Ege “Adnan Menderesi’me dokunma” dedi!

Ege’de son yerel seçimlerde, AKP’nin ciddi kan kaybettiği Balıkesir ve Manisa gibi kentlerin ardından Denizli ve Uşak sürpriz yaparak referanduma “hayır” dedi. Bu durum Siyaset Bilimci Doç. Dr. Hüseyin Özgür’e göre, Erdoğan’ın Adnan Menderes politikalarının Ege’de ters teptiğinin göstergesi.
/ DENİZLİHABER / 13 Eylül 2010 Pazartesi, 16:57
Başbakan Erdoğan’ın 12 Eylül referandumu çalışmalarında sık sık Adnan menderes ve yürüttüğü politikalara atıfta bulunup o süreci sahiplenir bir izlenim yaratması Ege’de ters tepti. Bu söylem, Denizli ve Uşak gibi sürprizlerin yaşandığı Ege’nin genel itibariyle yapılan anayasa değişikliği paketine yönelik referanduma hayır oyu vermesini değerlendiren PAÜ. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim üyelerinden Doç. Dr. Hüseyin Özgür’e ait.
Referandumu sosyolojik ve siyasi boyutları bakımından değerlendiren Özgür, pek tebii ki ekonomik gerekçeler ve yarattıkları kadar aslında Ege’de farklı bir noktanın da hayır oylarının oranını yükselttiği görüşünde. Ege insanının eğitim seviyesi yüksek ve bölgesel kimliğine daha fazla sahip çıkar bir yapısı olduğunu belirten Özgür, Başbakan Erdoğan’ın 12 Eylül referandumunda sık sık Adnan Menderes’e değinmesinin tam tersi bir etki yarattığını düşünüyor.
Memleketi Aydın, komşusu Denizli, İzmir, Manisa, Uşak, Muğla gibi illerde Adnan Menderes’in 50-60 yıl öncesinde kalmış bir nevi kutsal isim olarak algılandığını dile getiren Özgür, Başbakan Erdoğan’ın bu isme sahip çıkma girişiminin, Menderes’e yönelik benimseme, sahiplenme duygusunun üst seviyede olduğu Egeli tarafından hoş karşılanmadığını savundu.
Özgür, “Egeli daha dobradır ve bugünkü referandum sürecinde asıl gerekçeleri merak ederken, Adnan Menderes’i konu eden onun üzerinden siyaset yapmak isteyen Sayın Erdoğan bir nevi, ‘Adnan Menderes’ime dokunma! Sen asıl nedenlerini söyle. Benim manevi duygularımla oynayamazsın’ mesajı vermiştir” diye konuştu.
Özgür, Ege’de hayır oylarının referandumda oylanan anayasal değişiklerden daha çok, ekonomik ve siyasal gerekçeler kadar hükümete yönelik güven ve şüphe kavramlarının da etkili olduğunu belirtti.