Gül ve Erdoğan 277. maddeyi çiğniyor

İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal Hrant Dink Davası tartışmaları hakkında açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Erdoğan’ın açık bir şekilde TCK’nın 277. Maddesini ihlal ederek, suç işlediklerini söyledi.
/ DENİZLİHABER / 21 Ocak 2012 Cumartesi, 13:27
Pamukkale’de gerçekleştirilen Ege ve Marmara Baro Başkanları toplantısı için Denizli’ye gelen İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal, Hrant Dink davası hakkında tartışmaların çok tehlikeli bir boyuta geldiğini söyledi.
Kocasakal, “Hukukun kendine özgü soğuk, dar ve teknik kalıpları vardır. Bu herkes için bir güvencedir. Çünkü hukukun algısı ile toplumun algısı her zaman farklıdır. Kararları kamuoyunda ya da medyada tartışırsanız, yargılamalar eğer böyle medyada ya da bir takım yerlerde yapılırsa, bu gerçekten vahim demektir” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan ve Adalet Bakanı Ergin’in yaptığı açıklamalara da dikkat çeken Kocasakal, “ Durun bakalım Yargıtay var. Orada bu işler düzelir” şeklindeki birbirinin aynı değerlendirmelerle anayasının 277. Maddesini ihlal ederek suç işlediklerini ileri sürdü. Kocasakal, nüfus sahibi olanların bu nüfuslarını kullanarak yargı görevini yürüten kişilere emir veremeyeceği ve tesviyelerde bulunamayacağı hükmünün yasada açıkça belirtildiğini anımsattı.
Kocasakal “Buradan Anayasayı hatırlatıyorum. Hiç kimse hakimlere emir veremez tavsiyede bulunamaz, telkinde bulunamaz. Şimdi bir Cumhurbaşkanı ya da Başbakan çıkıp da ‘Durun bakalım Yargıtay var, orada inşallah bu işler düzelir’ mealinde bir şeyler söylerse oradaki yargıçların durumunu düşünebiliyor musunuz? Üstelik bu yapılan suçtur. Açık söylüyorum. Bu herkesin düşündüğü adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs değil. Bir de Anayasanın bu yasağını suç haline getiren bir 277 madde var. Yargı görevini yapanı etkileme. Bu suç işleniyor aslında şu anda” diye konuştu.
Kocasakal ayrıca Hrant Dink davasının yargıcının “Deliller örgütlü suçu göstermiyor” açıklamasına da dikkat çekti ve “Türkiye’de bir kamu vicdanı tutturulmuş gidiyor. Hukukun asıl görevi kamu vicdanını tatmin etmek değil, deliller çerçevesinde adaletin gereğini yerine getirmektir” diye konuştu. Kocasakal bu tartışmaların tehlikeli ve yanlış bir boyutta ilerlediğine dikkat çekti.
Kocasakal söz konusu tartışmalara yönelik şu değerlendirmede bulundu;
“Hakimin böyle bir şey söyleme hakkı yok. Yalnız hakimin söylediği ve herkesin kaçırdığı bir nokta var. İddianamede bununla ilgili bir delil getirilmedeki deniliyor. Yani şunu demek istiyorum. İddianame denilen şey bir iddianameden ibarettir. Delillerle desteklenmiyorsa bir anlamı da yoktur aslında. Geldiğimiz noktada Türkiye’de herkes örgüt oldu. Belediye Başkanı örgüt oldu. Pankart açıp parasız eğitim isteyen öğrenci örgüt, Hoppa olaylarını protesto eden örgüt. Ama örgüt bu kadar basit bir şey değil. Ben bu davada örgüt vardır ya da yoktur onu tartışmıyorum. Çünkü ben mahkeme değilim. Ben delilleri değerlendirecek mevkide biri de değilim. Hiç kimse de olamaz, olmamalıdır. Şimdi tutturuldu kamu vicdanı diye. Kamu vicdanını tatmin etme diye. Kamu vicdanınız dediğiniz şey tek bir kişi ya da varlık değil. Hukukun asıl görevi kamu vicdanını tatmin etmek değil, deliller çerçevesinde adaletin gereğini yerine getirmektir. Dolayısıyla bu tartışmalar yargının geldiği noktayı maalesef gösteriyor. Özel görevli mahkemelerin ne hale geldiğini gösteriyor. Çok tehlikeli ve yanlış buluyorum. Bu davaların bu şekilde kamuoyunda tartışılması ve içeriği ile ilgili beyanlarda bulunulması hiç doğru değil. Suç ta oluşturuyor büyük oranda. Bilhassa belirli bir nüfusa sahip kişiler tarafından yapılan açıklamalar dikkate alındığında”