yanındalar.
Kültürlerini koruyorlar. Kimliklerini yaşıyorlar.
Ve bu topraklara bağlı, sadık insanlar olarak hayatlarını sürdürüyorlar.
Türkiye, dünyadaki en büyük Çerkes diasporasına ev sahipliği yapıyor.
Yaklaşık 3 milyon Çerkes, Anadolu’nun dört bir yanında onurlu bir yaşam sürüyor.
Burada bir noktayı netleştirmek gerekiyor:
Esasen Çerkesler Türk değildir.
Bu ifade, bir ötekileştirme değil, tarihî gerçeklere duyulan saygının bir yansımasıdır.
Çerkesler, Kafkas kökenli, kendi dili ve kültürü olan kadim bir halktır.
Ancak bu fark, beraberliğimizi zedelememeli.
Çünkü millet olmak, aynı dili konuşmaktan çok daha fazlasıdır..
Hz. Ali’nin sözü boşuna değil:
“İnsan ya dinde kardeşindir ya da yaratılışta eşindir.”
Denizli de ülkemizin birçok şehri gibi Çerkes kardeşlerimizin yaşadığı şehirlerden biri.
Ticarette, eğitimde, devlet kademelerinde hayatın her alanında varlar.
Saygın, çalışkan ve ülkesine bağlı insanlar.
Bu kadim topraklar ortak menfaati, kardeşliği, huzuru ve barışı güçlü tutuyor.
Farklılıklarımızı zenginlik olarak görüyor.
Ortak hedeflerimiz ise gelecek rotamızı belirliyor.
İmam Gazali, “Adalet bir şeyi yerli yerine koymaktır” der.
Çerkeslerin tarihini, acılarını, varlıklarını bu adalet terazisinde tartmak, hem insanlık hem devlet için bir vazifedir.
Geçmişin acılarını unutmadan, onları geleceğe köprü yapmak zorundayız.
Çünkü unutan, tarih değil, insan olur. Ve tarih, unutulanı hatırlatır.
Çerkes Sürgünü sadece Çerkeslerin değil, hepimizin ortak acısı.
Tarihimize sahip çıkmak, geleceğimize sahip çıkmaktır.
Yaşanan acılar, kimlik mücadeleleri, sürgünler…
Hepsi bu ülkenin ortak hafızasında.
Bugün bu ülkede birlikte yaşıyorsak,
Aynı havayı birlikte teneffüs ediyorsak,
Aynı değerlerle bütünleşik yükseliyorsak,
İşte o zaman gerçek bir milletiz.
Umudumuz diri, yarınımız güvenli demektir.
Çerkes kardeşlerimizin acısını yürekten paylaşıyorum.
Hayatını kaybedenlere rahmet diliyorum.
Ve bu memlekette kardeşçe yaşamanın kıymetini bir kez daha herkese hatırlatıyorum.