Zaman Tüneli

Sosyal ağları merakla kullanıyoruz. Aslında sanal alem diye adlandırdığımız internetin hiç de sanal olmadığını hatta düşünce dünyalarımızı daha net paylaşabildiğimizi hepimiz deneyimliyoruz. Özellikle internet başında dingin bir haldeyken sevdiklerimizle görüşmek, onlardan haber almak, hoşumuza giden içimizde örneğini bulduğumuz güzellikleri paylaşmak ve bunlar hakkında konuşmak, şakalaşmak sosyalliğin, anlamanın ve anlaşılmanın modern yöntemlerinden biri oldu artık. Zaman zaman içimizde yeri olmadığını hissettiğimiz paylaşımlar da oluyor, tepki gösterip kızıyoruz. İnsanız. Öğreniyoruz. Tıpkı olağan gündelik yaşamımızda olduğu gibi. Ne kadar materyalist bir çağda yaşarsak yaşayalım anlam üzerine kurulu bir varlığımız var. İnternet ve özellikle interaktif olan sosyal ağlar bunun bir izdüşümü olarak bildik biçimde olmasa da tüm dünyaya bağlanabilmemizi sağlıyor.

Facebook bu konuda bir devrim yarattı. Aslında bu boyuta geleceği tahmin edilmiyordu ve bu amaçla da ortaya çıkmamıştı. Ama kabul görmesi ve tüm dünyayı sarması hem çok ciddi bir sosyal güç haline gelirken hem de sorumluluk getirmiş oldu. Yıllar içinde yenilik adına kullanıcıların hoşuna gitmeyen adımlar attılar ve ilk günlerdeki özelliklerinden son derece uzaklaştı. Her adımda tepkiler alsa da her yeni nesil Facebook’u öyle bildi ve ilk halini hiç tanımadılar bile. Güç ve sorumluluk dengesi çok önemlidir. İnsanlar sizi tercih ediyor sizi seçiyorsa bu gücün nedenine bağlısınız demektir. Benzer durum ülke yönetimlerinden, apartman yönetimine kadar geçerlidir bu arada. Güç sorumluluk bilinciyle kullanılmalıdır, sorumluluk güçtür.

Zaman tüneli(Timeline) özelliğini gerektiren ilk düşünce geçmiş aylarda ve yıllardaki paylaşımlara kolay ulaşabilmemizi sağlamak olmalı. Aslında fena bir fikir değil ve bir ihtiyaç gibi görünse de kimsenin geçmiş paylaşımlarla ilgileceği yok. Hayat zaten çok hızlı. Bir yandan basındaki yapay gündemlerin sosyal ağlara yansımaları bir yandan arkadaş çevrenizde olup biten sizce önemli gelişmeler ve diğer uzaktan yakından çok önemli olmayan veya o an önemsenip unutulan bir kaç anlamlı mesaj, fotoğraf, klip vb. paylaşımlar akıyor sürekli. Kişinin kullanım alışkanlığı önemli bu noktada. Elbette gerekli ve yerinde kullanımlar hepimiz için faydalıyken bilgilerini açıkta bıraktığını düşünenler bu sosyeteden ayrılıyorlar da. Bu son yenilik olan “Zaman Tüneli” tüm bu kriterler doğrultusunda gerçekten de gereksiz ve profil sayfasına getirdiği ek ağırlık nedeniyle de yersiz kullanıcılar açısından. Tepkiler de gecikmedi ve türlü türlü protesto sayfaları günden güne çoğalmakta. Çünkü bir kere geçtiyseniz geri de alamıyorsunuz dahası yakında tüm profillerde zorunlu olacak olması.

Bilgilerini sosyal ağlarda paylaşmak istemeyen bir kesim varken şimdi yine eski köye yeni adet getirmenin altındaki amaç gerçekten nedir bilmiyoruz. Yoğun içeriğin aynı sayfada kullanımının getirdiği yavaşlığın önüne geçmek için daha yeni daha hızlı bilgisayarlar gerekiyor. Ayrıca zaman tüneline geçmiş kullanıcılar dikkat etmeli bunun geri dönüşü hiçbir şekilde yok şu an. Facebook’da bu tür vaatler görürseniz tuzağa düşüp de ilgili herhangi bir uygulama kurmamalısınız.

Twitter buna bir derece alternatif olabilirken Google+ da bu hizmete ortak olmaya çalışıyor. Google’ın gizlilik politikasındaki değişiklik kararı apayrı bir kıskaç. Rekabet sürecek ama insan odaklı, hizmet odaklı olması son derece önemli. Yaşamın her alanında, ilişkilerin her anında olduğu gibi.