REKLAMI GEÇ

Taksim Gezi Direnişi’ne Denizli damgası

Taksim Gezi Direnişi’ne Denizli damgası

Gezi Parkı direnişi olarak başlayıp tüm ülkeye yayılan sokak muhalefeti Denizli önderliği ile dikkat çekiyor. Tiyatro ve sinema sanatçısı Mehmet Ali Alabora, Dansçı ve Koreograf Erdem Gündüz, TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı ve Ressam Yaşar Çallı, eylemi etkileyen ya da sürükleyen isimler oldular. Hepsinin ortak noktası ise Denizlili olmalarıydı.

Haber Merkezi / DENİZLİHABER / 19 Temmuz 2013 Cuma, 14:46

Yaşar TOK
Tiyatro ve sinema sanatçısı Mehmet Ali Alabora attığı Twit sonrası hükümetin aforozuna uğradı. “Duranadam” Erdem Gündüz, birkaç saat içinde tüm ülkeyi saran bir eylem biçimine önderlik etti.  Mehmet Soğancı, TMMOB’ne bağlı odaların etkinliği ile Taksim direnişinde önemli rol oynadı, sonrasında hükümetin Torba yasaya eklediği maddeyle gece yarısı darbesine maruz kaldı.  Yaşar Çallı ise hazırladığı dev boyutlu “Direniş” tablosuyla Picasso ve Delocroix’in yolundan giderek Taksim direnişini sanatıyla ölümsüzleştirmeye hazırlanıyor. Halen yer yer faklı eylem biçimleriyle devam eden Direniş’in Denizlili öncülerini kısaca tanıyalım.

DİRENİŞİN 4 ATLISI: MADE IN DENİZLİ

ic2

Mehmet Ali Alabora
Başkaldırıyı Twitter’den ilk duyuranlardan biri Denizli kökenli sanatçı Mehmet Ali Alabora oldu. Dolayısıyla ilk hedef tahtasına dönüşen de oydu. Başbakan’dan başlayarak tüm devlet erkanının diline düşen sanatçı, oldukça köklü bir aileden geliyor. Çal ilçesinden ve Klasik Türk Müziği bestecisi Selahattin Pınar’ın yeğeni. Karı-koca tiyatro sanatçısı olan Betül Arım-Mustafa Alabora çiftinin çocuğu. Çoğumuzun TV dizilerinden tanıdığı Mehmet Ali Alabora, aslında performans ağırlıklı tiyatro gösterilerinin usta oyuncularından. Son olarak 2010 yılında Denizli’ye gelen Alabora, Garaj İstanbul tarafından sahneye hazırlanan ve Ortadoğudaki çatışmalara tanıklığını anlattığı “Muhabir” adlı tek kişilik oyunuyla seyirci karşısına çıkmıştı. Gösterimi devam eden “Mi Minör” oyunu iktidarı oldukça rahatsız eden ve adeta ‘lanetlenen’ sanatçı, halen tiyatro oyunlarını devam ettirmekte ve zaman zaman film ve tiyatrolarda oyuncu koçluğu yapmakta.

ic1

Erdem Gündüz
Alabora’nın yanı sıra, “Duranadam” eylemini Taksim’de başlatan Erdem Gündüz’de Denizlili çıktı. Dansçı ve Koerograf olan sanatçı, Denizli Endüstri Meslek Lisesi çıkışlı. Bir dönem
Denizli’de yaşadığı ortaya çıkan 34 yaşındaki Erdem Gündüz, o dönem adı Merkez Endüstri Meslek Lisesi olan Şehit Öğretmen Yusuf Batur Endüstri Meslek Lisesi mezunu.
Denizli’de kaldığı dönemde ailesinin çocuk yuvası işletmeciliği yaptığı öğrenilen Erdem Gündüz, Ege Üniversitesi Tiyatro Topluluğu’nda oyunculuk eğitimi aldı. Ege Üniversitesi Dans Tiyatrosu Topluluğu’nun kurucusu olan Gündüz, bu topluluğu iki sene çalıştırdı.
Yıldız Teknik Üniversitesi, sanat ve tasarım fakültesi, müzik ve sahne sanatları bölümü, modern dans programından 2007 yılında mezun oldu. Halen Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sahne Sanatları anasanat dalında yüksek lisans yapıyor.

ic3

Mehmet Soğancı
Türkiye’de Mimar ve Mühendis odalarının çatı örgütü olan TMMOB’nin Genel Başkanı Mehmet Soğancı, Acıpayam’lı bir ailenin oğlu. İlk, orta ve lise eğitimlerini Aydın’da tamamlıyor. Sonrasında ODTÜ Mühendislik’te Makine Mühendisliği eğitimi görürken, 12 Eylül 1980 darbesinden sonra hapse giriyor. Yaklaşık beş yıllık bir yargılamadan sonra çıkan Soğancı, okulu sonradan bitiriyor. MMO yönetim kurullarında görev alıyor ve MMO genel başkanlığı dönemi ve sonrasında TMMOB Genel Başkanı oluyor. Altı dönemdir bu görevi yürüten Mehmet Soğancı, 1970’lerin efsane TMMOB Genel Başkanı Teoman Öztürk’ten sonra “TMMOB’ni dirilten Adam” olarak anılıyor. Halen 43. Dönem Başkanlığını yürüten Soğancı, 2002 yılı 38. dönemden bu yana TMMOB Genel Başkanlığını sürdürüyor.

ic4

Yaşar Çallı
Denizli’ye her gelişinde tuval ve fırçasını elinden düşürmeyen Yaşar Çallı, geçtiğimiz yıllarda “Tarihe Ağıt” adıyla başlattığı mimari eserlerin korunmasına yönelik resim çalışmasını bu kez Taksim Direnişine odaklıyor. Direniş günlerinin sembol görüntü ve fotoğraflarından yola çıkarak hazırlamaya başladığı tablosu ile ilgili çalışmalarını kendi atölyesinde sürdürüyor. Sosyal devrimler tarihinin politik anlamda evrensel simgeleri haline gelen Goya’nın “3 Mayıs’ta Kurşuna Dizilme”, Delocroix’in Halka Önderlik Eden Hürriyet”, Picasso’nun “Guernica” ve yine Picasso’nun “Kore’de Katliam” tablolarından esinlenerek, Türkiye yakın tarihinin bu en özgün evrensel hareketini tuvale aktarıyor.
Yaşar Çallı, Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönelerinin ünlü ressamı İbrahim Çallı’nın torunu. Ailesi Çal ilçesi kökenli. Kendisi İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nde, dedesinin öğrencisi olan resim hocalarından aldığı resim dersleri yanında on yıl boyunca heykel eğitimi gördü. Giderek portre ressamlığının Türkiye’deki en önemli temsilcisi haline geldi. TBMM’nin Cumhuriyet döneminde kadrolu olarak işe aldığı tek sanatçı ünvanına sahip. Oradan emekli oldu. Görevi boyunca tüm devlet yöneticilerinin portrelerini hazırladı ve Kurtuluş Savaşı tablolarıyla meclis koridorlarını renklendirdi. Atatürk’ü gerçeğine en yakın resmeden sanatçı olarak tanındı. Dedesi İbrahim Çallı’nın izinden giden Yaşar Çallı, tıpkı onun gibi manolyalar ve peyzaj resminde usta bir isim olduğunu kanıtladı. Türki’ye dışında dünyanın pek çok ülkesinde sergiler açtı. Son olarak İrlanda’nın Dublin kentinde hazırlanan karma sergide 6 eseri ile yer aldı.

Yorumlar

Ahmet Şevki Gördes   -  Bağlantı 19 Temmuz 2013, 22:44

ÇAPULCU VAY ŞARKILARI İLE İLK GÜNLERDE GEZİ OLAYINA DAMGA VURAN…..BOĞAZİÇİ CAZ KOROSU’NDAKİ DENİZLİ’DEN İKİ GENÇ ÜNİVERSİTELİ MÜZİK ÖĞRENCİSİNİ DE EKLERSEK….DENİZLİ ETKİSİ DAHA DA ARTMIŞ OLUR

haber   -  Bağlantı 20 Temmuz 2013, 15:52

Haberimize yorum yapan Demir rumuzlu okurumuz demiş ki, “Diğerlerini bilmem ama Yaşar Çallı Amerikan Büyükelçisi’nin de portresini yapmıştı. Ressam diye bilinir kendileri…”

Büyükelçinin tablosunu yaptığı doğru. Ama kısa bir açıklamayı gerektiriyor. Çallı o tabloyu politik bir misyonla değil, sanatçı ve iş olarak yaptı. Kömürcüoğlu Heykel Kolonisi için Büyükelçi’nin ziyareti döneminde bizzat Nihat Kömürcüoğlu’nun siparişi olarak ücret karşılığı yapılmıştı.

Ayrıca daha fazlası var, Çallı, devletin zirvesinde yer almış olan bu günkü yöneticiler de dahil herkesin, yaklaşık 40 yıldan bu yana tümünün resmini yaptı. TBMM koridorlarında bunları görebilirsiniz. Çin Büyükelçisini, Sovyet Büyükelçisini, Irak’ta, kendi sarayında Saddam’ı resmetti. Çin’de de, Amerika’da da sergi açtı. TBMM Ressamı olması sebebiyle yabancı kordiplomatikle yakın ilişkileri her zaman oldu ve devam etti. Bunların yanı sıra Çallı, Cumhuriyet’in ilk ve tek kadrolu ressamıydı. Henüz geçtiğimiz aylarda onu, son on yılın meclis başkanı olmuş politikacıların tablolarını yapmakla görevlendiren aynı TBMM’ydi.

Bir bakış açısıyla bunların tümü, onu yok saymanın sebebi olabilir. Ama durumu kendi tahayyülümüzün düzleminde görmeden bakarsak, belki daha başka bir açıyla değerlendirmek mümkün olacaktır.

Bu bilgilere ek olarak, yazıda sözü geçen diğer ressamların geçmiş hayatları da, Çallı’dan farklı bir seyir izlemez. “3 Mayıs’ta Kurşuna Dizilme” tablosunun yaratıcısı Goya, aslında İspanyol krallığının saray ressamdır. “Halka Önderlik Eden Hürriyet”i yapan Dlocroix, Fransa’nın Cezayir’i ilk işgalinde diplomatik görevle oraya gönderilen bir devlet görevlisi olmuştur. Örnekler birbirine oldukça yakın.

Sonuçta, sanatçıyı bir siyasallaştırma metaforuna kurban etmek ne derece doğru? Onun ressam ya da sanatçı sayılıp sayılmamasına ideolojik ölçütlerle karar verecek olan bizler miyiz gerçekten?

demir   -  Bağlantı 19 Temmuz 2013, 19:55

Diğerlerini bilmem ama Yaşar Çallı Amerikan Büyükelçisi’nin de portresini yapmıştı. Ressam diye bilinir kendileri…

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı