REKLAMI GEÇ

Demir: Yetki gaspı yaptılar

Demir: Yetki gaspı yaptılar

Denizli Barosu Başkanı Adil Demir, Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner’in gözaltına alınış sürecini ‘savcı güvencesi ihlali’ olarak nitelendirdi. Demir, yaptığı basın açıklamasında olayı eleştirirken “Özel yetkili savcı ve mahkeme hakiminin yaptığı işlemler yetki gaspıdır” ifadesini kullandı.

/ DENİZLİHABER / 17 Şubat 2010 Çarşamba, 17:40

Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner’in tutuklanmasının ardından Denizli Barosu Başkanı Adil Demir bir açıklama yaptı. Olaya sert tepki gösteren Demir usül ile ilgili olarak eleştirilerde bulundu. Özel Yetkili savcı ve hakimlerin yetki gaspı yaptıklarını öne süren Baro Başkanı olayda savcı güvencesi ihlali bulunduğunu savundu. Demir açıklamasında; “Erzurum Adliyesi’nde CMK 250. maddesi gereğince; özel yetkili savcılar ve hakim tarafından yetki gaspı yapılarak, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner hakkında yapılan soruşturma kapsamında, Başsavcılık makamının ve evinin aranması ve tutuklama ile devam eden yargı işlemleri anayasanın 138. ve 142. maddelerindeki hakim ve savcı güvencesi ihlali olup; kuvvetler ayrılığına dayalı anayasal demokrasi, hukukun üstünlüğüne ve hukuk devletine yönelik bir meydan okuma gibidir. Birinci sınıfa ayrılmış Başsavcının görevinden dolayı ve görevi sırasında, CMK 250/3. maddesi gereğince yargılama yetkisi Yargıtay’a aittir. Cemaatler hakkında soruşturma açması nedeniyle; davalık oldukları Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner hakkında Erzurum’da görev yapan özel yetkili savcı ve mahkeme hakiminin yaptığı işlemler yetki gaspı olup; soruşturmayı gerektirir işlemlerdir. Şüphesiz ki; görev ve sıfatı ne olursa olsun, hiç kimsenin suç işleme özgürlüğü ve yargı bağışıklığı yoktur. Ancak, hakkında ağır suç ithamlarıyla dinleme, teknik izleme, arama el koyma ve tutuklama gibi kuvvetli delil ön koşulu gerektiren kararlar alınması, mümkün kişilerin öncelikle kamu gücü kullandıkları makamlardaki görevlerinden el çektirilmeleri beklenir. Bir il başsavcısı hakkında dinleme, teknik izleme, arama-el koyma yahut da tutuklama için sevki gerektirir ölçüde kuvvetli kanıt varsa öncelikle başsavcılık görevinden el çektirilmelidir. Kamu gücü kullanan makamlarda görevli kişiler hakkında bu tür ağır kararlar alınıp sonra da “pardon “denilemez. İstanbul Başsavcısı hakkında yapılanların daha da aşırısı Erzincan Başsavcısı’na yapılamaz. Bir ordu komutanı, bir birlik komutanı kamu adına silahlı kuvvet kullanabilecek makamdadır. Yargılama millet adına yapılır. Millet adına yargılama yapan makamdaki kişiler hakkında kuvvetli suç şüphesi gösterir nitelikte kanıt varsa, öncelikle bulundukları görevden el çektirilmelidir. Görevde bulunan başsavcıya, ordu komutanına, birlik komutanına yönelik usul hükümleri kamu güvenini sarsıcı kullanılmamalıdır. Varsa kuvvetli kanıt önce tedbir olarak görevinden el çektirilmelidir. Tuz kokarsa her şey kokar. Devletin temeli adalettir. Yargı görevi yapan hakim ve savcıların herkesten daha titiz görevlerini yerine getirmeleri, hukuka bağlılıktan ayrılmamaları, bağımsız ve tarafsız olmaları zorunludur. Son yaşanan olaylarla, CMK 250. maddesi ile özel yetkili mahkeme hakim ve savcılarının tamamının HSYK tarafından durumlarının incelemeyi gerektirdiği anlaşılmaktadır. Yargı siyasallaştırılarak ayarlanabilen hakim ve savcılar olduğu topluma dayatılmaktadır. Toplum sindirilmiş ve korkutulmuştur. Başsavcılar, komutanlar “kendilerini bile koruyamıyorlar” düşüncesi yurttaşın yüreğine yerleştirilmektedir. Bunun önüne geçmek gerekir. Devlet ve onun adalet kurumu milletine korkutup sindirmek için değil huzur ve güven vermek için vardır. Haksızlığa, hukuksuzluğa uğrayan vatandaş adalete sığınır. Adaletin siyasallaşması kabul edilemez”

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı