“Depreme hazırlıklı olmak zorundayız”

JMO Denizli Şubesi’nden, 17 Ağustos Marmara depreminin 11. yıl dönümünde yapılan açıklamada, “Birinci derece deprem bölgesi olan ilimizde her zaman deprem olma ihtimali vardır. Bu yüzden depreme her zaman hazırlıklı olmak zorundayız” denildi.
/ DENİZLİHABER / 17 Ağustos 2010 Salı, 20:38
Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO)Denizli Şubesi, 17 Ağustos Marmara depreminin, 11. yıl dönümünde, basın kuruluşlarına bir açıklama göndererek, vatandaşları depreme karşı her zaman hazırlıklı olmaya çağırdı.
17 Ağustos 1999 gününün, ‘Türkiye’de kentleşmede yapılan hataların, kısa sürede çok para kazanmak uğruna sıvalar altına saklanmış hırsızlıkların ortaya çıktığı gün’ olarak tanımlandığı açıklamada, 17 Ağustos 1999 Marmara depreminin ardından meydana gelen Bolu-Düzce, Çay-Eber, Bingöl, İzmir-Seferihisar, Denizli-Buldan, Denizli-Çameli depremlerinde de mühendislik hizmeti alan ve almayan yapılarda hasarların yine fazla miktarda olduğu hatırlatıldı.
Açıklamada, “Görülüyor ki toplum olarak bizler sadece statik denge denklemlerini kullanmayı tercih ediyoruz. Deprem yükü gibi dinamik kuvvetler altında eziliyoruz. Peki bu daha ne kadar sürecek? Denizli’nin mevcut yerleşimi dikkate alındığında yapılaşmanın yüzde 95 oranında tamamlandığı, nüfusun büyük çoğunluğunun yaşadığı, iş yeri ve resmi dairelerin bulunduğu kent merkezinde jeolojik-jeoteknik açıdan önlem alınması gereken alanlar mevcuttur. Bu alanlarda yapılaşma hemen hemen tamamlandığı için ilimizde meydana gelen depremlerde halkımız tedirgin olmaktadır. Hiç beklemediğimiz hatta unuttuğumuz bir anda depremin geldiğini ve hiçbir şekilde basite alınmaması gerektiğini halkımıza ve ilgililere hatırlatırız. Birinci derece deprem bölgesi olan ilimizde her zaman deprem olma ihtimali vardır. Bu yüzden depreme her zaman hazırlıklı olmak zorundayız” denildi.
Marmara Bölgesi’nde, 17 Ağustos 1999’da yaşanan depremin 11. yıl dönümünde, çeşitli kurum ve kuruluşlar, depremle ilgili mesajlar yayınladı. Mesajların ortak özelliği ise depremin her an olabileceği ve her zaman depreme karşı hazırlıklı olmamız gerektiğiyle ilgiliydi. İşte o mesajlardan bölümler:
Yetkilileri göreve davet etti
TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası Denizli İl Yönetimi Adına açıklama yapan PAÜ Öğretim Üyesi Yük. Jfz. Müh. Dr. Ali Aydın, “11 yıl önceki bu felaket, günümüzde yapmamız gereken çalışmalarımızı gereklilikleri ve de eksiklikleri konusunda çok daha caba gerektirdiğini ortaya koymaktadır. Doğa gerçeği olan bu felaketler aynı yerde olduğu gibi depremin yaşandığı dünyanın her yerinde tekrarlanacaktır. Bu ve benzeri doğa olayları başta yaşadığımız Denizli olmak üzere çevre illerimizde kaçınılmazdır. Bu gerçekle mevcut imkânlar kullanılarak bu doğa olayına karşı hazırlıklı olmamız gerekmektedir. Başta yerel yönetimler olmak üzere, mülki idare ve üniversite gibi kurum ve kuruluşlarımızın bu konuda yönlendirici ve belirleyicilik görevlerini yerine getirmekle yükümlüdürler. Deprem sonrasında yaşanan felaketlerin bir daha yaşanmaması için, mühendislik hizmetlerine önem verilmesi, zemin özellikleri dikkate alınması, konutlar, sanayi tesisleri, ulaşım, iletişim alt yapılarının yapılmasında yasal mevzuata uyulması gerekmektedir. Bu amaçla gerek bölgemizde bulunan il valiliklerini, kaymakamlıklarını, belediyelerimizi, il müdürlüklerimizi yasalarla belirlenen mevzuata göre yapı inşaatını zorunlu kılmaya davet ediyoruz. Bu süreçteki en büyük eksik olarak; zeminin dinamik fiziksel özelliklerinin ve yer altı yapısının bilinmesidir. Bu özelliklerin tanımlanmasında en önemli bilim dallarından biri Jeofizik Mühendisliğidir. Depremsellik, deprem risk analizi ve deprem tehlikesi konularını içeren Sismoloji Jeofizik Mühendisliği’nin alt bilim dalıdır. Buna rağmen Jeofizik Mühendisliği’nin önemi yetkililer tarafından tam olarak anlaşılmamış olup yasa ve yönetmeliklerde tanımlanan haklar göz ardı edilmektedir” dedi.
“Projeye bütçe ayrılmadı”
EDP İl Başkanı Musa Akyol, “Bilindiği gibi ülkemizde 19 pilot ilde yapı denetim kuruluşlarıyla yeni yapılan yapıların projelerine standartlara ve yönetmeliklere uygun olarak yapılması için denetlenmektedir. İlimiz de bu 19 ilden birisidir. Yapı denetim kuruluşlarının çalışmaya başlamasından sonra imalat aşamasındaki aksaklıkların ortadan kalkmasından dolayı yapı kalitesinde gözle görülür iyileşme olmuştur. Fakat mevcut yapılar hakkında ilimizin durumu da maalesef ülke genel durumunun aynısı benzerlik göstermektedir. Kamu binalarının durumları Pamukkale Üniversitesi ve Bayındırlık ve İskan İl Müdürlüğü personeli ile taranarak durumları değerlendirildi ve depreme dayanıksız yapılar güçlendirildi ya da güçlendirmeye devam edilmektedir. TÜİK’in 2000 yılında yaptığı araştırmaya göre ilimizde 42 bin civarında binanın 7 bin 100 adedi 4 ve daha yüksek katlıdır. Bu binaların da 4 bin 100 adedinin de 1990 yılından önce yapıldığı belirtilmiştir. Araştırmaya göre 14 bin adet binanın yığma olduğu tespit edilmiştir. Depremlerde özellikle orta ve yüksek katlı betonarme binalar ile yığma yapıların hasar görme olasılığı yüksektir. Bu verilere göre şehrimizdeki özel bina ve yapılarında incelenmesi gerekmektedir. Böyle bir çalışma için Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ilimizi pilot il seçti ve Denizli’nin yapı stoğunun envanterinin çıkarılmasını istedi. Bu projeye PAÜ, İMO, JMO hararetle desteklediklerini açıkladılar. Valilik bu projenin yürütmesini Bayındırlık ve İskan İl Müdürlüğü’ne verdi. Öğrendiğimize göre maalesef bu proje bakanlıktan bütçe ayrılmadığından dolayı beklemektedir. Buradan Denizli EDP İl Örgütü olarak bütün yetkilileri, bu projeyi faaliyete geçirip başarıya ulaşmasına katkı koyabilecek kuruluşlara çağrıda bulunuyoruz. Deprem gelmeden şehrimizin yapı durumunu öğrenelim. Yapılarımızdaki almamız gereken önlemlerimizi alalım. Can ve mal kayıplarımız artık olmasın” dedi.
“Valilik olarak hazırlanıyoruz”
Vali Yavuz Erkmen, “11 yıl önce Türkiye en büyük acılardan birisini yaşadı. Resmi rakamlara göre 18,000’e yakın kişinin hayatını kaybedip, 24,000 civarında kişinin yaralandığı; 7,4 şiddetindeki Büyük Marmara Depreminin bugün 11. yıldönümü. 11 yıl önce bugün yaşanan deprem felaketi içimizde kapanmayan yaralar açtı. Birçoğumuzun yakınları gözlerimizin önünde hayatlarını kaybetti. Meydana gelen bu felaket o gün orada olmayan insanları bile derinden etkiledi. Aradan yıllar geçti ama içimizdeki acıyı hiçbir şey dindiremedi. Kimimiz önlem alınmadığından, kimimiz yaşanılması gereken doğal bir olaymış gibi olayı algıladık; fakat her ne düşünürsek düşünelim sonuçta orada birçok insan hayatını kaybetti ve yaşayan o kadar beden beton yığınları arasında yok olup gitti. Marmara depreminin bu denli felakete yol açtığı yılları geride bıraktık. Ancak yaşadığımız şehrin de deprem kuşağı üzerinde olduğunu unutmamalıyız. Denizli 1. derece deprem bölgesi olduğundan her zaman hazırlıklı olmalıyız. Biz önlemlerimizi her an deprem olacakmış gibi almalıyız. Depremin ne zaman olacağını kimse bilemez buna göre davranmak hepimizin yararınadır. Oturduğunuz konutların dayanıklılığından evinizdeki eşyalarınızın olası bir felakete karşı can güvenliğinizi tehlikeye atacak bir konumda olmasına kadar birçok önlem almak gerekir. Deprem anında nasıl davranacağımızı bilmek, oturduğumuz konutların depreme karşı dayanıklılığını öğrenmek ve ona uygun yapılar yapmak, şiddeti kaç olursa olsun bir deprem anında bizi daha emniyetli kılacağını hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamamız gerekmektedir. Bu açıdan uzmanların görüşlerine değer vermek, önlemlerimizi ona göre almak çok önemlidir. Biz Valilik olarak kamu binalarının güçlendirilmesi, görevlilerin ve vatandaşlarımızın deprem konusunda eğitilmesi gibi konularda kendimizi hazırlarken, en büyük titizlik ve dikkatin vatandaşlarımızca kendi oturdukları eve karşı gösterilmesi gerektiğini unutmamalıyız. Bir daha böylesi veya benzeri bir felaketle karşılaşmamamız temennisiyle, depremde hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet ve başta aileleri olmak üzere tüm yakınlarına başsağlığı dilerim” dedi.