REKLAMI GEÇ

Denizli’de ortaya çıktı

Denizli’de ortaya çıktı

Dünya’nın en prestijli bilimsel tıp dergilerinden Journal of Psychotherapy and Psychosomatics’te yayımlanan bir makale Denizli’yi Dünya gündemine taşıdı. Denizli’nin adı bu kez dünya tarihinin ilk gerçek vampiriyle gündemde.

/ DENİZLİHABER / 11 Şubat 2013 Pazartesi, 10:06

Journal of Psychotherapy and Psychosomatics’te tıp literatüründe “vampirizm” olarak belirti gösteren ilk vaka olarak geçen bir Türk gencinin yaşadığı “dissosiyatif kişilik bozukluğu” rahatsızlığını konu edinen makaleyi yayınlayınca Denizli, dünya gündemine oturdu.

Makaledeki iddiaya göre 23 yaşındaki bir genç Denizli’de askerlik yaparken, bundan 2 yıl önce Askeri Hastane yetkililerine giderek, kan içmek isteği içinde olduğunu söyledi. Vaka bu başvurunun ardından ortaya çıktı.

Türk hekimlerden psikiyatrist Direnç Sakarya, hastanın kan içme davranışının, bir bağımlılık olmadığını, yaşadığı ruhsal bozukluğun bir sonucu olduğu iddiasında da olsa, konu dünya gündemine düştü.

Journal of Psychotherapy and Psychosomatics’te 2011 yılında yayımlanan ve “vampirizm” belirtisi gösteren dünyanın ilk vakası olarak tıp literatürünü giren bir Türk gencinin durumunu konu alan makalenin Türk yazarlarından psikiyatrist Sakarya, makalenin yayınlandığı yıl Denizli Askeri Hastanesi’nde bir heyet olarak tedavisini üstlendikleri hastanın hikayesini ve son durumunu anlattı.

Halen Kastamonu Dr. Münif İslamoğlu Devlet Hastanesi’nde görev yapan Sakarya, evli ve o dönem 23 yaşında olan hastanın, Denizli Askeri Hastane’de 2011 yılında, rahatsızlığı nedeniyle karşılarına geldiğini ileri sürdü.

Prof. Dr. Vedat Şar, Doç. Dr. Erdinç Öztürk ve Dr. Cengiz Güneş ile birlikte hastanın tedavisini üstlendiklerini dile getiren Dr Sakarya, “Hastanın, ilk bulgularında çoklu kişilik sorunu, travma sonrası stres bozukluğu, kronik depresyon ve alkol bağımlılığı yaşadığını tespit ettik. Hasta öyküsü ve yapılan araştırmalar sonucunda hastanın “vampirizm” belirtisi gösteren dünyanın ilk “dissosiyatif kimlik bozukluğu” hastası olduğu kanısına vardık”dedi.

“Kan içme bağımlısı değildi”
Sakarya, ismini açıklamadığı hastanın 3 ay arayla iki kez yatırılarak tedavi edildiğini ve uygulanan tedaviden önemli ölçüde başarı sağlandığını ifade etti. Sakarya, “O dönemde uyguladığımız tedaviden hasta fayda gördü. Hastanın kan içme davranışı bir bağımlılık değildi, altta yatan ruhsal bozukluğun sonucuydu. Bu bozukluğa odaklanmak, kan içme davranışının sonlanmasına neden oldu. Hastanın problem yaratan davranışları geçince sosyal hayata katıldı. Bizim bu vaka üzerinde durmamamızın nedeni travmatik stres ile şiddete başvurma arasındaki ilişkiyi araştırmaktı. Burada sözü edilen kişi, hayatta pek çok güçlükle karşılaşmış ve yardım arayan konumdaydı. Bu tür davranışların nedeni başkalarına karşı kötü niyetli olması değildi.” diye konuştu.

Soğancı akıllara geldi
1996 yılında Ö Soğancı isimli Denizlili, kendisine kapıyı geç açan eşi B Soğancı’nın boynunu ısırarak ilk kez gündeme gelmiş, çeşitli vakalara karışan ve bu nedenle sürekli olara Vampir olarak anılan Ö. Soğancı, en son kayınpederinin başını taşla ezerek öldürüp, görgü tanıklarının iddiasına göre boynunu emerken yakalanmıştı. Psikolojik bozukluğu nedeniyle hapis yerine akıl ve sinir hastalıkları hastanesine yatırılan Ö. Soğancı, tedavisinin ardından salıverilmişti.

Ö.Soğancı, Türkiye’nin en dramatik katillerinden Çivici Katil olarak bilinen Süleyman A.’nın tedavi olduğu hastaneye götürülmüş, o dönemde Çivici katilin “Ö. Soğancı’Dan korkuyorum” açıklaması manşete oturmuştu.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı