“Kenti yönetenler hizmetkar olmalıdır, padişah değil”

TMMOB Denizli İl Koordinasyon Kurulu, Kız Meslek Lisesi’nin yıkılması ile ilgili yaptığı açıklamada, yıkımı ve kent yöneticilerini eleştirdi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Bilindiği gibi son günlerde Denizli gündemini bir taraftan yaşanan sel felaketi, diğer taraftan “her şeye rağmen ve herkese karşı” meydan okurcasına her türlü demokratik anlayıştan uzak, yasal olmayan “Ben yaptım oldu” anlayışı ile yıkılan Kız Meslek Lisesi oluşturmaktadır.

Binanın yıkımı STK, meslek odaları, demokratik kitle örgütleri, Kız Meslek Lisesi Mezunları Derneği, Emekli Öğretmenler, Okul Aile Birliği gibi yoğun bir kamuoyu katımı ile gerçekleştirilen basın açıklamasından yaklaşık iki saat sonra başlamıştır. .Dolayısı ile bu durum yetkililerin, halkın büyük çoğunluğunun desteği olmadığı yönündeki söylemlerinin mesnetsiz olduğunu ortaya koymaktadır.

Gece saatlerinde başlatılan bu yıkım, yine aynı kamuoyu desteği ile durdurulmuştur. Olay yerine gelen Emniyet Müdürümüz, yetkililerle görüşerek yıkımın mevcut haliyle kalacağını söylemişken, ertesi gün binanın tümüyle yıkılması bina hakkındaki yetkili kurum konusunda akıllarda soru işaretleri doğurmuş ve endişe uyandırmıştır.

Denizli Hükümet Konağı ve çevresi konulu proje, İçişleri Bakanlığı 2009 yılı yatırım programında olup, proje sahibi kurum İl Özel İdaresi’dir. Dolayısı ile geçtiğimiz yıl yapılan sempozyum sonucu imzalanan protokolde taraf olarak Denizli Valisi ile Bayındırlık Müdürü ve İl Özel İdaresi İmar İşleri Müdürü’nün imzası vardır. Oysa gelinen sonuç binanın yıkımı ile sonuçlanmış ve bu durum sonrasında açıklama yapan Sn. Belediye Başkanı Nihat Zeybekci olmuştur.

Kamuoyu, bu konudaki açıklamayı imza atan taraf ve proje sahibi olan Valilik’ten beklemektedir.

Ayrıca 2008 yılında gerçekleştirilen Antik Kentler ile ilgili panelde Sn. Zeybekci, geçmiş dönemlerde yapılan eserlere hep birlikte kötü davrandığımızı, tarihi silmek için özel gayret gösterdiğimizi, bu durumun bir moda ve salgın haline geldiğinin yanlışlığına işaret etmiş, “Ulu Cami ortadan kaldırıldı, minaresi kaldı; ondan da huzursuz olup onu da kaldırdık. Çünkü delik deşik bir şekildeydi. Ulu Camii’nin minaresi şahitlik edecektir. Bir de diyecekti ki; burada minare var, bunun bir yerde camii de vardır, bunu kim yaptı acaba diye soracaklar. Şimdi minareyi kaldırdık, kimse sormayacak şimdi” demiştir.

Şimdi sormak istiyoruz, söylediği şeyi yalanlarcasına kendisi de bu modaya uymak mı istemiştir, yoksa söylediği gibi hiçbir kanıt bırakmamak için mi Kız Meslek Lisesi’ni tümüyle yok etmiştir.

Tespit edilen bir diğer konu da şudur ki; bir binanın korunma kararı alınmış ise bu yapının çürük raporu olsa dahi yıkmadan koruma yolları statik açıdan mümkündür, yapının cinsine ve durumuna göre güçlendirme projesi yapılarak mevcut yapı depreme ve diğer etkilere karşı mukavim hale getirilebilir.

Sayın Başkan’ın söylediği gibi yapının bir bölümü yıkılınca diğer bölümlerinin de yıkılacağını çocuklar bilemediği gibi Sayın Başkan da bilemez. Bu konuyu ancak konunun uzmanları olan İnşaat mühendisleri bilebilir. Bu talihsiz açıklama, konunun uzmanlarına da hakaret olarak nitelendirilmiştir. Uzmanlık isteyen konulardaki açıklamalar uzmanlara danışılmadan yapıldığında kamuoyunu yanıltmadan öteye gidemez.

Ayrıca gelinen son durumda kazanan proje, “kent belleğinin izlerini taşıyan” konseptini kaybetmiştir ve tartışılır duruma gelmiştir.

Şu konu unutulmamalıdır ki;
Dün yapılanlar bugünümüzü belirlemektedir, bugün yapılan ve yapılacaklar da geleceğimizi belirleyecektir.

Yine unutulmamalıdır ki, bir kenti yönetenler kentlinin hizmetkarı olmalıdır, padişahı değil!!”