REKLAMI GEÇ

Jeoloji Mühendisleri Odası: “Deprem gerçeği unutuluyor”

Jeoloji Mühendisleri Odası: “Deprem gerçeği unutuluyor”

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Denizli Şube Başkanı Barış Semiz, Türkiye’de deprem gerçeğinin unutulduğunu ve yine eskisi gibi günü kurtarma politikalarının yürütülmeye başladığını söyledi.

Haber Merkezi / DENİZLİHABER / 5 Mart 2019 Salı, 15:38

Jeoloji Mühendisleri Odası’ndan uyarı geldi. TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Denizli Şube Başkanı Barış Semiz, her yıl tekrarlanan “Deprem Haftası” ve “Afetler” konusundaki toplumsal bilinçlenmeyi ve kamusal örgütlenmeyi hedefleyen çalışmaların ne kadar gerçekleştiği konusunda oda olarak ciddi endişelerinin olduğunu söyledi.

Türkiye’nin önemli bir deprem kuşağı bölgesinde yer aldığını ve deprem aktivitesinin yüksekliği ile dikkati çeken, yer yuvarının oldukça karmaşık olan bölgelerinden birinde bulunduğunun unutulmaması gerektiğinin altını çizen Semiz, “Ülkemizde afet yönetimi konusunda çağdaş ülkelerin uygulanan strateji değişikliği benimsenmesine rağmen, deprem zararlarını azaltma çalışmaları yerine, yine eski alışkanlarımıza dönerek günü kurtarma ve yara sarma politikalarının  uygulandığına tanık olmaya başladık. Jeolojik olarak insanlık tarihinden daha eski olan depremler hem dünyada, hem de ülkemizde trajik ve travmatik vakalarla doludur. Bu felaketlerin bir kısmı henüz hafızalarımızdan silinmemiştir. Eski çağlarda Anadolu medeniyetlerinin yeşerdiği yerlerde kentler depremler sonucu ya yer değiştirmiş, ya da uygarlıklar tamamen yok olmuştur” hatırlatması yaptı.

RAKAMSAL VERİLER ORTADA
Türkiye’de daha önce yaşanan büyük ölçekli depremlerde binlerce insanın yaşamını kaybettiğini de dile getiren TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Denizli Şube Başkanı Barış Semiz, “Bu depremlerde yarım milyonu aşkın konut ciddi şekilde hasar görmüştür. Çok eskilere gitmeye gerek yok, 1939 Erzincan, 1999 Marmara, 2011 Van depremleri ülkemizin sonuçlarını unutamadığı, hazırlıksız yakalandığımız felaketlerden bazılarıdır. Mevcut deprem bölgeleri haritamıza göre; topraklarımızın % 66’sı 1`inci ve 2`inci derece deprem bölgesinde bulunmaktadır. Konutlarımızın % 44`ü 1. derece, % 25`i 2. derece deprem bölgesinde yer alırken, nüfusumuzun yaklaşık 34 milyonu yani  %43`ü 1. derece, yaklaşık 22 milyonu yani %30` u 2. derece deprem bölgesinde yaşamaktadır. Bu tür riskleri gösteren bilgilerimize rağmen gelecek yıkıcı depremlere toplumsal ve kurumsal olarak ne kadar hazırız?  Şimdiye kadar yaşanmış olaylar afet yönetimi açısından ne öncesinde ne de sonrasında hazır olmadığımızı göstermiştir. Ne yazık ki yaşanan depremlerden ders almayı bilemedik, her depremde aynı karmaşa ve aynı acıları yaşamaya devam ettik” diye konuştu.

“ÇÖZÜMÜN BİR PARÇASIYIZ”
Deprem konusunda bu kadar yüksek riske sahip olan Türkiye’de deprem zararlarının azaltılması konusunda yapılacak çalışmalarda Jeoloji Mühendisleri Odası olarak her zaman göreve hazır olduklarını da sözlerine ekleyen Semiz, “Tekrar dile getirmekte fayda var. Jeoloji Mühendislerinin deprem üretecek fayların saptanmasında, tehlike zonlarının belirlenmesinde, olabilecek deprem büyüklükleri ve sonuçlarının ortaya konmasında, yapılacak her türlü mühendislik yapılarında ilgili zeminin jeolojik-jeoteknik özelliklerinin belirlenmesinde ve denetim mekanizmasında yer alması gerekmektedir. Ancak bu tedbirlerin alınmasında çok yararlı olacak jeolojik düzenlemeler ülkemizdeki kamu kurumlarında, yerel yönetimlerde, özel sektörde maalesef yeterince önemsenmemektedir. Çözümün bir parçası olan jeoloji mühendislerinden yeterince faydalanılmamaktadır. Bu kapsamda her yıl yapmaya çalıştığımız deprem bilinci konusundaki etkinliklerimizi genişleterek daha çok bireye ulaşmayı hedeflemekteyiz” dedi.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı