ÇOCUK NASIL İSTİSMAR EDİLİR?

Denizli Koruyucu Aile Derneği (DEKAD), insan haklarının her türünün çokça konuşulduğu günümüzde, tamamen yetişkinlerin sorumluluğunda olan çocuk haklarını konuşmak, çocuklara karşı olan sorumlulukları hatırlamak ve hatırlatmak amacıyla, ‘insan hakları bağlamında çocuk hakları’ konulu bir panel düzenledi.

Denizli Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nda bugün yapılan panele; Avukat Ahmet Ergin, Gazeteci Sedat Kurt, Avukat Hasan Özcan, Sosyal Çalışmacı Avni Maden konuşmacı olarak katıldı. Vali Yardımcısı Abdullah Acar, Denizli Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Başkanı Necdet Yılmaz ve DEKAD üyelerinin dinleyici olarak yer aldığı panelin açılış konuşmasını, DEKAD Başkanı Ayfer Doğan yaptı.

“DAHA YOLUN BAŞINDAYIZ”
Panele katılımın çok az olmasını eleştiren DEKAD Başkanı Doğan, “Böylesi önemli bir konudaki panele katılımın bu kadar az olması, bize daha yapacak çok işimiz olduğunu gösteriyor. Demek ki daha yolun başındayız. Ama ben başlangıçlardan sıkılmam. Başlangıçlar güzeldir. Çocuk haklarını insanlara anlatmaya ve onların hak ettikleri gibi yaşamalarını sağlamak için çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

“250 BİN ÇOCUK SİLAHLI ÇATIŞMAYA SOKULDU”
Panelde, Avukat Ahmet Ergin, insan haklarından çocuk haklarına düşünce evrimi ve çocuk hakları sürecini ele alan bir konuşma yaptı. Ergin, çocuk haklarının, çok gecikmiş olarak sağlanabilmiş kazanımlar olduğunu belirterek, “Dünya’da, eğitim hakkının kullanamayan 6-11 yaş arasındaki 130 milyon çocuğun 73 milyonu kız. Cinsel istismara maruz kalan çocukların yüzde 30’u 2-5 yaş, yüzde 40’ı 6-10, yüzde 30’u ise 11-17 yaş arasındadır. Kız çocuklar, erkek çocuklara oranla 3 kat daha fazla cinsel istismara uğrar. İstismarcıların ise yüzde 96’sı erkektir. İstismarcıların yüzde 80’i ise çocuğun tanıdığı birisidir. Çocukların askere alınması, Uluslar arası Ceza Mahkemeleri tarafından savaş suçu olarak kabul edilir. Buna rağmen, 2006’da 250 bin çocuk silahlı çatışmaya sokuldu” dedi. Ergin, Dünya’da 200 milyondan fazla çocuk işçi bulunduğunu da hatırlattı.

“MEDYAYI ELEŞTİRİRKEN KENDİNİZİ DE ELEŞTİRİN”
Türkiye’de 1995 yılında yürürlüğe giren çocuk haklarının bugünkü durumunun ele alındığı panelde, Denizlihaber Editörü Sedat Kurt, medyada çocuk hakları ve çocuk istismarı konusunu işledi. Medya sektörünün erkek egemen bir sektör olduğuna dikkat çeken Kurt, “Medya, toplumun ilgisini sömürerek kendi yolunu çiziyor. Erkek egemen bu sektör yolunu çizerken, kadın ve çocukları çokça kullanıyor. Çocuk, medyada kadın kadar sıkça kullanılan bir meta. Medya, toplumun aldığının verir. Medyayı takip edenler, kavgayı, istismarı ve flaş gelişmeyi takip ettikçe medya da bu tür istismarları sürdürecektir” dedi. Dinleyicilere, medyayı eleştirirken, ‘Biz nerede hata yaptık?’ diye kendilerine sormalarını isteyen Gazeteci Sedat Kurt, “Çünkü medya, sizin istekleriniz doğrultusunda yayın politikasını belirliyor” diye konuştu. Televizyonda kullanılan, ‘genel izleyici kitlesi’, ‘7 yaş ve üzeri için uygun’, ‘cinsellik içerir’, ‘şiddet ya da korku içerir’ gibi akıllı işaretlerin anlamlarını dinleyenlere açıklayan Kurt, “Bu işaretleri kendi yaşamımızda uygularsak, televizyon kanallarının kullanmasına gerek kalmayacak” dedi.

TOPLUMUN BİLİNÇLENDİRİLMESİ ŞART
Panelde, Avukat Hasan Özcan, Türkiye’de çocuk hakları açısından yasa ve uygulamalardaki durumunu konuştu. Özcan, konuşmasında, çocuk hakkı konusunda bilinçlenmenin toplumda başlaması gerektiğine vurgu yaparken, “aslında hukuken çocuk hakkı Türkiye’de tam anlamıyla gözetiliyor. Ancak bu yasaları ne kadar uyguluyoruz o tartışılır. Aile içinde ve toplumda kesinlikle bilinçlenmemiz şart” diye konuştu.

DEVLET ARTIK ÇOCUĞA AİLE ORTAMINDA DESTEK ÇIKIYOR
Sosyal Hizmet Uzmanı Avni Maden de SÇHEK Genel Müdürlüğü’nün çocuk hizmetleri politikalarını ele aldı. 2006’da çıkarılan 5995 sayılı çocuk koruma kanunu sonrası, Sosyal Hizmetler Kurumu’nun statüsünün ve politikasının değiştiğine dikkat çeken Maden, “Artık çocukları yuvada en fazla 15-20 gün tutuyoruz. Şimdi hedef bakıma ve yardıma muhtaç çocuğa aile ortamında destek olmak. Bunun için ilk olarak aile ortamında korumaya yönelik çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Parasal güçlük varsa, aileye maddi destek sağlıyoruz. Olmadı çocuğu alıp bir koruyucu aileye veriyoruz. Ya da son seçenek çocuğu evlat ödendirme yöntemiyle farklı bir aileye kazandırıyoruz” diye konuştu.