REKLAMI GEÇ

PKK, Öcalan, Sn. R. T. Erdoğan

26 Ekim 2009 Pazartesi

Osmanlının 600 yıllık devleti, bir imparatorluktu. Atalarımız kurmuştu ve bizim tarihimizdi. En güçlü olduğu dönemde dünyanın en büyük imparatorluk devleti idi.

Ancak ne bir Cumhuriyet, ne bir demokratik devlet, ne bugünkü gibi bir hukuk devleti ne de bir millet devletiydi.

Kurtuluş savaşı ile kurulan devlet, Türkiye Cumhuriyeti idi.
Laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti.
Varlığını ümmetten değil, milletten alan bir devlet.
Üniter devlet.

“ Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına, Türk milleti denir. “
Atatürk, Türkiye Cumhuriyetini böyle tarif etmişti.

Türkiye Cumhuriyeti nin kuruluş değerleri vardır. Bu değerlerin en önemlisi devleti, tek bayrak, tek vatan, tek millet olarak yaşatmak ve geliştirmektir. Bunu dili, dini, soyu, mezhebi farklı halkımızla başardık.

Ulu önder Mustafa Kemal in liderliğinde 1923 te kurulan Cumhuriyetimizin 86. yılında aşağıdaki sözler, PKK terör örgütü lideri tarafından, cezaevinden avukatları aracılığı ile devleti yönetenler muhatap alınarak açıklanmıştır.

“ Birinci aşama, devlet Kürtlerin tüm haklarını güvence altına alacak. Biz de bölücü olmadığımızı devlete ispatlayacağız. Şiddeti yöntem olarak esas almadığımızı ilan edeceğiz. Şiddeti devreden çıkaracağız. Bu aşamada çatışmasızlık ortamı oluşturulur. Devlet de demokratik çözümü kabul edecek. Kürtlerin kendi kendini yönetmesine imkân tanıyacak. Ancak bunların olabilmesi için benim de önümün açılması lazım. İkinci aşama olarak sınır dışına çekilme gerçekleşecek. Üçüncü aşama olarak da devlet verdiği güvenceyi hukuki mevzuata yansıtacak, bunun anayasasını, kanunlarını, yönetmeliklerini yapacak. Devlet bunu yaptığı oranda da geri dönüşler olacak. Devlet kendimizi yerelde yönetmemize izin verecek………………..”

Türkiye Cumhuriyetini yönetenler bu devleti ;

Bankaları satmak, rafineleri satmak, demir çelik fabrikalarını satmak, şeker fabrikalarını satmak, limanları özelleştirmek, telekomu satmak, okulları özelleştirmek, barajları satmak, yandaşlarına basın kuruluşu almak, üretmek yerine alıp satmak, hukuk yerine ulemaya sormak, ülkeyi son 7 yılda 300 milyar $ borçlandırıp 100 milyar $ değer üretmemek, 7 yılda bir arpa boyu yol alınmadığı halde AB ye giriyoruz aldatmacaları ile halkı oyalamak, binlerce insanımızın canına mal olan Kıbrıs ı yok saymak, dünyanın en fazla işsizi olan 3 ülkesinden birini yaratmak, ülkemizin tek aşı üretim tesisini kapatmak, 15 günde kendini değiştiren domuz gribi virüsü için belki bir ay belki iki ay bekli de 3 ay sonra kullanılacak ve hiçbir etkisi olmayacak bir aşıyı eski para ile 1 kat trilyon tl ye yabancılardan satın alan tek ülke olarak,
yönettiklerini zannedenler için,

34 teröristi elini kolunu sallatarak, zafer kazanmış bir asker edasıyla Türkiye Cumhuriyeti topraklarına sokmak, bir dönüm noktasıdır.

19 Ekim 2009, 86 yıllık Cumhuriyetimizin kuruluş amaç ve değerlerinin belki de ilk kez bu derecede tehlikeye atıldığı gündür.

İlk kez bir terör örgütü lideri, Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ve devleti ile devletimizin kuruluş amaç ve değerlerini değiştirmek için pazarlık yapabilmiştir.

1923 ten beri ilk kez Türkiye Cumhuriyeti bu denli parçalanabilir bir hale düşürülmüştür.

Dünya tarihinde savaş ile yok olmuş ülkeler vardır. Ancak unutulmamalıdır ki Türkiye Cumhuriyeti kurtuluş savaşı ile kurulmuş tek ülkedir. Kurtuluş savaşının atalarımıza ve bizlere bedeli çok ama çok ağırdır.

Hangi emperyalist güçler tarafından, hangi planlar, içimizdeki hangi işbirlikçilerle birlikte tasarlanmış olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti, ne İngiltere, ne İspanya ne de arka bahçedeki herhangi bir muz Cumhuriyeti değildir.

Sevgilerimle

Çetin APA

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı