REKLAMI GEÇ

Karaca, Lozan’ı düşünmeye çağırdı

Karaca, Lozan’ı düşünmeye çağırdı

ADD Şube Başkanı Karaca, Lozan Antlaşması’nın 87. yıldönümünde yaptığı açıklamada, “Lozan kazanımlarının ne kadarına sahip çıkabildiğimizi, Atatürk ve bize çağdaş laik bir devlet bırakmak adına canlarını vermekten kaçınmayanlara, miraslarını nasıl harcandığının hesabını yapabilmek gerekir” dedi.

/ DENİZLİHABER / 24 Temmuz 2010 Cumartesi, 17:36

Atatürkçü Düşünce Derneği Denizli Şube Başkanı Gülizar Biçer Karaca, Lozan Barış Antlaşması’nın 87. Yıldönümü nedeniyle yayınladığı açıklamada, Lozan Barış Antlaşması’nı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluş senedi olarak tanımladı. Karaca, “Bugün, işgalci ve sömürücü devletlere karşı Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, Türk Milleti’nin omuz omuza verdiği ulusal bağımsızlık savaşının kazanımlarının tüm dünyaya ilan edildiği gündür” dedi.

Herkesi Lozan’ı düşünmeye çağıran Karaca, “Aradan geçen 87 yılda gelinen durum değerlendirilmeden, Lozan kazanımlarının ne kadarına sahip çıkabildiğimizi, Mustafa Kemal Atatürk ve bize çağdaş laik bir devlet bırakmak adına canlarını vermekten kaçınmayanlara, miraslarını nasıl hoyratça harcandığının hesabını yapabilmek gerekir. İşte bugün bu değerlendirmeyi kamuoyuna sunmak ve hep birlikte düşünmek gerektiğine inanıyoruz” dedi.

İşte Karaca’nın Lozan’da kazanılanlar ile bugünkü duruma ilişkin karşılaştırması:
“LOZAN- Türkiye’de yaşayan ve Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkesin eşit haklara sahip Türk Ulusu’nu oluşturduğu hükme bağlandı.
BUGÜN- Türk Ulusu; inanan-inanmayan, alt kimlik-üst kimlik, Alevi-Sünni, Türk-Kürt… gibi bir çok parçaya ayrılmak, ulusal bütünlüğümüz parçalanmak isteniyor.

LOZAN- Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘hıyanet yuvası’ olarak tanımladığı ve ‘mutlaka kapatılmalı’ dediği Ruhban Okulu kapatıldı. Fener Rum Patrikhanesi ibadet evi halinde çalışması kaydı ile Fatih Kaymakamlığı’na bağlandı.
BUGÜN- Ruhban Okulu AB’ye girmek için bir kriter sayılıp, açılmaya çalışılıyor. İstanbul’da Vatikan benzeri bir din-şehir devleti kurabilmek için Avrupa Birliği’ne girme adına Fener-Rum Patrikhanesi’ne ekümenlik verilmesi şart koşuluyor.

LOZAN- Yabancılara verilen adli ve mali kapitülasyon adli ayrıcalıkların tamamı kaldırıldı. Ulusal çıkarlar için önemli kurumlar millileştirildi.
BUGÜN- Yabancı yatırımcılara uygulanan stopaj vergisi kaldırıldı. Gümrük Birliği ile yabancılara ticari alanda ihracata yönelik tek yanlı vergi kolaylıkları sağlanmasıyla ulusal üretim yok ediliyor.
Ulusal çıkarların ve toprak bütünlüğünün korunmasına yönelik milli işletmeler ‘özelleştirme’ adı altında yabancılara satılıyor. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, önce ABD ve onun korumasındaki tarikat şeyhine sunulup, onay isteniyor.

LOZAN- TBMM ve Türk Devleti’nin varlığı ve bağımsızlığı uluslararası alanda resmen kabul edildi.
BUGÜN- ABD ve Avrupa, AB’ye alacağız diye ülkemize hukuk, ekonomi, yargı ve yönetim alanında her istediğini yaptırıyor ve Avrupa Birliği yasalarının, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’ndan üstün sayılması için çalışmalar hızla devam ediyor. Bağımsızlığın ve ulusal egemenliğin simgesi TBMM, işgal altındaki bir ülkeymiş gibi AB’nin istediği yasaları çıkarıyor, çıkarmadığı zaman ise azarlanıyor.

LOZAN- Türkiye Cumhuriyeti’nin ulusal sınırları çizildi.
BUGÜN- Doğu Anadolu’da Ermenistan devleti, Güneydoğu Anadolu’da kukla Kürdistan devleti, Doğu Karadeniz’de Pontus-Rum devleti kurulması için haritalar çiziliyor. Montrö Sözleşmesi yok sayılarak boğazların AB ve ABD denetimine verilmesi için hazırlıklar yapılıyor.

“Bu iki söz unutulmamalı”
Karaca, açıklamasının sonunda da Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Efendiler! Artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa’dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa’nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa’dan almak gibi bir takım zihniyetler belirdi. Halbuki, hangi bağımsızlık vardır ki, yabancıların nasihatleriyle, yabancıların planlarıyla yükselebilsin? Tarih böyle bir olayı kaydetmemiştir!” sözüne ve Lord Curson’un “Lozan görüşmelerinden memnun değiliz. Hep sizin dedikleriniz oldu. Reddettiklerinizin hepsini cebimize atıyoruz. Harap bir memleket alıyorsunuz. Mutlaka paraya ihtiyacınız var. Bu parayı almak için gelip diz çökeceksiniz. O zaman cebime attığım kartları teker teker önünüze koyacağım.” sözüne yer vererek, bu iki sözün unutulmaması gerektiği belirtildi.

“Lozan, TC’nin varlık belgesidir”
Eğitim-İş Denizli Şube Başkanı Osman Kandemir de Lozan Barış Antlaşması’nın imzalanmasının 87. Yıldönümü nedeniyle yayınladığı açıklamada, Lozan Antlaşması’nın, Türkiye Cumhuriyeti’nin varlık belgesi olduğunu söyledi. Kandemir, “Yenilmez kabul edilen, ‘Düveli Muazzama’ adı verilen emperyalist güçleri, Mustafa Kemal önderliğinde yenilgiye uğratarak kazanılan, bağımsızlığın, egemenliğin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti varlığının belgesi olan Lozan Antlaşması’nın 87. yıldönümünü, Cumhuriyetimizin bütünlüğünü, ulusumuzun birliğini koruma kararlılığıyla kutluyoruz. Lozan Antlaşması’yla; Türkiye Cumhuriyeti varlığını tüm dünyaya kabul ettirerek dünya ulusları arasında onurlu yerini almıştır. Ezilen tüm uluslara sömürünün bir yazgı olmadığını göstermiştir. Ulusal Egemenlik ilkesinin yaşama geçmesini sağlayacak tam bağımsızlık gerçekleştirilmiştir. Türk Ulusu’nu yok etmeyi amaçlayan Sevr Sözleşmesi tarihin çöplüğüne atılmıştır. Başta kapitülasyonlar olmak üzere sömürgeci tekel ve sermayeye sağlanan tüm ayrıcalıklar kaldırılmıştır. Misakı Milli (Ulusal Ant) davası uluslararası düzeyde utkuya ulaşmıştır. Yurtta ve dünyada barışın temelleri atılmıştır. Mustafa Kemal Atatürk, ‘Bu antlaşma Türk Ulusu’na karşı yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr Anlaşmasıyla tamamlandığı sanılmış büyük bir yok etme eyleminin çökertilişini anlatan bir belgedir. Osmanlı tarihinde benzeri bulunmayan bir siyasal zaferin eseridir’ demiştir. 20. yüzyılın ilk çeyreğinde sömürgeciliğin ve yok olmanın belgesi olarak dayatılan Sevr Antlaşması’na; Türk Ulusu tarafından, bedeli can ve kanla ödenerek Lozan Antlaşması ile gereken yanıt verilmiştir. Bugün de Sevr’i savunan etnik ve dinsel bölücüler, yeni mandacı işbirlikçi uşaklar ortaklığı da tarihin bu dersini hiç unutmamalıdır. Türk ulusu da kanı, canı pahasına elde ettiği Lozan Antlaşması’na, Cumhuriyetin değerlerine ve kazanımlarına sahip çıkmalıdır” dedi.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı