REKLAMI GEÇ

TES Genel Başkanı Talip Geylan: “MEB çetelerden kurtarılmalı”

TES Genel Başkanı Talip Geylan: “MEB çetelerden kurtarılmalı”

Türk Eğitim Sen (TES) Genel Başkanı Talip Geylan, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan (MEB) adil, hakkaniyetli, kul hakkına saygılı bir yönetim anlayışını hayata geçirmesini istediklerini söyledi. Geylan, “MEB teşkilatlarının sendikal, vakıf, cemiyet görünümlü işgalci çetelerden kurtarılarak, eğitimin ve eğitim çalışanlarının ihtiyaç ve beklentileri doğrultusunda yönetildiği bir düzende bizler de her zaman taşın altına elimizi, gövdemizi koyarız” dedi.

Haber Merkezi / DENİZLİHABER / 22 Eylül 2018 Cumartesi, 10:42

TES Genel Başkanı Talip Geylan, Denizli Şubesi’nin düzenlediği genişletilmiş istişare toplantısına katıldı. Liva Düğün salonunda gerçekleştirilen toplantıya TES Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Yaşar Şahindoğan, TES Denizli Şube Başkanı Emre Erdoğan, sendikanın ilçe ve okul temsilcileri katıldı.

Toplantının açış konuşmasını yapan TES Şube Başkanı Emre Erdoğan, sendikanın yaptığı çalışmalar hakkında bilgi verdi.

“SELÇUK’TAN UMUTLUYUZ”
Milli Eğitim Bakanlığı’na getirilen Ziya Selçuk’tan umutlu olduklarını belirten Geylan, “Yeni Bakanımıza yaptığımız ziyarette eğitim alanında yaşanan sorunları tek tek anlattık. Bu sorunları bir rapor halinde kendisine ilettik. Bakan Selçuk’tan umutluyuz. Öğretmen yetiştiren bir öğretmen olan Sayın Ziya Selçuk’un Milli Eğitim Bakanı olması eğitim camiasında heyecan uyandırmıştır. Dileriz, bu heyecan, çalışanların motivasyonunu artıran adaletli bir yönetim anlayışı ile devam eder. Bakan’ın devir-teslim töreninde ortaya koyduğu öğretmen ve çalışan odaklı tutumunun, MEB’in merkez ve taşra teşkilatlarındaki yerleşik anlayışa da sirayet etmesini temenni ediyoruz. Uzun zamandır adaletten uzak yönetilen MEB, artık çok yorulmuştu. Umuyoruz ki Selçuk ile yepyeni, herkesi kucaklayan, adaletli bir yönetim anlayışı tesis edilir. Yönetici atamalarındaki liyakatsizliğe son verilmesi, yönetici ve öğretmen atamalarında mülakatın kaldırılması, sözleşmeli öğretmen istihdamına son verilmesi, tüm öğretmenlerin kadrolu olarak atanması, öğretmen atamalarının yetersizliği, 2018 yılında 20 bin atamaya ilaveten ek 40 bin atama talebimiz, öğretmenlere getirilen performans değerlendirme sisteminden vazgeçilmesi rotasyon uygulamasına son verilmesi, MEB’de teftiş sisteminin yeniden yapılandırılması, yargı kararlarının uygulanmamasının doğurduğu olumsuz sonuçlar, memur, hizmetli ve diğer personeli ile ilgili görev tanımı sorunu, görevde yükselme sınavlarının en kısa sürede yapılması, mesai saatleri dışında yüklenen angarya işler, 40 yaş mağduriyeti, kariyer basamakları ile ilgili yeni yasal düzenlemenin gerçekleştirilmesi, zorunlu hizmet bölgelerinde görev yapan öğretmenlere Zorunlu Hizmet Tazminatı ödenmesi, nöbet görevi, özür grubu yer değiştirmeleri, sendikal tarafsızlık, alan değişikliği, okul öncesi öğretmenlerine teneffüs hakkı verilmesi, değerler eğitiminde okullarımıza ne idiğü grup, cemiyet, vakıf ya da dernekler adı altında yapılar girmesi, artırımlı hizmet puanı, KHK ile göreve iade edilenlerin hakları, ek derslerin vergiden muaf tutulması, öğretmenlere 3600 ek gösterge verilmesi, eğitim çalışanlarına yapılan şiddeti önceleyecek düzenlemeler yapılması, eğitim-öğretime hazırlık ödeneğinin tüm eğitim çalışanları ödenmesi konularını dile getirdik” diye konuştu.

“AYRIMCILIĞIN ÖNÜNE GEÇİLMELİ”
Sendikal ayrımcılığın önüne geçilmesini isteyen Geylan, “Daha objektif bir uygulama için sözlü sınavdan vazgeçilmelidir. Daha objektif bir uygulamanın sağlanması için sözlü sınavdan vazgeçilmelidir. Sözlü sınav yerine daha objektif bir sınav sistemi olan yazılı sınav sisteminin benimsenmesi gerekmektedir. Eğitim çalışanları, İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve eğitim kurumlarının yöneticileri tarafından mensup olduğu Sendikalar bahane edilerek haksız uygulamalara maruz kalmakta, çalışanlar lehine verilen Mahkeme kararları dahi türlü bahanelerle uygulanmamaktadır. Bununla birlikte, kamu çalışanları, korkutulma ve üzerlerinde baskı kurulması suretiyle belirli bir sendikaya üye yapılmaya çalışılmaktadır. Kamu çalışanlarına uygulanan bu baskı, T.C. Anayasası’na aykırı olduğu gibi Türk Ceza Kanunu’na göre de açıkça suç teşkil edilmektedir. Bu noktada Bakanlığınızca sendikal ayrımcılığa neden olan tutum ve davranışların engellenmesi yolunda somut tavır alınmalıdır. Öğretmen atamalarının yetersizliğin. Sürekli dile getiriyoruz. Bakanlığımız 100 bin civarında öğretmen açığımız olduğunu belirtti. 2017-2018 Eğitim-Öğretim yılında 63 bin civarında ücretli öğretmen okullarımızda çalışmıştır. Yapılacak olan 20 bin öğretmen ataması yetersiz kalacağından 40 bin ek atama yapılması ilk etapta öğretmen ihtiyacını karşılama noktasında faydalı olacaktır. Sözleşmeli öğretmen istihdamı ile amaçlanan kalkınmada öncelikli bölgelerdeki öğretmen ihtiyacının karşılanması ise, bu sorunun çözümü sözleşmeli öğretmen istihdamı yerine, Zorunlu Hizmet tazminatı gibi yöntemlerle bu bölgelerde çalışmayı cazip hale getirmek olmalıdır. Sözleşmeli öğretmenlik, çalışma barışını da bozmaktadır. Aynı öğretmenler odasında özlük hakları farklı öğretmenler oluşturulmaktadır. Bu yöntem geçmişte de denenmiş ve verim alınamadığı görülerek vazgeçilmiştir. Bu sebeple sözleşmeli öğretmen istihdamından derhal vazgeçilmelidir. Sözleşmeli öğretmenlerimizin tamamının kadroya geçirilmesi, kadroya geçiş süreci tamamlanana kadar kadrolu öğretmenlerin yararlandığı tüm mali ve özlük haklardan yararlandırılması gerekmektedir” diye konuştu.

“GÖVDEMİZİ KOYARIZ”
Geylan, memur, hizmetli ve diğer kamu personelinin görev tanımlarının somut bir biçimde yapılması gerektiğini de bildirerek, “Bulundukları hizmet sınıfının dışında ve sınıfı içinde derecesinin altında bir derecenin görevinde çalıştırılmaması hususuna dikkat edilmesi, amirlere bu konuda sınırsız takdir yetkisi bırakılmaması gerekmektedir. Bir kez daha ifade ediyoruz ki; Türk Eğitim-Sen olarak beklentimiz; MEB merkez ve taşra teşkilatlarında adil, hakkaniyetli, kul hakkına saygılı bir yönetim anlayışının hayata geçirilmesidir. MEB teşkilatlarının sendikal, vakıf, cemiyet görünümlü işgalci çetelerden kurtarılarak, eğitimin ve eğitim çalışanlarının ihtiyaç ve beklentileri doğrultusunda yönetildiği bir düzende bizler de her zaman taşın altına elimizi, gövdemizi koyarız” diye konuştu.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı