KAOS!

Yeni Dünya Düzeninin Kirli Oyunu…
Haber Merkezi / DENİZLİHABER / 26 Haziran 2025 Perşembe, 11:23
Ortadoğu’da satranç tahtası yeniden kuruldu.
Ama bu defa oyun, tanklarla değil, toplum mühendisliğiyle, psikolojik harp teknikleriyle, ekonomik yıkımlarla ve etnik çatışmalarla oynanıyor.
İran hedefte.
Ama mesele onu doğrudan vurmak değil.
İçeriden çürütmek.
Yıpratmak.
Rejimi kendi halkına karşı meşruiyetsiz hale getirmek.
ABD, İsrail ve bazı Avrupa aktörleri, İran’ı bir ülke olarak değil, bir sistem olarak tasfiye etmek istiyor. Amaç, askeri başarıdan ziyade, toplumsal bağışıklık sistemini çökertmek.
İran’daki ekonomik kriz, sansür, baskı ve yalnızlaşma, halkın zihninde rejime yönelik bir sorgulama süreci başlatmış durumda.
Dışarıdan uygulanan ambargolar içeride rejim yorgunluğunu besliyor.
Bu, klasik bir savaş değil.
Bu, sessiz ama derin bir çökertme planı.
2021’de ABD’nin Afganistan’dan çekilmesi, görünüşte bir yenilgi olarak sunuldu.
Ama gerçek biraz farklı okunmalı.
ABD geri çekilmedi, sadece yer değiştirdi.
Cepheyi değiştirdi.
Operasyonlarını yeraltına indirdi.
Afganistan’dan gelen göç dalgaları, İran’ın içine yeni bir sızma hattı kurdu.
Bugün İran’daki sabotajlar, nükleer merkezlerdeki patlamalar ve stratejik bilgilerin sızdırılması hiç de tesadüf değil.
Bir başka tuhaflık ise,
Geçtiğimiz haftalarda ABD’de bazı eyaletlerde huzursuzluk arttı.
Sosyal çöküntüler, protestolar, siyasi gerilim…
Ardından ne olduysa, İsrail bir gece ansızın İran’ı vurdu.
Gündem değişti.
ABD içindeki karışıklık sessizliğe gömüldü.
ABD’de perde arkasında bir iç hesaplaşma mı var?
Bu da ayrı bir soru işareti olarak duruyor.
İşte tam da bu noktada, ABD Başkanı Donald Trump’ın yaptığı bir açıklama oldukça dikkat çekici.
İran’ın Katar’daki ABD üssüne yaptığı sözde saldırıya dair,
“İran çok iyiydi. Bizi önceden uyardılar. ‘Saat 01.00 uygun mu?’ dediler. Üst model 14 füze gönderildi, hepsi bizim ekipmanlarımız tarafından düşürüldü,” diyor.
Bir mermiyi bir mermiyle vurmak gibi…
Bu açıklama, aslında İran-ABD geriliminin ne kadar ‘kontrollü’ yürütüldüğünün de bir nevi kanıtı.
Tehdit var ama mutfakta herkesin bildiği bir senaryo da var.
Herkes rolünü iyi biliyor.
İsrail bile…
Çünkü katil İsrail bu krizin en kurnaz ve en pervasız, hatta en vahşi ortağı.
İran üzerinden yükselen gürültüyü fırsata çevirerek Gazze’de sivillerin üzerine bomba yağdırıyor.
Dünya İran’ı konuşurken, Gazze, Filistin unutuluyor.
Oysa yakılan bedenler, aç ve susuz bırakılan çocuklar, bombalanan hastaneler hâlâ orada.
Gazze hâlâ kanıyor.
Türkiye ise bu oyunun farkında.
Ne İran’ın iç işlerine göz yumuyor, ne de İsrail’in vahşetini görmezden geliyor.
Ne ABD’nin satranç hamlelerine kapılıyor, ne içerideki algı operasyonlarına teslim oluyor.
Çünkü Türkiye, bu coğrafyada sıradan bir aktör değil.
Bu millet, sadece bir devletin değil, aynı zamanda bir kaderin taşıyıcısı.
Bu topraklar sadece sınır çizgisi değil, tarihin şifrelerinin saklı olduğu coğrafyadır.
Birileri ‘Federal İran’ projeleriyle Azerbaycan’dan Anadolu’ya uzanan Türk bağını kesmek istiyor.
Çünkü biliyorlar…
Türkler birleşirse, İslam ayağa kalkar.
İslam kalkarsa, emperyal düzen çöker.
İran’daki etnik fay hatlarını kaşıyanlar, aslında Türkiye’ye giden yolu tıkamaya çalışıyorlar.
Ama nafile…
Gazze’nin çığlığı bizim yüreğimizdedir.
Anadolu sadece bir ülkenin değil, bu ümmetin son karakoludur.
Birileri yeni bir bölgesel harita çizmeye çalışıyor olabilir.
Ama o haritanın pusulası Anadolu’dadır.
Çünkü Anadolu’yu yöneten, dünyayı yönetir.
Dışişleri Bakanlığımızın yaptığı açıklamalar, bu kararlılığın devlet dilidir.
Türkiye, oyun kuranların oyunlarını bozacak tek aktördür.
Unutulmasın;
“Onlar tuzak kurdu, Allah da tuzak kurdu.
Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır.”
(Âl-i İmran, 54)
Ve bir daha unutulmasın ki,
Biz ayağa kalkarsak, insanlık da ayağa kalkar.
Yorumlar
Güzel tespit ve yorumlarınız için teşekkürler.
Gündemi merak edenler için açıklayıcı bir bilgilendirme. Allah razı olsun hocam..
Rabbim Ülkemi hep muhafaza eylesin