REKLAMI GEÇ

Baro Başkanı İlhan, darbe girişimini kınadı, kaygıları dile getirdi

Baro Başkanı İlhan, darbe girişimini kınadı, kaygıları dile getirdi

Denizli Barosu Başkanı Müjdat İlhan, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ortaya koydukları tavrı dile getirdi, bu süreçteki kaygılarını ifade etti. Ordu içindeki bir grup tarafından gerçekleştirilen kalkışmanın silahlı kuvvetlerin tamamına mal edilmemesi gerektiğini belirten İlhan, beklentilerinin devletin paralel sızmadan arındırılması için yapılan soruşturma ve kovuşturmanın kin, intikam ve linç duygularından, siyasi hesaplardan uzak, hukuk kuralları çerçevesinde olması gerektiğini kaydetti.

Haber Merkezi / DENİZLİHABER / 2 Ağustos 2016 Salı, 16:03

Denizli Barosu Başkanı Müjdat İlhan, yeni hizmet binası önünde basın açıklaması yaptı, 15 Temmuz süreci, baronun darbe girişimi sonrası tavrı ve yaşadıkları endişeleri dile getirdi.

15 Temmuz gecesi, Türkiye’nin tarihinin en karanlık gecelerinden birini yaşadığını, en büyük saldırıya uğradığını ve en hain darbe girişimi ile karşı karşıya kaldığını dile getiren İlhan, “Bu vahim darbe girişimi sırasında hayatını kaybeden askerlerimize, güvenlik güçlerimize, yurttaşlarımıza tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar, yaşadığımız bu zor günlerde de ulusumuza sabır ve sükunet dileriz” dedi.

TAVRIMIZI NET BİR ŞEKİLDE ORTAYA KOYDUK
Darbe girişiminin yaşandığı geceden itibaren Denizli Barosu olarak tavırlarını net bir şekilde ortaya koyduklarını ifade eden İlhan, darbeye kalkışan demokrasi düşmanlarının karadan ve havadan saldırısına uğrayan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni de ziyaret ettiklerini kaydetti.

KAYGILARI DİLE GETİRDİ
Yaşanan vahim süreçte ve yarattığı etkiler sonucunda, bu tür demokrasi dışı kalkışmaların karşısında olarak, ülkemizin geleceği adına bazı kaygı ve saptamaları dile getirmek istediklerini anlatan Müjdat İlhan, “Tüm iktidar ve muhalefet parti temsilcilerinin de belirttiği gibi, Demokratik sisteme ve anayasal düzene karşı bu vahim kalkışma, kararlılıkla, ancak kin ve intikam duygularından uzak, hukuk dışı hiç bir işlem ve uygulamaya dönüşmeksizin, başkaca siyasi veya kişisel amaçlar içermeksizin, sadece suç faillerini içerecek şekilde tamamen hukuki bir zemin ve meşruiyet içinde soruşturulmalı ve kovuşturulmalıdır. Fiil sorumluluğu ile suçta ve cezada şahsilik ilkesi, savunma hakkı asla göz ardı edilmemelidir. Fiil ve isnatlar ne denli ağır olursa olsun, vazgeçilmez ve kutsal bir hak olan savunma hakkına mutlak bir biçimde saygı gösterilmeli, uyulmalı ve bu hak kısıtlanmamalıdır. Bu çerçevede, savunma hakkının vazgeçilmez unsuru olan avukatın savunma görevini yapması sağlanmalı, buna engel olacak uygulamalar yapılmamalıdır” dedi.

“SİLAHLI KUVVETLERE MAL EDİLMEMELİ”
Ordu içindeki belirli, küçük bir grup tarafından girişilen, komuta kademesi ile ezici bir çoğunluğunca reddedilip karşı konulan bu kalkışmanın Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kurumsal kimliğine mal edilmemesi gerektiğine dikkat çeken İlhan, “Ordunun itibarsızlaştırılması ve yıpratılmasına fırsat ve araç olarak görülmemeli, askere ve orduya karşı olumsuz bir iklim yaratılmasından kesinlikle kaçınılmalıdır. Yaşadığımız coğrafyada güçlü bir ordunun hepimizin güvencesi olduğu unutulmamalıdır. Darbe girişiminden sonra da bunu fırsat bilen terör örgütlerinin durmadığı, askerimizi ve polisimizi Bingöl’de Çukurca’da şehit etmeye devam ettikleri, yine canları pahasına ülke savunmasında asker ve polisimizin birlik ve bütünlüğümüz için görevi başında şehit olmaya devam ettikleri unutulmamalıdır” dedi.

“ASIL TEHLİKE GEÇMİŞ DEĞİL”
Ülkenin emperyalist bir saldırı ve kuşatma, buna bağlı bir bölünme tehdidi altında olduğunu hatırlatan İlhan, “Dolayısıyla asıl tehlike geçmiş değildir. Buna karşı yapılması gereken öncelikle içte birliği sağlamak, ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı, baskıcı, buyurgan söylem ve eylemlere son vermek, ulus olma bilinciyle ve milli şuur ile hareket etmek, aklı ve bilimi, laik hukuk sistemini, Cumhuriyetin kuruluş değerlerini ve ilkelerini, hukukun üstünlüğü ve hukuk devletini rehber edinmek, her türlü ayrıştırma gayreti ve provokasyona karşı uyanık ve birlik olmaktır” diye konuştu.

“TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERECEK CUMHURİYET YARGISI”
Denizli Barosu olarak talep ve beklentilerini sıralayan İlhan, “Yargının bu tür karanlık yapı ve örgütlere mensup olanlardan arındırılarak, hiç bir güce ve iktidara tabi ve bağımlı olmayan, üyeleri liyakat esasına ve objektif ölçütlere göre belirlenecek, bağımsız ve tarafsız, güven veren bir yapıda olmasıdır. Kısaca görmek istediğimiz; yalnızca Türk Milleti adına, hukuka ve vicdanına göre karar verecek Cumhuriyetin yargısıdır. Bu hususlarda gerekli hassasiyetin gösterileceğini umut etmekteyiz” dedi.

İlan edilen olağanüstü halin, amacına uygun ve ölçülü olarak kullanılması gerektiğini dile getiren Müjdat İlhan, “Temel hak ve özgürlükler korunmalı, hukuka aykırı, siyasi bir takım amaç ve işlemler için bir dayanak veya araç olarak görülmemeli, işlemler hukuk devleti kurallarına uygun olarak gerçekleştirilmelidir. Kamuoyu bu yetkilerin cadı avına dönüşmeyeceği konusunda rahatlatılmalıdır. Kuşkusuz sıfat ve konumu ne olursa olsun, bu karanlık yapıya dahil olan, destek veren herkes hukuk önünde hesap vermeli, bedelini ‘hukuk’ ile ödemelidir. Bu karanlık yapının temizlenmesi, bu alçakça kalkışmanın hesabının yargı önünde sorulması yönündeki güçlü beklenti ve desteğimiz devam edecektir” dedi.

“KİN, İNTİKAM VE LİNÇ DUYGULARINDAN UZAK OLUNMALI”
Beklentilerinin gerekli soruşturma, kovuşturma ve devletin paralel sızmadan arındırılması sürecinin, kin, intikam ve linç duygularından, siyasi hesaplardan, tasfiyeci amaçtan, toptancı yaklaşımdan uzak olması olduğunu anlatan İlhan, “Hukuk devletini tahrip etmeksizin, ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkesi ışığında özenli bir ayrım ile hukuk kuralları içerisinde işlemesidir. Darbeci zihniyete verilecek en iyi cevap bu olacaktır” dedi.

“DEMOKRASİ NÖBETİ İÇİN ADLİYELERDEYİZ”
Tüm sorunların çözümünün milli birlik ve bütünlük içinde olmaktan, gerçek ve eksiksiz demokrasiden ve hukuktan geçtiğini dile getiren Denizli Barosu Başkanı Müjdat İlhan, “Bu nedenle son şüphelinin adalet önüne çıkarılıp, adil yargılama esasları ile yargılanıp hüküm tesis edilinceye kadar, başta Barolar, biz avukatlar, Cumhuriyet savcıları, hakimler ve adliye çalışanları adalet ve demokrasi nöbeti için adliyelerde olacaktır” dedi.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı