“PKK AFFINA MI ZEMİN HAZIRLIYORLAR?”

Denizli Baro Başkanı Demir, CMK’nin 102’nci maddesi gereğince yapılan tahliyelerle ilgili olarak, “Bu durum, ‘Seçimlerden sonra bölücü terör örgütü mensuplarının da içine alınacağı bir genel affın hazırlığı için bir kaos ortamı mı yaratılmak isteniyor?’ diye kaygı oluşmaktadır” dedi.
/ DENİZLİHABER / 7 Ocak 2011 Cuma, 18:02
Denizli Baro Başkanı Adil Demir, Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK)’nun, 1 Ocak’ta yürürlüğe giren ve tutukluluk süresini kısaltan 102’nci maddesi gereğince yapılan tahliyeleri değerlendirdi. Demir, “Bu durum, ‘Seçimlerden sonra bölücü terör örgütü mensuplarının da içine alınacağı bir genel affın hazırlığı için bir kaos ortamı mı yaratılmak isteniyor?’ diye kaygı oluşmaktadır” dedi.
Demir, “Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 102’nci maddesinin uygulanması ve yorumu, Türkiye’nin yüreklerini sızlatan bir şekilde gerçekleştiriliyor. Bunun uygulanması, çok ağır suçlar işlemiş kişilerin tutuksuz yargılanmasına ve tahliye olmalarına sebep olması nedeniyle vatandaşlarda bir infial yaşanıyor” diye konuştu.
Yasanın 2004 yılında çıktığını belirten Demir, ”2008 yılında 102. maddenin yürürlüğü 3 yıl ertelenmişti. Mahkemelerin de buna göre şekillenmesi istenmişti. Ancak 2008 sonunda da hazır olmadığı görüldüğü için 2010 yılına uzatılmıştı. Bütün çağdaş hukuk kurallarında, hukuk ilkelerinde, tartışmasız bir şekilde tutuklama bir tedbirdir. Tedbirin de infaza dönüştürülmemesi lazım. Türkiye’de 102. madde bunu önlemek için, 2004 yılında AB görüşmeleri sürecinde kabul edildi. Yürürlük maddesi, adaletin hazırlık yapabilmesi amacıyla ertelendi. Buna rağmen Yargıtay 9. Ceza Dairesi inanılmaz bir hesapla, anlaşılamayan bir hesapla, maddenin başlığına ve getiriliş gayesine aykırı bir şekilde, 5 yıl 10 yıl gibi süreler ortaya çıkardı” dedi.
102. maddenin uygulanmasının toplumdaki vicdan sızlamasına daha ağır bir durum getirdiğini ileri süren Demir şöyle konuştu: ”Cani olarak ağır itham altında bulunan kişilerin davalarının bitmemesi nedeniyle salıverilmesi, toplumda adalete olan güveni tümden kaldırmıştır. Bunun nedeni Resmi Gazete’de yayımlanmış olmasına rağmen, bölge adliye mahkemelerinin hakim ve savcı bulunmaması nedeniyle henüz hizmete sunulamamış olmasından kaynaklanıyor. Kamu avukatlarının kısa bir eğitimden sonra hakim olarak düzenleme yapılması ile ihtiyaca olan hakim ve savcı ihtiyacının karşılanabileceği ve bekleyen dosyaların önüne geçilebileceğini belirtmemize karşın sanki bilinçli bir şekilde hakim ve savcı alınmadı” dedi.
Türkiye’de 58 hukuk fakültesinde her yıl 10 bine yakın öğrencinin mezun olduğunu bildiren Demir sözleri şöyle sürdürdü: ”Türkiye 2-3 bin hakim almayı 5,5 seneden bu yana yapmamış. Sonrada yargı bunu yapmadı. Doğru yargı bunun hakkından gelememiş ancak 8 yıldan beri iktidarsın 5,5 yıl olmuş bu kanunun çıkalı ve bunun sonuçları ortada. Neden 2-3 bin hakim ve savcı alınamadı 5,5 yıldan bu yana. Kamu avukatlarından ve doktora yapmış avukatlardan bu ihtiyacın kısa sürede karşılanması gerekiyordu, karşılanmadı. Suçlu insanlar tedbir olan tutuklamanın süre dolunca salıverilince bunların geri toplanması zor olduğundan seçimlerden sonra bölücü terör örgütü mensuplarının da içine alınacağı bir genel affın hazırlığı için bir kaos ortamı mı yaratılmak isteniyor diye kaygı oluşmaktadır. Ülkede kaos yaratmanın, adalete olan güveni sarsmanın kimseye yararı olmaz. Yargının hakim ve savcı ihtiyacı kamu avukatlarından ve doktora yapmış avukatların kısa bir eğitimin arından hakim ve savcı olarak atanmasıyla giderilebilir” dedi. Demir, yargının ağır çalışmasının yanı sıra yargıyla-siyasi iradenin tartışmasının asıl sorumlusu hükümet olduğunu da sözlerine ekledi.