REKLAMI GEÇ

12 barodan ‘demokratik açılım’a tepki

12 barodan ‘demokratik açılım’a tepki

Denizli’de gerçekleştirilen İnsan Hakları Sempozyumu’na katılan 12 baronun yaptığı ortak açıklamada, “Kamuoyuna ‘demokratik açılım’ adı altında sunulmaya çalışılan programın Türk Ulusu’nun genel iradesine aykırı zemin ve şartlarda geliştiğini gözlemlemekteyiz” denildi.

/ DENİZLİHABER / 24 Ekim 2009 Cumartesi, 16:19

Denizli’de yapılan İnsan Hakları Sempozyumu’na katılan 12 baro, ‘demokratik açıklama’ hakkında, ortak bir basın açıklaması yaptı. Aksaray, Aydın, Balıkesir, Burdur, Çanakkale, Denizli, Isparta, Manisa, Muğla, Sinop, Uşak ve Zonguldak Baroları’nın yaptığı ortak açıklamada, “Yaklaşık otuz yıldır ülkemizde yaşanan, ulus olarak hepimizi etkileyen terör olaylarının bitirilmesi amacı ile kamuoyuna “demokratik açılım” adı altında sunulmaya çalışılan programın Türk ulusunun genel iradesine aykırı zemin ve şartlarda geliştiğini gözlemlemekteyiz. Eksiksiz demokrasi gerçek hukuk devleti olunmasını ve ülkemizde akan kanın ve gözyaşlarının durmasını, ülkemizin bir barış ülkesi olmasını herkes istemektedir” denildi.

‘Hukuka aykırı’
12 baronun ortak açıklamasında, geçen hafta, Mahmur Kampı’ndan gelen teröristlerle ilgili yapılan hukuki süreç eleştirildi. Açıklamada, “Ancak geçtiğimiz hafta içinde komşu bir ülkeden ülkemiz sınırlarına giren bir grup kişi ile ilgili hızlı, kısa bir hukuki süreç izlenerek bu kişiler salıverilmişlerdir. Hukuksal değerlendirme ülkemizin bağımsız hakimlerine ve savcılarına ait olmakla birlikte bu olayda kullanılan hukuksal usuller, yasalarımıza ve usul hukukuna açıkça aykırılık teşkil etmektedir. Bu kişiler sorguları sırasında teslim olmadıklarını, yaptıklarından pişman olmadıklarını, liderlerinin talimatı ile geldiklerini söylemiş olmalarına karşın, TCK’nın 221. maddesinden yararlandırılarak serbest bırakılmışlardır. 221. maddeden yararlanmanın temel unsurlarından bir tanesi örgüt ile ilgili çok önemli bilgiler vermektir. umarız bu bilgiler verilmiştir. Bu kişilerin sorgulanması sürecinde “doğal hakim” ilkesi açıkça çiğnenmiştir. Cumhuriyet savcılarının ifade almak üzere giriş yapılan noktaya gelmesi kabul edilebilse de, giriş noktasında bir sahra çadırı içinde helikopterlerle getirilen hakim huzurunda sorgulamalarının yapılması ve karar verilmesi CMK kapsamında mümkün değildir” denildi.

‘Anlamak mümkün değil’
12 baronun yaptığı açıklamada, TCK’nın 3. maddesinde ‘Adalet ve kanun önünde eşitlik düzenlenmiştir. Bu maddeye göre ceza kanunu uygulamasında kişiler arasında ırk, dil, din, siyasal görüş, felsefi inanç, ekonomik ve diğer toplumsal konumları yüzünden ayrım yapılamaz ve kimseye ayrıcalık tanınmaz’ dendiği hatırlatılarak, “Genel uygulamada en basit ifade için bile kişiler, hürriyetleri tehdit edilerek kilometrelerce uzaklıktaki mahkemelerde hakim karşısına çıkartılırken, yıllarca ellerinde silah açıkça Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni bölmeye çalışan ve sırf bir program doğrultusunda yurda dönen kişilerin ayağına yasalara aykırı olarak mahkeme heyetinin gönderilmesini anlamak mümkün değildir” denildi.

‘Yargı, yürütmenin denetimindeymiş gibi bir izlenim var’
Yaşanan süreçteki çarpıklığın, hukukçuların yanı sıra toplumun da gözünden kaçmadığı ifade edilerek, “Yaşanan süreç, yargının bağımsızlığını yitirerek, Anayasa’nın 138. maddesinde yer alan hiç kimsenin mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez hükmüne karşın, yargıyı yürütmenin denetimindeymiş gibi bir izlenim doğmasına neden olmuştur. Daha iş yargıya intikal etmeden siyasi iktidar temsilcilerinin gelenlerin serbest bırakılacağı yönünde sözler vermesi, adalet üzerindeki yürütmenin açık izlerini göstermektedir. Hukuk eliyle siyaset yapmaya kalkanlar unutmamalılardır ki, bağımsız yargı Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni oluşturan tüm bireylere gereklidir” ifadelerine yer verildi.

‘Feda edilecek olan ulusun çıkarları değildir’
Açıklamada, “Siyaset zaman zaman fedakarlık yapmayı gerektiren bir yol ise de, burada feda edilecek olan ulusun çıkarları değildir. Açılım adı altında izlenen politikaların ulusun genel menfaatlerine aykırılık teşkil etmemesi gerekir. Anayasa’nın değiştirilmesi bile teklif edilemeyecek maddelerinden olan 3. maddesinde “Türkiye Cumhuriyeti devleti ve milleti ile bölünmez bir bütündür.’ Denilmektedir. Bu anlamda barolar olarak Misak-ı Milli sınırları içinde bölünmez bir bütün olan ülkemizin hukuk devleti ve yargı bağımsızlığı ilkelerini gözeterek sonsuza dek yaşayacağını ve onun yılmaz bekçilerinin de bizler olduğunu bir kere daha yürekten haykırıyoruz” denildi.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı