REKLAMI GEÇ

STK temsilcileri seslerini yükseltti, işçi cinayetlerini engelleyecek düzenleme istedi

STK temsilcileri seslerini yükseltti, işçi cinayetlerini engelleyecek düzenleme istedi

Üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen İş Sağlığı ve Güveliği Yasası’nın beklenen sonucu ortaya çıkarmadığını belirten sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri hep birlikte ses yükseltti. Denizli Gazeteciler Cemiyeti’nde bir araya gelen STK başkanları ve temsilcileri iş cinayetlerine dikkat çekti, önlem alınmasını istedi.

Haber Merkezi / DENİZLİHABER / 30 Haziran 2022 Perşembe, 17:22

Denizli Gazeteciler Cemiyeti’nde basın toplantısı düzenleyen sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri iş cinayetlerine ile İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’na dikkat çekti.

Basın toplantısına Denizli Tabip Odası Başkanı Necdet Fazıl Ardıç, TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Mehmet Akköse, Denizli Diş Hekimleri Odası Başkanı Musa Akyol, KESK Denizli Dönem Sözcüsü Serkan Deniz Özkan ve DİSK Denizli Temsilcisi Deniz İpek katıldı.

“YENİDEN ELE ALINMALI”

Sivil toplum kuruluşları adına açıklamayı Denizli Tabip Odası Başkanı Necdet Fazıl Ardıç yaptı. 6331 Sayılı İş Sağlığı Güvenliği Yasasının 20 Haziran 2012 tarihinde kabul edildiğini belirten Ardıç, “30 Haziran 2012 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlandı ve 1 Ocak 2013 tarihinde yürürlüğe girdi. AKP iktidarı yasanın hazırlanış sürecinde işçi sağlığı ile ilgili bütünlüklü-temel bir yasa hazırladıklarını yasanın ayrımsız tüm çalışanları kapsayacağını ve bu yasa ile iş kazalarının en aza indirileceğini ve meslek hastalıklarının görünür kılınacağını iddia ediyordu. Hazırlanacak yasayla ilgili TTB, TMMOB, TDB, DİSK, KESK başta olmak üzere emek ve meslek örgütlerinin, alandan birçok bilim insanının uyarı ve önerilerini dikkate almadan, tartışmalar sürerken, AKP iktidarı AB çerçeve direktifini esas alarak 6331 Sayılı Yasa’yı çıkarttı. Yasanın kabulünün üzerinden tam 10 yıl geçti. Bu sürede iş kazaları da, iş kazaları sonucu ölümler de azalmadı, meslek hastalıkları şimdi de tespit edilemiyor, kamu işyerlerinde yasanın birçok hükmü uygulanmıyor. Geçen bu süre içinde yasanın iktidarın iddialarını yerine getirmediği tüm toplum kesimleri tarafından görülmektedir” dedi.

“GÖRÜNMEZ BİR KADER”

Meslek hastalıklarının görünmez bir kader olmaya devam ettiğini belirten Ardıç, “Yasa ile işçi sağlığı ve güvenliği alanı taşeronlaştırılmış, piyasa koşullarına terk edilmiş, işçi cinayetleri artarak devam etmiş, meslek hastalıkları görünmez bir kader olmaya devam etmiştir.  6331 Sayılı Yasa ile işçi sağlığı ve güvenliği alanı, Ortak Sağlık Güvenlik Birimleri (OSGB) adıyla pıtrak gibi kurulmuş irili ufaklı şirketlere bırakılmıştır. İşçi sağlığı ve güvenliği alanından kamu tamamen çekilmiş, denetleme görevini bile yürütememiş, caydırıcı cezalar uygulanmamıştır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının işçi sağlığı ve iş güvenliğine ilgisi alana ilişkin dijital evrak ve sözleşmelerin takibini yapmakla sınırlı kalmıştır. Emekçiler iş cinayetlerinde hayatını kaybederken ölümlerden sorumlu tutulmayan sermaye kesimi işçi sağlığı ve iş güvenliğini sağlamak ve korumaktan ve bu alana harcama yapmaktan tamamen vazgeçmiştir.  Yasa ve ikincil düzenlemeler, kolluk kuvvetleri, yargı makamları bilirkişiler, nezdinde “taşeronlaştırma yasası” adlandırmasına uygun olarak yorumlanmış, işverenler koruma altına alınmış, iş güvenliği uzmanları hukuk önünde “olağan şüpheli” olarak değerlendirilmiştir. İşyeri hekimleri, iş güvenliği uzmanları iş kazalarının asli sorumluları olarak yargılanmakta ve cezalandırılmaktadır.6331 Sayılı Yasa ile piyasalaştırılan işçi sağlığı hizmetleri ortamında işyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanları OSGB’lerde kiralık işçi konumuna geldiler ve özlük hakları, mesleki bağımsızlıkları ortadan kaldırıldı. İşyerlerinin piyasa koşullarına uygun olarak en ucuz hizmet verme teklifinde bulunan OSGB’ler ile anlaşmaları ve işverenlerin, OSGB’ler, iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimlerinden uygun bilgilendirme yerine masraf çıkartmamayı beklemeleri işyeri hekimlerini ve iş güvenliği uzmanlarını yaptıkları işe yabancılaştırmıştır, dokümantasyon uzmanlarına dönüşmüşlerdir” ifadelerini kullandı.

MESLEK HASTALIKLARI YOK SAYILIYOR

İşçi cinayetlerinin devam ettiğini öne süren Ardıç, “OSGB çalışanlarının çalışma koşulları, aşırı iş yükü, özlük hakları, ücretlerinin yetersizliği, iş güvencelerinin olmayışı, tam ödenmeyen maaşları ve SGK primleri başta olmak üzere önemli sorunları bulunmaktadır. Tam ödenmeyen SGK primleri ve elden ödeme yöntemleri ile OSGB’ler kamuya da zarar vermektedirler. Aradan on yıl geçti, işçi cinayetleri hız kesmeden devam ediyor. Meslek hastalıkları yine görünmezliğini sürdürüyor. 6331 Sayılı Yasa iş kazası ve meslek hastalıklarını önleyemediği gibi artmasına da engel olamamıştır. 2013 yılında İSİG meclisinin kayıtlarına göre 1235 işçimizi işçi cinayetlerinde kaybettik. Yıllar içinde işçi cinayetleri artamaya devam etti ve 2021 yılında 2170 işçimizi işçi cinayetlerinde kaybettik. Hatırlanacağı gibi COVID 19 nedeniyle yitirdiğimiz 556 sağlık çalışanın, ölüm nedeninin, meslek hastalığı olarak kayıtlara geçmesinin önündeki engeller, 6331 Sayılı Yasa’nın meslek hastalıklarının tanısının konulmasını nasıl engellendiğini göstermesi açısından çok önemlidir” dedi.

İşçi sağlığı alanının taşeron örgütleri OSGB’lerin kapatılmasını isteyen Ardıç, “Onuncu yılına gelindiğinde bu yasanın, kamu yararına olmadığı, işçinin sağlığını ve güvenliğini sağlayamadığı artık bütün yönleriyle ortaya çıkmıştır. 6331 Sayılı Yasa’dan vazgeçilmeli, İşçi sağlığı alanını taşeronlaştırarak piyasaya açan OSGB’ler kapatılmalıdır! İşyeri hekimleri, iş güvenliği uzmanları ve diğer sağlık çalışanlarının özlük hakları, ücretleri, iş güvenceleri kamu tarafından güvence ve koruma altına alınmalıdır. Sendikalaşmanın ve sendikal hakların kullanımının önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır” dedi.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı