Denizlili işadamları Akillere “Endişeliyiz” dedi

Akil İnsanlar Ege Heyeti, Denizli temasları çerçevesinde dün akşam çoğunluğunu işadamları dernek ve odalarının oluşturduğu STK’larla bir yemek yedi. Yemekte söz alıp konuşan işadamları endişelerini dile getirirken, DEGİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Denizlihaber.com Yazarı Serdar Ekiz, sürecin karanlıkta kalan ayrıntılarının kamuoyuyla paylaşılmasını istedi ve “Acaba Türkiye emperyalizmin yeni bir oyunun parçası mı yapılıyor?” dedi.
/ DENİZLİHABER / 21 Nisan 2013 Pazar, 20:08
Denizli’de çözüm süreciyle ilgili görüşmeler yapan Akil İnsanlar Ege Heyeti, Dedeman Park Otel’de yapılan ikinci toplantıda, MÜSİAD, Denizli İşadamları Derneği, Denizli Gazeteciler Cemiyeti, DETGİS, Pamukkale Üniversitesi, Yeşiller ve Sol Gelecek, DEGİAD, Denizli Sanayi Odası, Denizli Ticaret Borsası, Ticaret Odası, TÜMSİAD, ASKON, Acıpayam Ticaret Odası Memur Sen ve Eğitim Sen ile biraraya geldi. Ayrıca toplantıya Pamukkale Üniversitesi Aksiyon Topluluğu’ndan 9 öğrenci de katıldı. Yemekli toplantıda sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri Türk kimliği, Öcalan’ın serbest bırakılıp bırakılmayacağı, süreçte devletin taviz verip vermeyeceği konusundaki endişelerini dile getirdi.
ÖZGÜREL: “PARA KARŞILIĞI VE ÇIKAR İÇİN BU KÜLFETİ ÜSTLENMEYİZ”
Heyet Başkanı Avni Özgürel, Akil İnsanlar Heyeti’ndeki kişilerin maaşlı oldukları, tayin edildikleri yönündeki eleştirilere yanıt verdi. Özgürel, “Bizlerin maaşlı olduğu, tayin edildiği düşünülüyor. Bunlar belki de hakaret kastıyla ortaya atılan yakıştırmalar. Oysa pek çok kişi biliyor ki; bu insanların hiç birisi parayla ya da çıkar karşılığı böyle bir misyonu, külfeti üstlenmez. Özel hayatlarında belki de yan yana gelemeyecek insanlar ortak bir çalışma yürütüyor. Eleştirilerin odak noktaları aşağı yukarı belli. Biz ikna etmek amacıyla değil düşüncelerimizi söyleyeceğiz” diye konuştu.
FEHMİ KORU: “TERÖR SİYASETİ DE ETKİLEDİ”
Türkiye’nin son 30 yılına damgasını vurmuş bir terör sorunu olduğunu ifade eden Fehmi Koru, meslek hayatının büyük bölümünün bu sorunu gözlemlemekle geçtiğini söyledi. Türkiye’nin terör sorununa binlerce şehit verdiğini, milyarlarca lira kaynak aktardığını, terörün siyaseti de etkilediğini vurguladı. Koru, “Sadece canını aldığı şehitlerimiz açısından değil, ayrılan kaynaklar açısından değil, istediği zaman siyaseti de etkileyebilecek güç olarak tüm hayatımıza damgasını vuran bir olay terör. Anavatan Partisi bu sorunu çözemedi. Terör 1991’de şiddetini artıran bir mesaj verdi, koalisyon hükümeti kuruldu. İlk iş Kürt realitesini tanıdık demek oldu. Süreci doğru okudular, ama arkasını getiremediler. Türkiye, Tansu Çiller ve koalisyon hükümetleriyle tanıştı. Gelenler ve gidenler terörün siyaseti nasıl etkilediği kendileri de görmüş oldular. Terör böyle bir realite” dedi.
FELAKET SENARYOLARINDAN HİÇBİRİ GERÇEKLEŞMEYECEK
Denizli Sanayi Odası Meclis Başkanı Mehmet Tosunoğlu, Türk milletinin süreç karşılığında ne vereceğini sordu. Heyet Başkanı Avni Özgürel, devletin terörün sona erdirilmesi için sadece bugün görüşmeler yapmadığını, dönem dönem görüşmeler yapıldığını, ama sonuç alınamadığını söyledi. Özgürel, “Terörle mücadelenin kritik noktaları kavrayan generallerimizi bile öldürdük. Eşref Bitlis’i PKK öldürmedi herhalde. İnsanımızı kaybede kaybede kan döke döke geldik. Zannedildi ki, PKK silahlı elemanlarını kaybettikçe çok üzülüyor zannedildi. PKK’nın tedirgin olduğuna hiç tanık bile olmadım. Umurlarında değildir. O elemanların ölümünden memnun bile olurlar yani. Ölenlerin ailelerini daha da öfkeli hale getirir diye sevinirler bile. Türkiye’nin başına bir gecede taş düşmüş değil. Habur hadisesi, skandal falan, ama adamlar silahlarını bırakıp Türkiye’ye geliyordu. El kol işareti yaptılar, gelenlerin hepsi de içeriye atıldı. Bizimkiler iyi planlayamamışlar. O girişim de yattı, Oslo’da görüşmeler yapıldı, gizli bir el basına sızdırdı. Uludere’de 33 insanımız gitti, bir hava bombardımanı. Yine ayağımız tökezledi. Ondan önce Şemdinli saldırısı yaşandı. PKK bu işi götüremeyeceğini kavradı. Türkiye’de bu meseleyi silahlı kuvvetler mücadelesiyle bitiremeyeceğini gördü. Bu süreç ilerledikçe olumsuz beklentilerin gerçekleşmediği görüldükçe güçlenecek. Söylediğiniz felaket senaryolarından birinin gerçekleşeceğini görsek bile buna kefil olmayız” dedi.
KORU: “TÜNELİN SONUNDAKİ IŞIK HER GEÇEN GÜN PARLIYOR”
Anayasa değişikliğine ya referandumla milletin ya da TBMM’deki milletvekillerinin karar vereceğini söyleyen Fehmi Koru, Türk kimliği ve başka nerelerde fedakarlık sorularını milletin ya da 367 çoğunluk bulunursa milletvekillerinin gücüyle çözüleceğini vurgulayıp, şunları söyledi: “Ben her ikisi içinde endişe etmiyorum şahsen. Milletin kabul etmeyeceği hiçbir şeyin pazarlık söz konusu olsa bile çözülemeyeceğini düşünüyorum. Pazarlık var gibi bir ortam var. İmralı’nın öne sürebileceği her şeyi kamuoyu biliyor. Endişeleri haklı görebilecek bir şeyler olduğunu görmüyorum. Taleplerin siyasi manevra olduğu kanaatindeyim. Başbakan’ın aldığı risk öngörülebilir bir risk.”
Sürecin kısa tutulmak istenmesinin doğru bir tutum olduğunu, kısa sürmesinin arzu edilmeyen gelişmelerin yaşanmasının önüne geçeceğini belirten Koru, “İngiltere’de İRA süreci 10 yıl sürdü. İspanya’da uzun sürdü. Türkiye’de kısa sürede başarılırsa arzu edilmeyen gelişmeleri de uzaklaştıracaktır. Akıllıca götürülüyor bu süreç. Tünelin sonunda ışık var. Ben baktığım yerden o ışığın her geçen gün biraz daha parladığını görüyorum. Biz de İngiltere’deki gibi zihinsel bölünme yaşanmadı. Kürtle Türk bölünmedi, zihinsel bölünme olmadı. Bölge insanı bayram ediyor, halay çekiyorlar. Oranın insanı zaten terörü benimsememişti” diye konuştu.
SERDAR EKİZ “TÜRKİYE İÇİN BÜYÜK FIRSAT AMA”
Denizli Genç İşadamları Derneği adına daha sonra söz alan Yönetim Kurulu Üyesi ve Denizlihaber.com Yazarı Serdar Ekiz, “Biz de herkes kadar Türkiye’nin bu süreçten kazançlı çıkmasını istiyoruz. Bu ülkemizin geleceği için çok önemli bir konu. Ayrıca bölgede büyük bir güç olan Türkiye açısından önemli bir fırsat ama gelişen süreçte yaşananlar bizi büyük bir endişeye itiyor. Bunun en başlıca nedeni, Baskın Oran’ın Türk Milleti hakkında söyledikleri, Güneydoğu Akil heyetinin Öcalan’ın serbest kalacağına dair söylemleri batıda yaşayan bizleri sürecin çok iyi yönetilmediği endişesi içine sürüklüyor. Yaşanacak olan sürecin akiller dahil kimse tarafından bilinmemesi de endişemizi kat be kat arttırıyor” diye konuştu.
BÖLGEDEKİ GELİŞMELERE DİKKAT ÇEKTİ
Suriye’de Esat’ın devrilmesiyle kuzey’de Kürt Devleti’nin kurulabileceği söyleniyor. IKuzey Irak’ta Kürdistan Özerk Cumhuriyeti herkesin malumu. Bu iki Kürt bölgesinin Türkiye’nin bir kısmını da içine alacak şekilde bir Kürt Devleti haline getirileceği iddiaları var. ‘Türkiye de bu sürecin sonunda böyle bir oluşuma dahil edecek mi?’ sorusu da aklımıza takılan diğer konular biri” diye konuşan Ekiz, “Bu sürecin karşılığında anayasa pazarlığı, başkanlık sistemi gibi konular da bu sürece dahil ediliyor mu? Bunları bilmek istiyoruz. Sırrı Süreyya Önder’in Kandil’e götürdüğü mektupta bu pazarlıklar belirtilmiş midir, bu mektupta pazarlıklar ilgili detaylar var mı? DEGİAD olarak süreçteki belirsizlerin tümüyle kamuoyuyla paylaşılmasını bekliyoruz” dedi.
CHP VE MHP’YE RAĞMEN GERÇEKLEŞTİRİLEBİLİR Mİ?
Serdar Ekiz, konuşmasının devamında toplumda oluşan reaksiyonlara da dikkat çekti. CHP ve MHP’ye rağmen bu sürecin başarıyla yürütülemeyeceğinin de toplumda oluşan reaksiyonlardan anlaşıldığının da altını çizen Ekiz, “Süreçte bu sıkıntının nasıl aşılacağını da merak ediyoruz” dedi.
YENİ BİR OYUNUN PARÇASI MIYIZ?
“1950’ler, 1970’ler ve 80 öncesi ve hatta 90’lı yıllarda emperyalizmin Türkiye’ye neler yaşattıkları herkesin malumu” diyen Ekiz, akillere “Acaba emperyalizm şekil değiştirerek Türkiye’yi yeni bir sürece mi sokuyor. Bunu gerçekten merak ediyorum. Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir. Türkiye emperyalizmin yeni oyunun bir parçası mı?” sorusunu da yöneltti.
KANLI OLAYLARA KARIŞMAYANLAR DÖNMEYE BAŞLADI
Fehmi Koru, heyet olarak seçilmiş, yönlendirilmiş insanlar olmadıklarını, yaptığı işi mesleğinden fazla önemsediğini söyledi. Koru, PKK’nın silah bırakma aşamasına geldiğini, kanlı olaylara karışmayanların dönüşünün başladığı kanaatinde olduğunu belirterek, “Eğer biz Irak batağına saplansaydık şimdi bunları konuşamazdık. Dış hesaplar her zaman olacaktır, yeter ki siz o hesapları boşa çıkarabilecek güce sahip olun. Türkiye’nin bu güce sahip olduğunu, epey mesafe aldığını düşünüyorum. En kötü senaryoların olabileceğini sanmıyorum. Çözüm milletin iştirakiyle olabilir. Türkiye’de insanların bütünüyle endişe içinde olduğunu düşünüyorum. Meşru endişeler. Hiç birimiz bir şey bilmiyoruz. Muhtemelen iki kişi biliyor, hadi üç kişi biliyor. Bildiklerimiz yeterli, umut verici, ilk defa böyle bir süreç aleni şeffaf yürütülüyor. Çok endişeliydim başında. Kırılma noktası Öcalan’ın silah bırakma çağrısına dağdaki teröristin uymasıydı. O nokta aşıldı. Verdiği sözler istikametinde uymaya söz vermiş olan bir örgüt var. Benim yeterli bulduğum bilgi bu. Ne zaman bırakacakları önemli değil. Silah bırakıp çekilme bugün ya da yarın olabilir. Kanlı olaylara katılmamış kişilerin döndüğü kanaatindeyim” dedi.