REKLAMI GEÇ

PAÜ’lü bilim insanları ortaya çıkardı: 100 Caretta caretta göç etmiyor, Dalyan’da kışlıyor

PAÜ’lü bilim insanları ortaya çıkardı: 100 Caretta caretta göç etmiyor, Dalyan’da kışlıyor

Dalyan’da Pamukkale Üniversitesi bilim insanlarının 4 yıldır sürdürdüğü ‘Deniz Kaplumbağası İzleme ve Koruma Alanı Çalışması’ bölgede 100 caretta carettanın göç etmeyerek kışı da deltada geçirdiklerini ortaya çıkardı. Küresel ısınmaya bağlı olarak yapılan yavru sayımlarında dişi oranının arttığı tespit edilirken bölgede erkek popülasyonunun ağırlıklı olduğu ortaya çıktı. Türk Zooloji Dergisi’nde yayınlanan makalede Dalyan Deltası’nın koruma alanı olarak düşünülünden daha değerli olduğuna vurgu yapıldı, buradaki popülasyonun insan tahdidi altında olduğuna işaret edildi.

Haber Merkezi / DENİZLİHABER / 9 Mart 2022 Çarşamba, 15:38

Ülkemizdeki en önemli deniz kaplumbağası yuvalama kumsallarından Dalyan’ın aynı zamanda önemli bir kışlama ve beslenme alanı olduğu yapılan bilimsel çalışmayla ortaya kondu.

Pamukkale Üniversitesi’nden Dr. Doğan Sözbilen’in tarafından yürütülen, Prof. Dr. Eyüp Başkale ve Prof. Dr. Yakup Kaska ile birlikte hazırlanarak Türk Zooloji Dergisi’nde yayınlanan makalede yaklaşık 100 caretta carettanın yıl boyu bu bölgede yaşadığı ortaya çıktı. Çalışmanın önemli bulgularından birisi de kışı burada geçiren popülasyonun yüzde 70,5’ini erkek carettalardan oluşturması.

MAKALE TÜRK ZOOLOJİ DERGİSİ’NDE YAYINLANDI

Pamukkale Üniversitesi Deniz Kaplumbağaları Araştırma, Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi (DEKAMER)’de görevli bilim insanları Köyceğiz-Dalyan Özel Koruma Alanında denizde yaşayan popülasyonun incelenmesine yönelik detaylı bir çalışma gerçekleştirdi. Bölgede kışı geçiren iribaş deniz kaplumbağasına yönelik çalışma, “İribaş Deniz Kaplumbağası için Erkek Ağırlıklı Deniz İçi Popülasyonu ve Akdeniz’de Olası Önemli Bir Deniz Kaplumbağası Alanı Olarak Dalyan” başlığıyla Türk Zooloji Dergisi’nde yayınladı. Makalede tüm dünyada küresel ısınmanın etkisi ile dişi popülasyonunun arttığı yönündeki varsayım hatırlatıldı, Dalyan Deltasındaki popülasyonun erkek yoğunluğuna dikkat çekildi. Bölgedeki erkek bireylerin neslin devamı için önemine vurgu yapıldı.

GÖÇ ETMİYORLAR, KIŞI DELTADA GEÇİRİYORLAR

4 yıldan uzun süredir gerçekleştirilen ‘Deniz Kaplumbağası İzleme ve Koruma Alanı Çalışması’na üç bilim insanının yanı sıra 10 proje asistanı ve gönüllüler sahada destek verdi. Araştırma kış döneminde gerçekleştirilerek sadece bu dönemdeki yapıya ilişkin bilgi alındı ve yuva yapan bireylerin sonucu etkilememesi amaçlandı. Araştırma sırasında bölgedeki deniz ve delta içi alanlarda doğrudan örnekleme yapılarak kaplumbağalar etiketlendi, boy, kilo ve sağlık parametrelerine ilişkin bilgiler toplandı.  Araştırma, yuvalama ve beslenme alanları arasında göç ederek uzun mesafeleri kat eden deniz kaplumbağaların bir kısmının bölgeyi terk etmediğini ve kışı burada geçirdiklerini ortaya koydu. Bölgede kışı geçiren 100’ün üzerinde birey olduğu düşünülüyor. Aynı zamanda tespit edilen bireylerin yüzde 11,4’ünün genç bireylerden oluştuğu ve ergin bireyler kadar genç bireylerin gelişimi için de bölgenin önemli olduğunu gösterdi.

DAHA FAZLA ÇALIŞMA YAPILMALI

Deniz kaplumbağalarının yaşamlarının tamamına yakını denizlerde geçmesine ve uzun yıllardır Türkiye ve Akdeniz yuvalama kumsallarında farklı araştırmacılar tarafından önemli çalışmalar yapılmasına karşın Türkiye’de ilk defa deniz içinde bu kadar detaylı bir çalışma yapılması, Türk bilim insanlarının yaptığı çalışmanın önemini daha da artırıyor. Özellikle erkekler ve genç bireyler hakkında yeterli bilgiye sahip olmayan bilim dünyası için referans bir çalışma olan araştırmada öncelikli hedef deniz içi popülasyonu belirlemek olarak gösterildi.

YARISINDAN FAZLASINDA İNSAN KAYNAKLI YARALANMA TESPİT EDİLDİ
Araştırma sırasında yakalanan kaplumbağaların yüzde 54,5’in daha önce gerçekleşmiş yaralanma izlerine rastlandı. Yapılan incelemelerde yaralanmaların insan kaynaklı olduğu ortaya çıktı. Teknelerin çarpması, pervane izleri, kabuk üzerinde kırıklar, olta kancası yutulması, misina dolanması ve balıkçılıkla ilgili diğer yaralanmalara sıklıkla rastlandı. Yaralanan bireylerin bir kısmı DEKAMER’de tedavi edildi. Bilim insanları makalelerinde, dünyada örnek koruma önlemlerinin uygulandığı bir bölgede bile bu kadar yüksek yaralanma tespit edilmesinden yola çıkarak deniz kaplumbağalarının nesillerinin devamı için bölgedeki ve denizlerdeki mevcut koruma önlemlerinin yeniden gözden geçirilmesi önerisinde bulundu.

SÖZBİLEN: CİNSİYET ORANLARINA YÖNELİK FAZLA ÇALIŞMA YOK

Çalışmayı yürüten bilim insanlarından Dr. Doğan Sözbilen, bugüne kadar yürütülen çalışmaların ağırlıklı olarak yuvalama kumsallarında dişilerden elde edilen veri ve yuva sayımları ile gerçekleştiğini belirterek; “Daha önceki çalışmalarda Akdeniz kumsallarındaki yavru üretimlerinin dişi ağırlıklı olduğu ve küresel ısınmanın da etkisiyle birlikte doğal popülasyonlarda dişi oranının artacağı tahmin ediliyordu. Ancak denizdeki cinsiyet oranlarına yönelik çok az sayıda çalışma bulunuyor. Biz de bu açığı gidermek için bir Özel Çevre Koruma Bölgesinde deniz içi deniz kaplumbağası popülasyonu araştırmayı hedefledik” diye konuştu.

BU POPÜLASYON İNSAN TEHLİKESİ ALTINDA

Sözbilen son dönemde yerel halkın da bölgedeki popülasyonun arttığı yönünde gözlemlerin kendilerine ulaştığını belirterek, “Son yıllarda hem bizlerin hem de yerel halkın gözlemi bölgede kışı geçiren kaplumbağa sayısının arttığı yönündeydi. Doğrudan kış döneminde kaplumbağaları yakalayarak bu çalışmayı yaptık. Çok ciddi bir erkek popülasyonu olduğunu gördük. Hatta dişilerin de bir kısmının o bölgede kaldığını tespit ettik. Uzun mesafeleri göç ederek kat eden deniz kaplumbağaları açısından bu önemli bir bulgu olarak karşımıza çıktı. Ayrıca çok iyi korunan bir bölge olmasına rağmen kaplumbağaların yarısından fazlasının en az bir yaralanma geçirdiğini gördük. Bu durum gözlem yapmanın güç olduğu denizlerde daha ciddi problemler olduğunu bize düşündürdü. Tüm iyi koruma önlemlerine rağmen deniz popülasyonu halen insan kaynaklı tehdit altında. Ayrıca deniz kaplumbağalarını tehdit eden unsurların başında hep ekonomik amaçlı yapılan ticari balıkçılık faaliyetleri akla geliyor. Bu faaliyetlerin kısıtlandığı bir bölgede yüksek oranda balıkçılık kaynaklı yaralanma olması, sportif ve hobi amaçlı balıkçılık gibi faaliyetlerin de önemli koruma alanlarında denetlenmesi gerektiğini ortaya koydu” ifadelerini kullandı.

PROF. DR. KASKA: KORUMA ALANININ ÖNEMİ BİR KAZ DAHA ORTAYA ÇIKTI

Çalışmayı yürüten bilim insanlarından Çevre ve Orman Bakanlığı Deniz Kaplumbağaları Bilim Komisyonu Üyesi Prof. Dr. Yakup Kaska araştırmaya ilişkin; “Kumsaldan çıkan yavrularda dişi ağırlıklı popülasyon gözlenirken, denizlerde bu durum erkek ağırlıklı ya da dengeli olabiliyor. Bunun bir örneğini bize Dalyan gösterdi. Yavrular dişi ağırlıklı olmasına karşın, ölümler ve yaralanmalar sonucu ne kadarının sağlıklı olarak hayatta kaldıklarının araştırılması çok önemli. Çiftleşen bireylerin erkek ve dişi oranların araştırdığımız bu çalışmada, kışlayan ve o bölgede kalan erkek bireylerin çokluğu bölgenin çok önemli bir deniz kaplumbağası koruma alanı olduğunu ortaya çıkarıyor” diye konuştu.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı